bugün

ingilizlerin neredeyse kullanmadığı, tensimsi.
gecmisin gecmisini * ifade eder.bir nevi zamanin ikinci turevi.
geçmişteki mükemmel zamanları anlatan bir tense. nerde o geçmiş zamanlar azizim...
formülü özne + had + fiilin 3. hali olan fiil çekimi.
türkçesi uzak geçmiş zaman olan ingilizcedeki 12 tense'den (daha doğrusu anlatım biçimi) biri. 2 geçmiş olaydan daha önce olanı bu tense'le ifade edilir ve mutlaka simple past tense ile birlikte kullanılmalıdır.
öğrenmek için uğraşılmaması gereken tense. **
(bkz: ingilizlerin işinin gücünün olmaması)
türkçe karşılığı mişli geçmiş zaman olduğu için türkçe karşılığı olmayan perfect tense göre daha kolaydır aslında.
present perfect tense e göre daha kolay olan tense dir, bir nevi past'ın pastıdır. iki actiondan biri diğer bir action u kestiği zaman kullanılır.
--spoiler--
now let me tell you something.
--spoiler--
müfredatta boşuna yer kaplayan tense.
sonra çocuklar niye ingilizce konuşamıyor. bir müsade edin de konuşmaya daha fazla vakit ayıralım. ama nerde... bu ve bunun gibi tenseleri öğretmek büyük bir zahmet zaten.
"emin'le berk dün kampüste karşılaştılar. emin'le berk üç hafta önce kavga etmiştiler." diye dedikodu yapan birinin, aynı cümleyi ingilizce söylemek istediğinde "kavga etmiştiler" fiilini çekimlediği, ingilizce'ye ait bir haber kipi.
ingilizlerin "hey gidi günler!" deyu başlayan cümlelerinde kullanmaları öngörülen ama pek sık kullanmadıkları zaman...
Present perfectten ayırt etmesi güç olan tense.
ing. Mükemmel geçmiş.*
Ing. tene mükemmel geciris
Geçmişin geçmişidir. Geçmişte yapılan iki 2 eylemden hangisi daha önce ise o eylemde bu zaman kullanılır.
Türkçede olmayan birçok zaman ve anlam gibi anlatmak ve bunu öğrenciye kavratmak zordur. Present perfect kadar kasmaz insanı.
el emeği lan cidden yarın sınavım var. örneklerin bazılar çalma,çırpma işi.

PAST PERFECT TENSE

**AFTER (SONRA)

AFTER + PAST PERFECT TENSE ( HAD + V3 ) , PAST SIMPLE TENSE ( V2/Ved )

After we had left the party, we went to the cinema.
Partiden ayrıldıktan sonra sinemaya gittik.
(Ayrılma eylemi daha önce olduğu için past Perfect tense kullanılır.)

** AFTER'DAN SONRA FIRTS'LÜ CÜMLE GELiR. FIRST VE THEN VARSA CÜMLEDEN ATILIR.

ÖRN:

FIRST SHE HAD A SHOWER , THEN SHE LEFT HOME (AFTER)

Bu cümleyi AFTER'lı yapacağız.

AFTER SHE HAD HAD A SHOWER , SHE LEFT HOME.

(AFTER DAN SONRA HAD V3 OLDUĞU iÇiN HAD HAD OLDU 2. HAD HAVE'iN HAD'i)

**BEFORE (ÖNCE)

BEFORE + PAST SIMPLE TENSE ( V2/Ved ) , PAST PERFECT TENSE ( HAD + V3 )

Before I came home, everybody had had dinner.
Ben eve gelmeden önce herkes akşam yemeğini yemişti.
(Yemek yeme eylemi daha önce olduğu için Past Perfect Tense kullanılmıştır.)

** BEFORE'DAN SONRA THEN'Li CÜMLE KULLANILIR.CÜMLE KURULURKEN THEN ATILIR.

ÖRN:

FIRST , PAUL STUDIED MASTERS ON ELT.THEN, HE STARTED HiS PHD. (BEFORE)

BEFORE HE STARTED HiS PHD,PAUL HAD STUDIED MASTERS ON ELT.

( BEFORE'DAN SONRA V2 OLAN ONDAN SONRA Ki CÜMLE HAD+V3 )

** WHEN

WHEN + PAST SIMPLE TENSE ( V2/Ved ) , PAST PERFECT TENSE ( HAD + V3 )

When + simple past tense, Past Perfect Tense
When I arrived at the party, Tom had already gone home.
Ben partiye vardığımda Tom çoktan eve gitmişti.

** BY THE TIME

BY THE TIME + PAST SIMPLE TENSE (V2/Ved),PAST PERFECT TENSE ( HAD + V3)

By the time + simple past tense, Past Perfect Tense
By the time he finished his work, everyone had left the office.
O işini bitirene kadar, herkes büroyu terketmişti.

BY THE TIME'DAN SONRA THEN'Li CÜMLE GELiR. CÜMLE KURULURKEN THEN ATILIR.

ÖRN:

WE FINISHED WATCHING THE FILM. THEN , WE DECIDED TO HAVE A WALK BY THE SEASIDE ( BY THE TIME)

BY THE TIME WE DECIDED TO HAV A WALK BY THE SEASIDE , WE HAD FINISHED WATCHING FILM.
ingilizce öğretmenlerinin anlatırken "geçmişin geçmişi" diye tanımladığı zamandır. Türkçe'deki karşılığı Geçmiş Zamanın Hikayesi veya Geçmiş Zamanın Rivayeti olabilir. Tek başına kullanılmaz; simple past tense ile birlikte kullanılmalıdır.
Past Perfect Tense Türkçe'de "miş"li geçmiş zamanın karşılığı olarak kullanılabilir. Geçmişte olan iki olaydan, daha önce olanını ifade ederken bu tense'i kullanırız.
This is her first swimming lesson. She is very excited and she doesn't know what to do. She has never swum before. ~~ Onun ilk yüzme dersiydi. Çok heyecanlıydı ve ne yapacağını bilmiyordu. Daha önce hiç yüzmemişti.