bugün

başlıca yönetmenleri jean luc godard, francois truffaut, alain resnais olan sinema akımı. fransa'da ortaya çıkan bu akımın içindekiler klasik hollywood filmlerinden farklı bir sinema dili oluşması gerektiğine inanmışlardır.
1950'lerde kalıpların dışına çıkarak emprovize bir yaklaşımla sinemada yeni bir açılım yaratmak isteyen jean luc godard, françois truffaut, alan resnais, jacques rivette, claude chabrol gibi fransız yönetmenlerin başını çektiği, daha sonra lars von trier başta olmak üzere tüm dogmacılar tarafından yerden yere vurulacak olan akım; yeni dalga.
2004'te, marc collin - olivier libaux tarafından, love will tear us apart, guns of brixton, in a manner of speaking, too drunk to fuck gibi parçaların da aralarında bulunduğu birçok kült haline gelmiş şarkının, şarkıları daha önce hiç dinlememiş bayan vokalistler tarafından yorumlanması yoluyla ortaya çıkarılan muhteşem proje.

çok bilinen bu şarkılar, son derece farklı yorumlarla adeta yeniden yaratılmıştır, bu çalışmaya imza atan* iki fransız müzisyenin ellerine sağlıktır.
the killing moon'un içine sıçmışlar kanımca
lakin love will tear us apart'ın başındaki
rüzgardı,denizdi,kumsaldı..
joy division tesiri yapmasa dadi sürüklüyor..

çılgın konser haberi:
(bkz: 9 aralık 2006 nouvelle vague istanbul konseri)
9 aralık itibariyle istanbul yeni melek kültür merkezinde konser veren fransız progressive müzik grubu. çok çeşitli bir yelpazeleri var nu jazz den sambaya kadar bir çok ezgi barındırıyorlar.
vokalleri ve müzikleri ile beni kendilerine hasta etmiş müzik grubu.
(bkz: this is not a love song)
cover ladıkları parçaları daha önce hiç dinlememiş vokalleriyle baştan yaratan, dancing with myself i şükela grubun adıdır.
şu sevdiğim şarkıyı çal!

Dance with me. Album:Bande À Part.
--spoiler--
http://youtube.com/watch?...p;mode=related&search=
--spoiler--

Let's dance little stranger
Show me secret sins
Love can be like bondage
Seduce me once again.

Burning like an angel
Who has heaven in reprieve
Burning like the voodoo man
With devils on his sleeve.

Won't you dance with me
In my world of fantasy
Won't you dance with me
Ritual fertility

Like an apparition
You don't seem real at all
Like a premonition
Of curses on my soul.

The way I want to love you
Well it could be against the law
I've seen you in a thousand minds
You've made the angels fall.

Won't you dance with me
In my world of fantasy
Won't you dance with me
Ritual fertility.

Come on little stranger
There's only one last dance
Soon the music's over
Let's give it one more chance.

Won't you dance with me
In my world of fantasy
Won't you dance with me
Ritual fertility.

Take a chance with me
In my world of fantasy
Won't you dance with me
Ritual fertility.~~
fransada 1950 lerin ortalarından 1965 e kadar suren sinema akımıdır. genel ozelliklerini inceleyecek olursak dusuk butceli bir cok film cekilmistir. genel olarak ozgurlukcu bir sinemadır ve geleneklere baglı degildir. oyuncular sıradan insanlardan secilirken cekimler studyoda degil sokaklarda yapılmıstır. dogallık da ha da fazla belli olsun diye sıkıcı ve gubdelik diyaloglara sık sık yer verilmektedir. bir baskasının yazdıgını baska biri hakkıyla cekemez dusuncesiyle salt senaristlik yapanlar ortadan kalkmıs sadece yonetmenlerin yazıp yonettigi sinemalar ortaya cıkmıstır. (bkz: auteur sineması)
(bkz: la nouvelle vague)

bu dalganın yonetmenleri
francois truffaut
alain resnais
jean luc godard*
radarlive 2007 dahilinde sahne almış iki tane güzel kızın şarkılarını söylediği, gece vakti dinlendiğinde huzur veren grup. sahne performansları mükemmele yakın.

konserci topluluğu galeyana getirip bir kaç bin kişiye aynı anda "fuuck" diye bağırtmışlardır.
80'lerdeki new wave parçaları kendince yorumlayan çok hoş bir gruptur ayrıca Fransa'da 1950'lerde meydana gelmiş sinema akımıdır.
hastası olduğum nu jazz grubu.
bu da internet şeysi:http://www.nouvellesvagues.com/
in a manner of speaking coverları mutlaka dinlenmelidir. apayrı bir şeydir.
şahsım üzerindeki izlenim ve tasvirlerinin ifadeleri zor.

dolayısıyla benzetmeye başvurup; yağmurlu havalarda evde içilen neskafe sigara ikilisi, yaz akşamüstü tadılan iki yudum ev yapımı şarap ya da paris ruhu demekle yetinicem.

ama özellikle bu iki bayan, sahnede o kadar şık dururlar ve şarkıları söylerken o kadar içimden nefesimden çıkarırlar ki sesleri, ben nouvelle vague dinleyicisi olur çıkarım.

ayrıca coverın böyle nazik, cool ve yaramaz yapıldığı nadir görülmüştür.
too drunk to fuck!! derler, human flyderler.. kendileri de birer çeşit human fly'dırlar aslında...
sisters of mercy'nin marian isimli şaheserini yeniden yorumlamış, orijinalinin yerini tutmasa da kendi tarzlarına güzel adapte etmiş gruptur.
donnie darko'un o korku dolu yaşamının adeta fon müziği olan the killing moon'u daha bir keyfli daha bir narin yorumlayan grup. sahne performanslarına mtv'de denk gelmiştim. grup üyeleri pek bir şıkır şıkır pek bir laylaylom. too drunk to fuck çalsın, içelim çılgın atalım, o derece.
Babylon'da 19 şubat'ta saat 21.30'da, 20 şubat'ta ise 23.00'te sahne alacak gruptur kendileri. iki gün üst üste çıkmaları insana gitmek için daha bir baskı yapıyor gibi.

http://www.babylon-ist.com/ProgramDetay.aspx?ID=2057
dance with me şarkısı ve siyah beyaz klibi gercekten müthiştir.
türk sinemasında, bir zamanların özellikle disko sahnelerinin değişmez şarkısı olan ve yine tango & cash filminde de hatırlayacağımız don't go (yazoo) şarkısını çok bi değişik yorumlamış gruptur, lezizdir.
bir arkadaşımın, benim ayrılığımın aynısını aynı şekılde birileri yaşamış demesi ,sonucunda keşfettiğim "in a manner of speaking" adlı muhteşem şarkıyı yorumlayan grup.

in a manner of speaking
i just want to say
that i could never forget the way
you told me everything
by saying nothing
in a manner of speaking
i don't understand
how love in silence becomes reprimand
but the way i feel about you
is beyond words

· give me the words
give me the words
that tell me nothing
give me the words
that tell me everything

· in a manner of speaking
semantics won't do
in this life that we live
we only make do
and the way that we feel
might have to be sacrificed

give me the words
give me the words
that tell me nothing
give me the words
give me the words
give me the words
give me the words
give me the words
türkçesiyle yeni dalga yani.
--spoiler--
http://www.youtube.com/watch?v=-gBu-QLZK9g&feature=fvst
--spoiler--

new wave olarak çıkmış olsalar da artık popülerdirler. şimdi bunlar popüler olunca alternatif olamıyorlar mı bilemiyorum ama, bu yeni akım artık yerleşmiş ve popüler olmuştur.
in a manner of speaking ile beni kendilerine aşık etmiş, radar live 2007 festivaline katılmış marjinal bir grup.
babylon'da 18-19 Mayıs'ta konser verecek gruptur.
güncel Önemli Başlıklar