bugün

bu konuyla ilgili anlamadigim sey; allahin insanlara kendilerine eziyet etmelerini yasak kilmisken, neden saatlerce yemek yedirmeyip ve daha onemlisi su icirmeyip kendilerine eziyet etmelerini istesin ki? dun gece niyetlenmistim ama kalkar kalkmaz cok susadim ve bunu dusundum.. sen nefsini neden terbiye etmek zorunda olasin ya da su icmekle diger gunahlar bir mi tutuluyor? standartlara uygun, baskalarina aci vermeden yasamayi ogrenmis bir insan zaten nefsini terbiye etmis sayilmaz mi? ayrica "hallerinden anlamamiz gereken fakirler" de tutmakla mukellef degil mi bu orucu? biz onlarin halinden anladik diyelim onlar ne demeye tutuyorlar? insanlar ezbere yasiyormus gibi geliyor bana. herkese saygim sonsuz, oruc tutmak yanlis da demiyorum ama dogru olduguna dair bir dusuncem de yok. dusunmeden koru korune inanan insanlari da anlamiyorum. gelenek olarak hos bir sey oruc. butun aile, sevenler bir arada yemek yemek, bir amaca bagli olarak yasadigini hatirlamak, ne bileyim bakinca guzel gozukuyor aslinda. ama ailemden kucucuk cocuklar tutarken benim icimden gelmiyor. allah bana da bu konuyla ilgili mantik sunsa da bende inanip tutsam diyorum bazen. aslinda senin kul olarak yaraticinin onune sundugu bir gereklilige sorgu uygulaman ne kadar dogru diye bir dogmatik dusunce de olabilir ama bu beyin bosuna orda degil diye dusunuyorum. bunlari dusunup isin icinden cikamayip sonra da amaan siktir et diyorum. ramazanlarim boyle geciyor sozluk. oruc tutarak mutlu olan insanlara ozeniyorum ama ben yapamiyorum. ac kalmaktan kendine eziyet etmekten sikayet etmeyen insanlar oldugunu gordukce sasiriyorum. degisik cidden.
gereksiz ve zararlı bişey. şahsen tutmuyorum tutmayacağımda. lan zaten fakirlerin durumunu nasıl olduğunu biliyoruz ki niye tutuyosunuz artık daha. bu eskiden teknolojinin olmadığı zamanda uygulanan bi yöntemdir. şu an gerek yok. durumunu bildiğine göre tutmana gerek yok. tutmadan da yardım edersin
Allah rızası için tututlur. Ayrıca sadece mideyle alakalı değildir. Göze, ele, ayağa, davranışlarada aksettirmek gerekir.
oruç yanlızca midenin aç kalması değildir. hal hareketlerine dikkat ederek göze de oruç tutturursun, ele ayağa da... oruç tutup hi. bir kötülükten geri kalmıyorsan oruç değil aç kalmaktır o. ve allah katında hakiki oruç tüm bedene tutturulan oruçtur.
(bkz: arap sen tutma bokunu çıkarıyosun)
Bazı rivayetlere göre şöyle bir şey imiş: müslümanım diye geçinen bazı ayıların sabah güneş doğmadan ve akşam güneş battıktan sonra tıka basa yemek yedikleri ve arada kalan zamanda da yediklerini öğütmek için yattıkları zaman dilimi.
aklıma pardon filminden replik gelir oruç denince

- 7. koğuşta ölüm orucuna başlamışlar
+ biliyorum.
- bizde tutalım mı?
+ ben tutmam oğlum, ben ramazanda da tutmuyorum.*
nefis terbiyesi.
oruç tutan insanın boğazını tutması kadar sinirlerine de hakim olması önemlidir. bir arkadaşımın babası ramazanda oruç tuttuğu zaman bütün aile 1 ay boyunca sakinleştirici ilaçlar kullanıyor. adam oruç tutuyor ama ailesi ramazan gelmeden strese giriyor, çoluğu, çocuğu iftar olmadan eve gitmek istemiyor. sırf bu yüzden ailenin küçük oğlu ateist olma yoluna doğru gidiyor. babası namaz kılıyor, oruç tutuyor ama oğluna kötü örnek oluyor, dinden soğutuyor resmen. her ramazan evlerinde huzur kalmıyor, düşünsenize ramazan böyle birşey mi? gerçek anlamda oruç tutmak gerçekten çok zor, benim en zorlandığım konu da sinirlerime hakim olmak. küfürler beynimden dilime ulaşıyor, ağzımdan çıkmadan yutuyorum. Allah herkesin oruçlarını kabul etsin, kimse kimsenin kalbini kırmasın..
bizi tutmasını dilediğimiz ibadet.

(bkz: ey oruç tut bizi)

gerçekten tutuyor.
islamın beş şartından en uyulanı. kelime-i şehadet'i bile unutuyoruz bazen. verdiği huzur, hissettirdiği duygular da cabası...
bir nevi detoksmuş. sindirim ve boşaltım organları dinleniyormuş.
en az yirmi liralık menülerle iftarın lokantada yapıldığı, sahurda tıka basa yeyip iftarda karnımızın doyacağının garantisi olduğu bir ortamda, açlığının ne zaman biteceği belli olmayan bir garibanı anlamanın pek mümkün olmadığı ibadet çeşididir. aslında işin içine biraz daha eğlence katılabilir, şöyle ki:
bir kişi seçilir (dini bir lider gibi, veya herkes kişisel de yapabilir bunu). bu kişi, iftar saatine bir saat kala bir zar atar, tek gelirse o gün oruç açılacaktır çift gelirse sadece su içilip (tabi o da sınırlı, mesela ezan süresince sadece) oruca devam edilir. böylece orucumuzu iftar saati açacağımızın garantisi olmaz, böylece garibana bir adım daha yaklaşırız *
nefis'e nefes aldırmama sanatı.
mükafatını yaradanın sadece ben vereceğim dediği muazzam bir ibadettir.
Oruç; kötü alışkanlıklardan çoğunlukla kurtulduğumuz ve hiçbir günah, mekruh, zina gibi şeylerden arınmamıza ve dinimize bağlanmamızı sağlayan, islamin şartlarından biridir.
Aslı itibariyle Hinduizm'den alınma bir yahudi inanç gereğidir. Bununlar beraber arak din islam'da, Hristiyanlık'ta ve Sihizm'de, Bahailik'de, Jainizm'de, Vaishnavizm'de, Hinduizm'de, Mormonizm'de, hristiyanlığın bir şekli olan Anglicanizm de bulunur...
ramazan aylarında tutulması farz olan aksi halde bir kişiyi doyuracak kadar para fidye verilmesi gereken ibadettir. (en az 7.5 lira, diyanetin açıkladığı rakam)

kişi bir ay boyunca en büyük içgüdüsünü kontrol etmeye çalışır. ki bu içgüdüden sonra cinsellik gelir. kişinin açlığını kontrol edebilmesi, cinsel duygularını bile kontrol edebilmesine olanak sağlar, çünkü açlık sosyal psikolojiye göre kişinin doyurmak isteyeceği birincil içgüdüdür. kişi bunun mutlak olarak eksikliğini hisseder. bir ay boyunca açlığını ve iradesini kontrol altına alan müslüman dünyası elbette diğer toplumlara üstün gelecektir. toplumsal etkisini geçtim kişi kendisine hükmetmeye başlar

"1) Ey iman edenler! oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı Umulur ki korunursunuz Bakara( 2) 183"

Sayılı günlerde olmak üzere (oruç size farz kılındı) Sizden her kim hasta yahut yolcu olursa (tutamadığı günler kadar) diğer günlerde kaza eder (ihtiyarlık veya şifa umudu kalmamış hastalık gibi devamlı mazereti olup da) oruç tutmaya güçleri yetmeyenlere bir fakir doyumu kadar fidye gerekir Bununla beraber kim gönüllü olarak hayır yaparsa, bu kendisi için daha iyidir Eğer bilirseniz (güçlüğüne rağmen) oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır Bakara( 2) 184

(bkz: bakara suresi)
(bkz: savm)

salatı namaza, savmı oruca dönüştürenlerce "allah için" gerekçesi ile tutulan/yapılan ibadet...imiş.
ibâdeti lâyıkıyla îfâ edebilmek, bir san'attır. Onun kazanç mekânı halvet, vâsıtası ise açlıktır. (Şakîk-i Belhî)
kısaca bedeni ve ruhu dizginlemek demektir.
siz oruç tutun durun, ben başbakana dokunuyorum. yiyeceğimi yiyorum içiyorum zinadır hırsızlıktır falan en son yatmadan başbakana dokunuyorum. *
(bkz: başbakana dokunmak bile ibadettir diyen adam)
ekmegin kiymetini ogretir insana. bir yudum suyun dunyanin en harika nimeti oldugunu farkettirir...
ağrısız bıçaksız ve ilaçsız tedavi. dünyada giderek oruçla tedavi merkezleri artıyor ve sonuçta insanlık gerçeği geç de olsa farkediyor. abd li prof herbert shelton ve alman prof arnold ehret bu işin başını çekenlerden.
açlığın nasıl birşey olduğunu anlayabiliceğimiz bir farz.