bugün

güzel bir yılmaz erdoğan şiiri.

iyileşmez hiçbir yara bilirsin!
tortusu kalır.
hangi ses unutturabilir,
ilk bıçağın yankısını?
sende rehin kalmıştır;
gecenin saplantısı...

hiçbir yara,
hiçbir zaman iyileşmez bilirsin!
saklısı kalır ,
yel esince sızılanır.
su susunca ikindilerde...
herşey vakitsizce gelişir,
birine sevişirsin,
ötekini düşünürken!

sabahları zordur korsan sevişmelerin,
eski yaraların ağrır.
oysa ne bir iz görünür teninde;
ne şiiri ses verir orta kulağında,
yalnız bir yürüme isteği vardır;
eski yaraların eski yerinde...

kahvaltısı zordur olmasaydı bir sevişmenin,
ve hep ten tuzu basmaktır;
eski yaraların eski yerlerine...
hiçbir yara
tam olarak iyileşmez bilirsin!
hangi bakış unutturabilir,
ilk bıçağın ışıltısını?
karanlıktaki...

şairden bir bok olmaz sabaha karşı...
sebepsiz hüzünler yazar ehliyetinde.
ve ne söylese yalandır
alkol kontrolünde...
sevmek bizahiti yaralanmaktır!
ve yaralar hiçbir zaman iyileşmez teninde!
yanlış vurulmuş bir aşıdan sızar da,
diriltir solgun baharları.
şiire sebep istemez,
şairden bir bok olmaz ve
hiçbir yara
hiçbir zaman tam olarak iyileşmez!

bardaklarda dudak izleri birikir,
sahnede eğri büğrü sesler,
ve sade bir yürümek isteği tek başına;
eski bir yaranın artık gözle görülmeyen izinde...

çünkü hiçbir yara hiçbir zaman tam olarak iyileşmez!
çünkü en hızlı hatırlanandır;
en eski unutulan...
ondan gelen ıtırlar olur yellerde,
her esinti bir acılı kokuyu taşır hassas burunlara.
savrulur gidersin;
çok eski çok acıtan bir ağustosa...
nasıl kıyısında kalmıştık;
yapış yapış bir yazın?
daha başkaydı hani yüzünde,
herkese aynı oranda bulaşan tuz.
yolların açmazıydı enginlikle kabaran,
ve bütün yanlışları dalga dalga saklayan...
şarkılıktan usanmış deniz
ve denizi herşeye benzeten şiirler
ve kıstırılmış istridyelerde kullanılmış inci taneleri...

çünkü bilirsin;
hiçbir yara hiçbir zaman
tam olarak iyileşmez!
ümitsiz.
onarilamayan, oldurulamayan manası taşır.