bugün

Çok basit çözümü var diploma kiralarlar olur biter.

Her müteahhitin çocuğu mühendis veya mimar zaten bu iş tutmaz gençler.
mühendis olmak için şartlar ne, merak ediyorum..
allah'ın unuttuğu ilçelerdeki mühendislik fakültelerini eleştirmeyi geçtim, 2019'da okula giren bir öğrenci kaç ay okul yüzü gördü? bunun yaptığı binadan ne olacak, tedavi ettiği hastadan ne olacak, yetiştirdiği çocuktan ne olacak...
Ne kadar saçma bakış bu. Ahlak, kurallar ve denetim olduğu taktirde sorun biter. işte şark toplumunun geçici basit günü kurtarabileceğini düşündüğü çözüm yöntemi.
Meseleyi müteahhitlerin Mühendis olmasına indirgemek bu düzeni anlamamak ve hala baştaki adamlardan çözüm beklemektir yani aptallıktır. Yapı denetimciler var hangisinin sözü dinleniyor? Anında işini kaybeder.

Sen hesabını sormadığın sürece aynı şekilde devam eder. Herşey evrak üzerinde hallolur. Sana da kader der geçerler. O yüzden devletin denetim mekanizmalarını harekete geçirmek gerek. O da ancak birlik olursan taşın altına elini sokarsan mümkün olur. Onlardan birşey bekleme zamanını çoktan geçtik.
Başlığı açan arkadaş müteahittlerin, binaları kendilerinin yaptığını sanıyor.
Aklın en basit tespiti eleştiriye uğruyor. Ulan müteahhit dediğin parası olan sıradan kimse demektir. Müteahhit ne? Müteahhit diye bir şey yoktur.

Ticari kaygı direkt sebep olursa binaların yıkılmasına da gevgevkehkeh diye depreme ne yapak şeklinde tepkiler oluşması kaçınılmazdır.

Müteahhitlik yasaklanmalı ve direkt devlet tarafından yürütülmelidir. Fabrikalara ds devlet el koymalıdır.

Vatandaştan ancak küçük esnaf olur. Aksi halde ayrımcılığa bir müddet susulur, sonunda olacakları kimse engelleyemez.

Edit: müteahhitlerin olayı n herhangi basamağında yeri olmaması yeterli bilgidir. Yatırımcı da olsa devlete gidip parayı ödeyip, belirlenen karı kazanmaktan başka olasılıkları olmamalıdır.
Sevgili arkadaşlar yıkılan binalar 99 depreminde de aynı binalardı şimdi de aynı binalar. Bu gösteriyor ki hiç gelişme kaydetmemişiz.

Müteahhiti istersen mühendis yap istersen mimar önemi yok. Zincirin her halkasında problem var. Mesela proje aşamasında, mesela uygulama, mesela kontrol hepsinde problem var.

Her şantiyeye 1 tam zamanlı yeterli birikime sahip şef olmalıdır. Bu kişide acımasız olmalıdır. Yok ustanın çoluğu çocuğu var deyip hata yapınca acımayacak kovacak gidecek.
Rüşveti önlemeden ne yapılsa boş.
Denetim sıkı olmalı. Ver parayı al imzayı olmamalı. işini düzgün yapmayan denetimciler ağır cezalar gelmeli. Yoksa herkes kiralar bir diploma, müteahhit olur. Diploma kiralamada bile Zaten yüzbinlerce mühendis var ülkede.
Türkiyede hertürlü kılıf uydurulur, fıkra varya muhasebeciler sormuş, iki kere iki kaç eder kaç olmasını istiyorsun.
ülkede adam akilli "bu bir üniversite" denilebilecek üniversite sayisi bir elin parmagini gecmezken; bircok mühendis ögrencisinin termodinamikten bihaber oldugu egitim sisteminde degisen birsey olmayacaktir.

alternatif öneri;
meslek egitimine önem arttirilmali.
nasil mi?

memlekette insaat ustasi denilince; tek kisinin temel atmasindan, duvar örmesinden, su ve elektrik tesisati dösemesinden, cati dösemesine kadar hepsini yapabilecegi bekleniyor.
Böyle donanimli insan yok ve olamaz! Olan da isi tam anlamiyla bilmiyordur.

Meslek egitimleri sirketler üzerinden meslek egitim okullariyla birlikte gerceklestirilmeli.
Yani; duvarci, elektrikcisinden, su tesisatcisina. sivacisindan, boyacisindan, cati giydirmecisine kadar tek tek sirketler ciraklari egitecekler.

Haftanin veya ayin belirli günleri okul egitimi (teori), diger günleri insaatlarda pratik egitim alacaklar.

Örnegin;
duvar kalfasi olmak isteyen kisi; okulda hangi cimentonun, hangi kumun, ne kadar su ile karistirilmasi gerektiginden, hangi tuglanin nasil islenmesi gerektigine kadar teorik bilgiyi okulda edinecek.
Uygulamayi da egitim aldigi sirketin insaatlarinda ögrenecek. Burada iskele nasil kurulur, nelere dikkat etmek gerekiyor ve ne tür güvenlik önlemleri alinmasi gerekiyor gibi deneyimler elde edecek.
2-3 sene sonra bir kac usta tarafindan hem yazili hem de sözlü sinava tabii tutulacak. Sinavi kazanan kisi kalfa olarak calisma hakkina erisecek.

Usta olmak isteyenler de bir kac yil insaatlarda deneyim kazandiktan sonra; özel bir okulda insaat mühendislerinden veya bu konuda uzmanlasmis kisiler tarafindan egitilecek ve yine bir sinav ile ustalik belgelerini alacaklar.

Ustalik belgesini alan kisiler icin mühendislik fakültelerine girislerinin önünün acilmasi gerekli.
Cünkü; hem teoride hem de uygulamada deneyimli olduklari icin ve ustalik egitimi sirasinda lise seviyesinde matematik dersleri gördükleri icin; bu fakültelerde basari elde etme imkanlari artacaktir ve temelde egitim almis olan bu kisiler kendilerini gelistirdikleri icin üstüne daha fazla koyup; sektörün gelismesinde de daha etkili olacaklardir.

Kalfalik belgesi olan kisiler, duvar örmek icin sirketler kurabilecekler fakat; ustalik belgesi olmayan sirketler egitim veremeyecekler.

Egitimli ve kalifiye eleman olduklari icin; ücretleri de insancil olacak.

Mühendisler ise; bir insaat bitene kadar basindan sonuna kadar bu insaatin basinda duracaklar. Ustalardan sürekli bilgi alacaklar, is güvenliginden tutun, insaattaki her detaya kadar hepsindan sorumlu olacaklar.

Devlet de is güvenligi ve insaatlardaki yapilan isciligi kontrol etmek icin rastgele habersiz ziyaretler gerceklestirerek, denetimler yapacak.

Bu sekilde hem üretilen ürünün kalitesi artmis olacak, hem de is ve calisma güvenligi arttirilmis olacak. Ayrica; kalifiye elemanlar hakettikleri ücretlerden dolayi daha rahat yasam sürebilecek, ekonomiye de ayrica katki saglayacaklardir.

Tek bir dezavantaji olur. O da ev fiyatlari artar ama kalite fiyata yansir. Devletin sosyal konut projeleri ile yine de ev fiyatlari ödenebilir duruma getirilebilinir.
Yani eczane açma yetkisinin , eczacılık Fakültesi mezunu olması şartı gibi.

Ama bu iş küçük bir eczane işletmeye benzemez.
Yani inşaat ticareti, çok büyük para ve ticaret erbabı olmanızı gerektirir.
müteahhit önce satan, sonra yapan girişimci demektir. girişimcilik onaya / sertifikaya bağlanamaz.

diğer taraftan; müteahhitin parası pul, kendisi kul, karısı duldur.
parası olan müteahhit olabilir bunda sorun yok. sorun denetlenmemeleri. sağlam bir denetim mekanizması kuracaksın ama sadece müteahhite değil, izni veren belediyeyi, projeyi çizen mühendisi, işi yapan ustayı, betonu, demiri veren şirketi kapsayacak şekilde denetim mekanizması kurulacak. yapılaşma şartlarını da sıkı uygulayacaksın, bak bakayım 330 bin olan sayı kaça düşüyor. sayıları bu şekilde düşer çünkü bizim aç gözlü insanımız böyle alengirli işlere gelemez. kolay para kazanamadığı, çalıp çırpamadığı işe para yatırmaz. bu tanım ahlaksız olanları kapsar ve onların sayısını azaltmak için yapılmış bir öneridir. bu denetim mekanizmasını kendi içinde kurmuş, işini düzgün ve yasalara uygun yapanların son depremlerde nasıl alınlarının akıyla çıktıklarını hep beraber gördük.
Şarttır şarttır artır artır .