bugün

Anı yaşamak ve çok düşünmemektir. insan düşündükçe sorguluyor. Sorguladıkca içindeki o koca boşluğun farkına varıyor. Bu boşluktan kurtulmak da kolay olmuyor tabii. Belki de en iyisi sorgulamayı ve anlam aramayı bırakmaktır.
herkese mutlu ve huzurlu bir ailesiolması dileğimle.
iyi geceler. ..
Aile önemli.
Olumlu düşünmektir. Mesela tanımadığınız biri size bi şaka yapıyor, neden öyle dedi diye düşünerek niyetini anlamaya çalışıyorsunuz, üzülüyorsunuz. Ama olumlu düşünürseniz her kesi iyi niyetli görürsünüz, kötü bi şey yapılsa bile olumlu düşünürsünüz, mutlu olursunuz.
başarılı olmak ; işinde, ilişkilerinde, kendini aşmada vs.
Dünya'nın bütün harikaları görmektir,ama kaşıktaki iki damla yağı unutmadan...
(bkz: simyacı)
beklentiye girmemek.
kendinizi sevmeyi öğrenince otomatikman mutlu oluyorsunuz zaten. yok bir sen bir ben bir de bebek falan hikaye.
kaygısız , stressiz bir şekilde yaşamaktır. namaz kılmak ideal.
Üreten mutludur, bunu gördüm bunu bildim bunu söylerim.

Çocuk, çiçek, böcek, koyun, kuzu, müzik, resim, hikaye, fikir sanat manat ne bulabiliyosan üreteceksin. Alın size sır, kimseye söylemeyin haa.
Beyinsiz olmak.
nacizane birkaç önerim var bu konuda.

tatlı dilli ol, az ye, iyi uyu, doğru nefes al, düşün, şık ol, cesur ol, metanetini koru, doğru bakış açılarını içselleştirmeye çalış, sağduyunu kaybetme, hoşgörülü, para kazanırken karakterini satma etiğin olsun, altın ve gümüş al, para harcarken iki kere düşün, her akıl verene inanma.

En önemlisi de...
"çiçeklerle dolu bir bahçe, kitaplarla dolu bir ev"
Hiçbir şeyi özlememekten ibaret.

Hayatta özlenecek bir şey yok. Özlediğin şey ne olursa olsun şu an gerçekleşse lan bu da bir bok değilmiş zaten diyeceksin.
Sahip olduğunuz her şeyden kurtulmak. Beklenti yok, hayal yok. Neysen osun. Gerçek özgürlük.
istediğini elde etmek, elde edileni istemek.
Çok açıktır. Geniş popolu dar ağızlı bardak kullanmak.
yoktur. victor e. frankl a göre mutluluk kendiliğinden birdenbire ortaya çıkar.
Bir sen bir ben bir de kedi.
O kadar basitmiş ki aslında.

"Hayatta mecbur kalmadığın hiçbir şeyi yapma."

Mecburen işe gidiyorum. Mecburen yemek yiyorum. Mecburen vücuduma bakıyorum. Mecburen temiz ve sağlıklı olmaya çalışıyorum.

Mecburen okumaya öğrenmeye yazmaya çalışıyorum.

insanlarla sadece mecbur kaldığımda muhatap oluyorum.

Sırf zevk için hiçbir şey yapmamaya çalışıyorum ömür boyu.

Böylece bu acı dolu dünyada mümkün mertebe az ızdırap çekiyorum.

Bundan sonrası da mecburen ölmeyi beklemek zaten.
kimseye muhtaç olmadan kendi paranı ve kendi zamanını harcayabilmektir.
Bazen bir nefeste, güneşin doğuşunun sessizliğinde..

Düşünebilmenin verdiği keyifle, kalbinin atışında yada paramparça olsa da insan olduğunu anladığında..

Kimi zaman uykuda, kimi zaman bir sohbet arasında..

Bir kedinin bakışında, bir kuşun şarkısında..

Kimi zaman yollarda, kimi zaman uykusuz gecelerin kucağında..
kimseye muhtaç olmadan hayatını idame ettirebilmek, aza kanaat etmeyi bilmek. mevcut durumunu kabullenip daha iyisini yapmaya gayret etmek.
Elinizden geldiği kadar bütün zevklerden kendinizi alıkoymak ve bir parça ekmek parası için dahi canınızı dişinize takıp çalışmak.

Herhangi bir zevki tattığınızda mutlu olacağınız hezeyanı şeytanın size tuzağı.

Mutluluk acıda. Çare mazoşizm.
Beklentiyi fazla tutmamak ve eldeki şeylerin değerini bilmek gibi şeylerdir genellikle.
kimseye muhtaç olmadan haysiyetli yaşayabilmek.
Mutluluğu aramayı bırakmak.