bugün

ikinci kez yazacağım, belki yine televizyondan kotardığımı sananlar olur ama öyle değil, çanakkale savaşı sırasında bir asker, kendisine gelen askeri bir mektubu bir yabancıya ifşa ettiği için 3. tabur komutanı olan binbaşı sabri bey söylemiştir bu sözü;

''ekmek yediği vatanına ihanet eden, gün gelir, yine ekmek yediği vatanından kurşunu yer.''
(bkz: ispiyoncu keklik)
bu adami elestirirken -bakin israrla soyluyorum, adamin kendisi elestiriliyor- arada kitaplarina da bir kres cocugu edasiyla "kitaplari da bok gibi zaten." diyerek elestirmek ayri bir sanat dali olsa gerek.

yahu her seyi bir butun olarak elestirmek de ne ola ki? bir sey (kisi, varlik, eser) bir butun olarak elestirilmez. cesitli yonleriyle elestirilir. bunu bile idrak edemeyen yasam formlari var.

ps: ancak yine de nobel odulunu -en azindan benim adim kirmizi ile- haketmiyor. en azindan o kitap ile. o kadar guzel kitaplari varken, haksiz yere alinmis gibi geliyor o odul o kitap icin.

(bkz: cevdet bey ve ogullari)
(bkz: kar)
Ülkesine çamur atıp Avrupalı çevrelere hoş görünerekten Nobel ödülü kazanmış, kanıt sunmadan yargıya varan, bilgilerinin doğruluğu tartışılmadan kanun kabul edilen yazardır.
(bkz: vatan haini)
(bkz: kaypak yazar)
(bkz: bit yeniği)
(bkz: lavuk)
sözde milliyetçilerin ağızlarından çıkan salyaların biriktiği bir nehir olmuş talihsiz yazar kişi. hayatlarında yazdıkları tek şey tehdit mektubu olan, sanat zevkleri mustafa yıldızdoğan'ın kızıl elma'sını dinlemekten ileri gitmeyen güruhun hedef tahtası haline gelmiştir ne yazık ki.
harika kitapları olan iyi bir türk romancısı. Siyasi görüşlerine laf söyleyip adama hakaret etmek te çok anlamsız geliyor. Onun bildiklerini, gördüklerini, araştırdıklarını bir başkası da yapsa belki adamla aynı fikre sahip olacak..
çoluk-çocuğun hakkında olumsuz ahkam kestiği, ucuz ve şovenist milliyetçilerin tek bir kitabını okumadan hakkında atıp tutukları, dünya edebiyatının en iyi 10 yazarından birisi. hele ki kara kitap tam bir şaheserdir. muhteşem ve büyülüdür.
medari iftiharımızdır.
hep hayranlıkla okumuşumdur işçi gibi çalışan yazarları. bir yapıyı kurar gibi yavaş yavaş, ince ince, ölçüp tartarak, bozup yeniden kurarak, kılı kırk yararak yazan yazarları. taşları seçen, eğri, büyük, kırık olanları törpüleyip kenarlarını yumuşatan, olması gereken boyutuna getiren, sonra tek tek üst üste,yan yana koyup yapısına keyifle bakan taş ustaları gibi çalışan yazarları. işte bir liste yapmaya çalışırsak böyle yazan yazarlardan, orhan pamuk en başlarında gelir bu listenin.
"türkler bir milyon ermeniyi, otuz bin kürdü öldürdü. " diyen ve bu yüzden deyim yerindeyse avrupa ülkelernin ekmeğine yağ sürüp nobel ödülü almış yazarcıktır. yaptığı şeyin halk dilindeki karşılığı vatan hainliğidir.
türkçe sorunu olan yazar. Maureen Freely'in türkçe'den ingilizceye yaptığı çevirileri çok iyidir. romanlarındaki birçok anlatım bozukluğunu titizlikle düzeltmiştir. ingilizce biliyorsanız alın okuyun. ama bilmiyorsanız ne kitaplarını türkçeden okumaya ne de biraz tat alabilmek için ingilizce öğrenmeye değmez..
olaya objektif bakılırsa bir parçacık olsun,çok iyi bir yazardır orhan pamuk, kitaplarını okuyanlar zaten bilirler alıp götürür insanı...
ermeni soykırımı emperyalist bir yalandır*, bunu, mürekkep yalamış bu kişinin bilmemesi imkansızdır. bu nedenle bu ülkede vatan hainleri veya düpedüz saf olanlar haricindeki vatandaşlarımız tarafından iyi anılmasının imkansız olduğu kişidir. mutlaka (bkz: orhan pamukyan).

2. tanım: şeref kelimesinin anlamını öğrenmek için tekrar tekrar sözlüğe bakması gereken cia ajanı pardon edebiyat adamımızdır. umarım fenerbahçe yönetimi ve febe medyası bu adamın başına bela olur. *
sırf nobeli alabilmek için emperyalist diyarlardan utanmadan ülkesini karalayan sözde aydınlardan.
ancak hızını alamamış olacak ki yabancı topraklardan yine inciler dökmeye devam ediyor pek sevgili kurmalı aydınımız. acaba yeni çıkarı nedir ki böyle esip gürlemiş yine;
http://www.haberturk.com/...cat=160&dt=2008/04/25
(bkz: çakma nobel)
her eseri iyi bir romanın kötü çevirisi tadında olan yazar. kusurlu dil ile nasıl iyi roman yazarı olunur bilmiyorum. takdir nobelin.
foreign policy dergisi tarafından, fethullah gülen ile birlikte, yaşayan 100 entellektüel arasında seçilen kişi.
nobel alabilmek için göbel olan ve hala vatani terketmeyen sahıs.
dünyanın hiçbir yazarı, bu kişi hakkında dünyanın en iyi yazarı şeklinde bi yorum yapmamış ,hatta hiç bir eleştirmen bu yazar için iyi bir eleştiri yapmamış olsa da, bir takım kişiler tarafından abartılarak, iyi yazar olarak lanse edilmeye çalışan yazardır. eleştirilerin çoğu hırsızlığı yüzünden gelmiş olsa da yine, aynı bir takım kişiler bu eleştiriyi nazım hikmet'e bok atmakla eş değer tutarak eleştirileri berteraf etmeye çalışmaktadırlar...
elime aldığım tek romanını kendimi zorlyarak bitirdim. adı; benim adım kırmızı. sonrasında her zorlamam bir bumerang gibi geri döndü kitaplarından. neyse.

orhan pamuk nobel'i aldığında iki görüş çıkmıştı ortaya. orhan pamuk'u edebi meşruiyet çizgisine oturtmaya çalışanlar ve bu meşruiyetin olmadığını savunup onu siyasi çizgiye oturtmaya çalışanlar. bu iki grubunda aslında edebiyat dışı alanlara hizmet ettiğini düşünüyorum ben.

birisi sırf sahiplenici bir travma ile ne olursa olsun/ne söylerse söylesin/ne kadar kötü yazarsa yazsın nobelli bir yazarımız var artık şiarında idiler.

diğer grup ise tam aksine rakiplerinden biraz daha asabi ve siyaset ehli çocuklardı. onlarda bazı lobilere yaranma adına söylediği sözlerin diyetinin ödendiğini iddia ettiler/ediyorlar.

iki grupta dahil olamayacağım özellikler barındırıyor kendi içlerinde. ayrıca tutarsız oldukları bir çok konu var. haddizatında ayyuka çıkmış şayialardan biri de çevirmeninin bu ödülü(nobel) almasındaki rolünden bahsediyordu. ki bunu söyleyenler temel anlamda ilk grubun içinde olanlardan bazılarıydı.

ikinci grup ise tüm öfkelerini ve biriktirdikleri kinlerini orhan pamuk üzerinden yansıtma gayretkeşliği içinde idiler ve tüm bu sebeplerle nobel alması konusunda taraf olmamayı yeğledim. ki sartre gibi aldığı ödülü iade edeceği gibi romantik bir beklenti bende de oluşmadı değil.

orhan pamuk edebi dili türk dili sınırları içerisindeki kars'tır/edirne'dir. yani sınırdır. pamuk dil konusunda yetkin bir yazar değildir ve bu melekeleri olmadan bile kitaplarının bunca satmasının ardında yatanın romanlarının kurgusu olduğunu düşünüyorum.

gerçi benim yaptığım tespitlere de pek itibar etmeyin neticede karşınızda tek bir romanını kendini zorlayarak bitirmiş ve diğer romanlarının ise sadece bazı bölümlerini okumuş biri duruyor.

aslında ziyadesi ile tehlikeli biri yapar bu beni ama neyse. kelam etmeden duramamak gibi bir hastalığım mevcut. son tahlilde cehaletimi mazur görüp bir deli sayıklaması olarak nitelendirin gitsin.
Genel olarak herkesce en kolay ve "okunabilir" kitabi olarak kabul edilen cevdet bey ve ogullari nda bile yersizce zor ve anlamsiz bir uslup kullanmis, dikkatli bakilirsa abd ve avrupa nin bircok gercekten kiymetli edebiyat dergilerinde yerden yere vurulmus, muhtesem basinimizin sisire sisire bir yere sigdiramadigi, her seyi bildigini sanan fakat hicbirseyi bilmemis, yazar.
kar isimli romaninda uslup olarak cagdaslarinin ve yerli klasiklerin cok cok ustune cikmis (bitti cumle canim). bir de dogum lekesi gibi az milliyetci yara beresi cakilmis hayatina. yine birgun kar isimli roman 180. sayfasinda siktigi icin, pamuk imzali ozel eseri manitaya vakfettigim gecenin anisini hic unutamam. sonra olanlari ancak fante, bauer, bukovski edebilestirebilir. benim kelime dagarcigim erotiklestirir, hafif mesreplestirir.

diger romanlarini okumadim, bazi geceler bu ayipla battaniyeye sariliyor, pamuk pamuk gozyasina boguluyorum, oyle kabahatlerimle basbasa, somine onunde vicdan azabi, gelecek telasi, sarap tukenmis gencligim gibi. ben hala pamuk'u hic skimsemiyorum.
kimi zaman ağır bir dil kullandığı doğru olan yazardır. ancak nobel'i hakkıyla almıştır. gurur duymak gerekirken yermenin manası nedir bilmiyorum, bu ülkede herkes aynı inanmak, düşünmek zorundaymış gibi davrananları da kınıyorum. hepimiz bireyiz, kendi düşünceleriniz olsun biraz, size öğretilenlerin dışına çıkmayı öğrenin, farklı şeyler söylenince "git" demek faşist duygularınızı kabartmaktan başka bir halta yaramaz.
Fatih Terim'in "yetersiz milliyetçi" olarak gördüğü türk yazarı.
utanmadan hala konuşan, nobel için vatanının değerlerini çiğneyen, milliyetçilik ruhunu asla taşımayan yazarımsı.