bugün

bir evin bir bolmesine verilen isim.
yasamak durumunda oldugum yer.
-de, -da bağlaçlarıyla arası pek iyi olmayan kişinin "o da" yazma biçimi.
odalarindan cikmayan genclerin yaşam alanı, tüm dünyası.
Serbest meslek adamlarını içinde toplayan resmî birlik.
edip cansever şiiri.

gün günden odamın şeklini alıyorum
işliyorum bu iniltili varlığı yeniden
kim bilir, duyuyorum yazgısını belki de
kuru bir dal parçasını içinden yiye yiye
dal olan bir böceğin
o garip yazgısını

ne ölüme benzer ne ölümsüzlüğe
otağ kelimesinin türkiye türkçesinde ki hali.
(bkz: otaq)
Nada adLı bir grubun şarkısı.

--spoiler--
http://www.myspace.com/nadaist
--spoiler--

dinLenesidir.

akustik versiyonu daha bi kuLaga hoş geLiyor.**
hakkında şu yazacaklarımın dışında makaleler de düzebileceğim, bir insan için alışılmışlıklarla dolu, farkında olsa da olmasa da, çok önemli bir mekan, bir kavram.

***

öyle ki hani, 'benim evim'den ziyade 'benim odam' der bir insan. kendi kabuğudur çünkü orası, hiçbir mekanı kendi odası gibi benimsemez, benimseyemez. dönüp dolaşıp yine oraya gelir, çekilir. neler neler yaşar da, orda öylece durur; ağlar, çığlık atar, başı döner, sevinçten bir hal olur... orda olur, durur.

o kadar çeşitli duygular yaşanır ki o küçücük yerde, neyin ne hatırlattığı, ne ifade ettiği gibi şeyler bile canlanmaz bazen akılda. halbuki hepsi senin bütün hallerine tanıklık etmişken...

bakarsın bazen etrafındaki eşyalara yalnızken, konuşuyorlarmış gibi de gelebilir bazen, garip olur biraz... kimi zaman korkutur, kimi zaman yoldaş olur...

son derece farklıdır işte o ilişkiler. her biriyle özel sohbetler edilir sanki.

çalışma masasının üstündeki bir saat, kapağı kayıp bir tükenmez kalem, yatak örtüsü... ne de çok şey yaşamıştır bir insanla beraber bunlar, tanıklık etmiştir hepsine.

dolayısıyla yeri geldiğinde hepsinin de bir önemi, bir anlamı, bir güzelliği vardır mutlaka insana.

***

odaya saklanan şeyler vardır bir de... sırlar...

gençlik dönemleridir baya... şiir dolusu defterler, dergiler, kimi zaman sigara paketleri dip dip gizlenir bir yerlere. biraz anne-baba korkusu, biraz kimse bilmesin duygusu... kimi dolabın en ücra köşesine, kimi hiç giyilmeyen bir kıyafetin iç cebine...

bu sırların hepsini de saklar oda. hiçbir açık vermez kimseye. yardım eder hep anlayana. sahibine benzer epey. nasıl davranıldıysa öyle de karşılık verir... görür de...

***

psikolojik yaşantı için ifade ettikleri de çok çok fazladır bir odanın; tüm günü, hatta tüm yaşamı etkileyebilecek düzeyde...

iki farklı resim düşünerek, birinde 'geniş, ferah, güneşli, camları açık, tülleri uçuşan, temiz bir oda', diğerinde de 'karanlık, daracık, sandalyenin yatağa deydiği, tozdan görünmez eşyalara sahip bir oda' hayal edilince bu bahsettiğim etki sanırım biraz daha iyi canlanabilmekte. ve bu etki, inanılmaz şekilde bir insanın üzerinde rol oynayandır. isterseniz, bir sabah şu iki odadan birinde uyanıp evden çıkışınızı hayal edin.

***

demek istediğim, odanın öyle söylenişi kadar basit, sıradan bir yer ya da bir kavram olmadığı...
tüm bu anlattıklarımı bir insan ve bir oda yaşıyor işte. bütün bunlar bu birbirinin en iyi dostu ikilinin arasında.
sahip olmadığım şey. bir arkadaşımla sohbet ederken " masa niyetine yatağımı kullanıyorum ama yatağım da aslında koltuk" cümlesini kurduktan sonra kesinlikle sahip olunması gerektiğine daha yürekten inandığım 4 duvar 1 kapı, mümkümse bir de pencere.
jean paul sartre'ın inanılmaz öyküsü, delicesine aşık olmanın, aşık olduğu adamdaki aşık olduğu şeyi keşfetmiş bir kadının öyküsü.

--spoiler--
(...) Birden, bir çeşit gururla hiçbir yerde yeri olmadığını düşündü. "Sıradan insanlar benim onlardan olduğumu sanıyorlar. Ama ben onların arasında bir saat bile yaşayamam. benim orada, bu duvarın öte yanında * yaşamaya ihtiyacım var. Ama orada da beni isteyen yok." (...)
--spoiler--
her kişinin kendine ait olması gereken mekan. sahibinin gözünden bakılınca evin en mahrem bölümü. mahremdir, çünkü orda düşünür, orda yazar, orda ağlar, orda güler, orda hüzünlenir, sevinirsiniz.. vb birçok durumu orada yaşarsınız..
(bkz: od) (bkz: odun)
emma donoghue'nin 2010 man booker ödülü adayı kitabı. new york times'a göre 2010 yılının en iyi 10 kitabından biri.
bu oda'dan çıkmayacaksınız!
soyadı olarak kullanılınca insanda mavi ekran verdiren kelimedir. ne bileyim geyik olsun, dağ olsun, çakıl taşı olsun ama oda nedir ya? bu soyadını seçme kararı alanlar ailenin delileri miydi? sizde hiç mi akıllı yok. *
konya nın küçük köylerinde karşılaştığım, misafirin ağırlanması, misafir olmadığında köy kahvesi görevini üstlenen ve ihtiyacı olanın istediği şekilde kullanabileceği, köylü tarafından ortak yapılmış, tek odalı kerpiç evdir.
uludağ sözlük söykü dergisinin beşinci sayısının temasıdır.
mutlaka en az bir kere dinlenmesi gereken güzel bir nada şarksı. sözleri de şöyledir:

Dört duvar bir odam var benim, içinden çıkamam ben
Gözyaşım gurbet olmuş, gülüşüm elkızı.
Hissiz gece,sessiz gece.
Güneş sanki makineden.
Bir yalan uydurdum kendime söyler dururum ben.
Bu geceyi atlat yarınlar çok güzel olacak...(4x)
Duman döner başım döner
Etek döner düşler döner
Dolap döner dünya döner
Ben dönerim ateş döner
Bu geceyi atlat yarınlar çok güzel olacak...(4x)
Zaman neye yarar, odam karanlıksa hala?
daginiktir. Yatak odam cok daginik. Tam bir ergen odasi. Bide demin basimi duvara carptim. Acidi biraz.
bir adım, bir adım, bir adım
üç adımda biter bu odam.

dizelerinde geçen özne.
klibi çok farklı, sanki bir ayini andıran klibi olan nada parçası.

Dört duvar bir odam var benim, içinden çıkamam ben
Gözyaşım gurbet olmuş, gülüşüm elkızı.
Hissiz gece,sessiz gece.
Güneş sanki makineden.
Bir yalan uydurdum kendime söyler dururum ben.
Bu geceyi atlat yarınlar çok güzel olacak...
Duman döner başım döner
Etek döner düşler döner
Dolap döner dünya döner
Ben dönerim ateş döner
Bu geceyi atlat yarınlar çok güzel olacak...
Zaman neye yarar, odam karanlıksa hala?
odayı muazzam bir şekilde değerlendirmek
görsel
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar