bugün

sabah 2 saat yol gidip kıl olduğum 2 adamla çalışmak zorundayım.
kendimi ifade edemediğim ve aralarında ne aradığımı bilmediğim tiplerle olacağım.
yolda giderken en nefret ettiğim insan figürleri göreceğim.
akşam eve döneceğim aynı yoldan.
uyuyacağım..
neden mi?
ertesi gün işe gitmek için...
trafik sıkışıcak , kendime soracağım
; bu yollarda bu vakti kaybettiğime ne değer?

neden? neden?
Kendine zaman ayırmadığın gerçeğinde yaşanan sorgulama.
Çünkü herşeyin daha fazlasını istiyoruz sürekli elimizdekiler ile yetinmeyi bilmiyoruz.
eve geldim ve bir saattir kot pantolonumu çıkaramadım ama sözlükten de çıkamıyorum ne yapıcam bilmiyorum gerçekten ikilemde kaldım sözlük mü pijama mı.
Erteledikleriniz, huzursuzluklarınız, ufak tefek dediğiniz sorunlarınız büyüdü dağ oldu. Bu yüzden.
mutlu olmayı istediğimiz için. istiyoruz ama hiç bir bok yaptığımız yok, mutlu olmak için çalışman lazım istemekle olmaz.
her şeyi bilmek istemekten mutsuzuz. kurcalamaktan. bende bilmiyorum şimdi, bizi kötü etkileyen şeylerin üstünü, sahte veya gerçek mutluluklarla örtsek bile, hala duruyor olduğunu bilebiliyoruz. sürekli üstüne , tebessüm yazmalı, hayatı sevmek zorundayız. bir futbol maçında gol yedikten sonra, gol yiyen takımdan birinin, elini çırparak, haydi beyler haydi, bırakmayın kendinizi demesi gibi bir şey olmalı ki anca.
para yok.
Karşımızdaki mutluyu mutsuzlaştıramadığımız için mutsuzuz.
az önce arkadaş ile ortaköy den dönerken ;
arkadaşım jeep e bindi gitti ben hala metrobüste sürünüyorum deli kalabalık var ...hahaha
insanların çoğu mutlu olduklarının farkında olmadıkları için mutsuzdurlar. Dostoyevski

Tanım: anket sorusu.
Yalnızlıktan neden olacak.
mutluluğumuzun ağzına zorla sevmediği yemekten bir kaç kaşık soktular çünkü.
küçük şeylerden mutlu olmayı bilmediğimiz içindir.
cevabı saygısızlık olan soru. sevgisizlik diyenler olsa da katılmıyorum.
görsel

inancımızı tükettik Çünkü.

-sevdik, sevilmedik.
-güldük, ağlattılar.
-para kazanalım dedik, işsiz kaldık.
-gezelim dedik, yolsuz kaldık.
-ee ailem var dedik, çaldılar.
-sağlığım şükür dedik, hastalığa sebep oldular.

Ne yapsaydık; biz de vazgeçtik mutlu olmaktan.
Kıyıya vurmuş bir çocuk bedeni gibi kaldı ah’larımız.
(Aylan ve galip çocuk sizi de unutmadık. )

Şimdi mutluluğa dair küçük an’larımızla avunuyoruz, bu da güzel.

Tüketmeseydik inancımızı belki de büyük mutluluklar yaşayabilirdik.

Bitti,gitti.

Fotoğraf: Van
Vakitsizlikten. Bazen öyle bodoslama geliyor ki herşey çalışayım mı,uyuyum mu, kendime mi bakıyım, çevre ile mi görüşeyim, telefonda mı konuşayım, mesaj mı yazıyım, kafa mı dinleyim, hısım akrabayı mı göreyim şaşırıyorum.
Çünkü mutluluğu para ile satin alamiyoruz.
Ben değilim valla.
'Çünkü paramız yok' demişti amcanın biri sokak röportajında...
Artık başkalarının mutlu olması için mutsuzuz.
Mutluluğu hayat telaşında aradığımızdan.
Zamanı yavaşlatıp baksak göreceğimiz ayrıntılarda aslında mutluluk ama biz yanından geçip gidiyoruz.
bu hayatı normal yaşamak gerekirken, anormal yaşadığımız için. işin kötüsü, normal yaşamak daha kolay halbuki diyemiyorum artık.
görsel
Hayal ettiğimiz hayatın gerçek olmayacağını bildiğimiz için.