bugün

Pergeli Apollonius (d. MÖ 262 Perge - ö. MÖ 190, iskenderiye), Yunan matematikçi.

Zamanında çok bilinmeyen, fakat 1600 yıllarında değeri anlaşılan Yunan matematikçilerinden biri Pergeli Apollonius'tur. Eski devirlerin en büyük matematikçilerinden biridir. MÖ 267 veya 262 yıllarında, Pamfiye denilen Teke sancağının Perge kentinde dünyaya gelmiştir. Mısır'ın iskenderiye kentine giderek, Öklid'ten sonra gelen matematikçilerden dersler alarak kendini yetiştirmiştir. Bir aralık Bergama'ya giderek orada kalmış, burada matematikçi Ödemus ve eski Bergama hükümdarı Atal ile ilmi ilişkilerde bulunmuştur. Matematikçi Pappus, Apollonius'un, bencil, üne düşkün, kibirli ve gururlu birisi olduğunu yazmaktadır. Apollonius'un yaptığı çalışmalar ve buluşları onun bu zayıf taraflarını örtecek kadar kuvvetlidir. Çarpmaya ait birçok buluşu vardır. Tümü geometriye ait olan yedi sekiz kitabı vardır. Konklere ait buluşları onu şöhretin zirvesine çıkarmıştır. Birçok eserinin kaybolmasına karşın, bazı yapıtları Pappus tarafından yeniden ortaya çıkarılmıştır.
Büyük yunan matematikçi.

Konikler hakkında yazdığı içerisinde yüzlerce teori bulunan 8 ciltlik bir eserinin ilk 7 cildi günümüze kadar ulaşmıştır. Bu eserin günümüze ulaşmasında fatımiler döneminde yaşamış arap matematikçi ibn-i heysem'in büyük payı vardır. Bazı yanlışları düzelterek Kitabı arapça'ya kitab-ı mahrurât ismiyle tercüme etmiştir. Bu kitap daha sonra batı'ya aktarılıp birçok gelişmenin kapısını aralamıştır. Kitabın oxford, tahran nüshalarının yanında bir de süleymaniye kütüphanesi'nde de bir nüshası bulunmaktadır. Kayıp olan 8. Cilt yerine ibn-i heysem kendisi bir eser yazmış fakat bu yazdığı eser asırlarca kütüphanelerde gizli kalmıştır. Yanılmıyorsam batılı bir matematikçi de -yine yanılmıyorsam halley- böyle bir işe girişmiş ve 8.cildi kendince yazmıştır.

Aslında bu son ciltlerin kayıp olması biraz ilginç bir konu. Birkaç matematikçinin daha kitaplarının son ciltleri kayıp ve son ciltlerde de genellikle izlenilen metotlar ve önceki ciltlerdekinden daha girift problemler ele alınacağı söylenegeliyor. Belki de matematikçiler o son cildi hiç yaz(a)mayıp yalnızca sonrakilere bir insanın bir şeyleri çözebileceği, keşfedebileceği anlamında bir umut aşılamak için bunu yapmışlardır.

Kepler de Pergeli apollonius veya ablamyus'dan(batlamyus'la alakası yok) yararlanıp onun geometrik şekillerini astronomiye uygulayanlar arasındadır. Hocasının keşfettiği gezegenleri çember bir yörüngeye oturtamayınca bir gece aklına apollonius'un elipsleri gelir. Güneş sistemindeki gezegenlerin yörüngeleri buna uymaktadır.

Ayrıca biraz alakasız olmakla birlikte ayasofya'nın iki mimarı trallesli anthemius ve miletli isidoros da pergeli apollonius ile aynı havzanın çocuklarıdır. *

Not:
Batı'ya aktarılan "kitab-ı mahrurât"ın başında aslında ibn-i heysem'in adı yazmıyor. islam medeniyeti'yle batı medeniyeti arasındaki önemli farklardan birisi de aslında burada yatıyor. islam alimleri kitapların başına isimlerini yazmaktan genellikle kaçınmışlardır. Bunun sebebi daha sonra meydana gelecek bir böbürlenmeden, kibirden korktukları için olsa gerek diye düşünüyorum. Bu yüzden islamın bir zamanlar hüküm sürdüğü coğrafyadan çıkan eserlere bakarsanız girişlerinde kitabı yazana dair nadir şeyler bulursunuz(tabii bu her zaman böyle değildir). Bunlar daha sonra araştırılarak kime ait oldukları ortaya çıkarılır. ibn-i heysem'e ait olduğu da kitaptaki ipuçlarından yola çıkılarak bulunmuştur.