bugün

aşırı duygu yüklenmesi olunca yapar insan. hele bir de gece yarısı ve ev yüksek bir katta ise. yanan ışıklara bakıp yalnız olmadığı hatırlar insan. hatırlar

bakacak bir pencereniz bile yoktur bazen, o zaman kaçamassınız yalnızlığınızdan.
yağmur yağarken, seller akarken arap kızının pervasızca gerçekleştirdiğidir.
bakma esnasında deprem olması sonucu duyguların birbirine karışması, beynin hararet yapması gibi sonuçlar doğurabilecek, ömür boyunca bodrum gibi mekanlarda yaşamaya sebebiyet verebilecek olay.
bir gürültü bir patırtı duyulduğu zamanlarda sıkça yapılan temaşa.
bazen çok güzel olabilecek durumdur. özellikle evin sıcak oldugu, ruh halininde biraz hüzünlü oldugu durumlarda insana huzur verir. saatlerce o sesi dinlersiniz ve damlaların yerde oluşturdugu izleri izlersiniz, kendiniz için yeni kararlar alabilirsiniz.
lapa lapa kar yağarken yapıldığında insana terapi gibi gelen bakıştır.
yağmur yağdığı zaman keyifli olan iş.
farkında olmadan yapılan en güzel eylemlerden bir tanesi. çoğu zaman cama yakın durduğumuz için kafamızı uzatır bakarız ama genelde pencereden baktığımızın farkında olmayız, yani bu hissedilmeyen bir eylemdir. kapıyı açarken, koltukta otururken, tv seyrederken bu eylemleri hissederek yapar ve yaşarız. hatta yamacımızdaki insanlara bu eylemleri anlatırız bile ama bu pencereden bakmak başka bir şey. anlatılmıyor, hissedilmiyor...
(bkz: sıdıka)
pencereden bakmayı
öğreteceğim sana...*
gelecek birini beklediğinizde anlam kazanan eylemdir.
zil çalınca kimin geldiğini görebilmek için gizliden yapılabilen iş.
gece bütün şehir uyurken
büyük bir sessizlik etrafı sarmışken
kahve eşliğinde yakılan sigara ile
fonda slow şarkılar çalarken
koltukla bütünleşerek
öylece dışarıdaki sessizliği dinlemek
anıları izlemek
(bkz: ev kedisi)
mutluysan, ellerin cepte olması durumudur.