bugün

kim dedi zaten mutlu olmak için dünyaya geldiğimizi?
Yapacak bir şey yok zamanla alışıyorsun.
hiçbir zaman içimin rahat etmemesi hep bir sonrayı düşünme ve stres ve mutsuzluktur. hayatın sevilecek bir yanının olmamasıdır.
insanın kendisini takdir edeceği bir huyu, hobisi vs yoksa başına gelecek olandır.
hiçbir boku beceremeyen ben, mutlu olmayı da beceremedim. ne sevmeyi bildim ne sevilmeyi. oturmayı, kalkmayı, konuşmayı, gülmeyi beceremedim. her şeyim eksik, her şeyim yarım oldu. çok yazık.
Ayrıca 21.yy hastalığı mutsuzluk olmalı. ileride ideoloji mücadeleleri mutsuzluk üzerinden şekillenebilir. Örneğin sosyalist partiler liberalleri eleştirirken "kapitalizm mutsuzluk demektir! Mutlu bir toplum için çözüm sosyalizmde!" gibi şeyler kullanabilr. Bunların siyasal iletişim alanına girmesi yakındır.
Flörtsüz olmak ve mezun-işsiz olmak ile eşanlamlı olan şeydir.
Sevişememekten kaynaklıdır.
Mutlu olmak istiyorsan gururunu bırak, gönüller almaya bak der Mevlana. Bence hayatın ta kendisidir konuşmak.
Tam olacak gibi ama olmuyor.
bir ruh hali.

mutlu edeyim mi seni sözlük? güzel sözcüklerime ihtiyacınız var anladığım kadarı ile.
Hayatı ciddiye almamakla çözüme kavuşturabileceğiniz durumdur. Şuurunuzu ve gamınızı kaybettiğiniz an ayık bir sarhoş olarak yaşamaya devam edeceksiniz. Hayatta hiç kimseden değil gamsızlardan ders alınız. Hiçbir yaşam koçu gamsız biri kadar mutlu olamaz.
Uzun zamandır içinde bulunduğum durum. En son ne zaman mutlu oldum onu bile hatırlayamıyorum. Kurtulamıyorum bu işin içinden.
Mutlu olamamak degil de mutsuz olmaya ve sürekli dertli olmaya çalışmak ( tek sorunu sevdiği kız kendisine abi ya da sevdiği oğlan baci dedi diye) bence büyük bi ergenlik belirtisi. Acil Tedavi ol dostum senij sıkıntını çekmek zorunda değiliz.
Mutluluğunu, başkasının mutsuzluğu üzerine kurarsan asla mutlu olamazsın. Şimdi açta götüne gül.
Çağımızın hastalığıdır. Mutluluğa fazla anlam yüklüyoruz bence. Küçük şeylerle mutlu olmayı, bir umuda tutunup aydınlığa çıkmayı öğrenmeliyiz.
Mutlu olamamanın nedeni mutlu olmayı hayatın tam ortasına koymaktir. Mutlu olmak için yola çıkıp mutlu olan var mı?
Az önce sözlük yazarlarının itirafları başlığında benden sonra yazan birinin girisini okudum.

Dikkatimi çekince profiline girip diğer yazılarına baktım. Epeydir bu kadar aşağılık kompleksi içinde kimseyle karşılaşmamıştım. Okudukça yaşam enerjim çekildi, bir insan ancak kendine bu kadar zarar verebilir diye düşündüm. Uzun uzun ve mütemadiyen her yazısı nasıl bir hiç olduğu üzerine kurulu.

Yapmayın arkadaşlar. iki eli iki ayağı olmayıp hayata dört elle sarılan binlerce insan var. aşılamayacak bir tek sıkıntısı olmayıp sadece Ayşe/berk size trip attı diye yıllarınızı yıldız tilbe arabeskliğinde geçirmeyin. Paranız yoksa çalışır kazanırsınız. Her zengin anadan babadan yana şanslı olanlardan oluşmuyor. Emek lazım emek.

Mutlu olmak insanın kendi elinde. Sözlüğe kafanız estiğinde girmeyin. Çıkın dışarıya yahu. Gerçek insanlar oradalar. Hayatınızda hiç yeri olmayacak sanal insanlara vakit ayıracağınıza çöpçü amcayla iki sohbet edin daha mantıklı. Mutsuzsanız bi sebebi vardır ama kronik mutsuzsanız hiçbir haltı beğenmeyen ve bir yol açmak için de uğraşmayan işe yaramazın tekisiniz demektir.
Oksijene yazık etmeyiniz, binlerce yüksek binA var. güzel yaşayabilmek adına çabalayanlara yer açılsın.
Bir çok zaman yetinmeyi bilememekten ötürüdür.
"Hiçbir şey huzur vermiyor" diyorsan secde et.
Aradığın mutluluğu orda bulacaksin.
Ölüm varsa bu dünyada mutlu olmamak için hiçbir sebep yok.
Nefes aldıkça mutlu olmaya devam edin.Ölüm olmadıkça sağlığınız yerindeyse,sevdikleriniz yanınızdaysa mutluluk için sebebiniz var demektir.
mutlu olunca o gün illaki bir orospu çocukluğu olucak olmazsa şaşardım zaten bu yüzden hüzünden keyif almaya başladım tek bir sözüm var böyle dünya düzenini sikeyim.
çevremdeki gerçek arkadaşlarım olmadığı için mutlu olamıyorum :(
ne yapsam arkadaş desteği olmadan olmuyor.
veletlerimle kavuşunca geçti.

dünyadaki her derdin çaresi çocukmuş ya. şimdi anlıyorum mutsuz çiftler neden çocuk yapıyor. neden yaşlı ve umutsuz insanlar torun düşkünü oluyor.

arkadaşlar hayatın kaynağı gibiler. gidin parkta mı oynarsınız, bir projede mi gönüllü olursunuz, bakıcılık mı yaparsınız.. gidin çocuklarla zaman geçirin.

hepi topu yirmi çocuğum var benim, branşçı gibi çok sınıfa da girmiyorum oysa. ona rağmen şöyle bi elimi silkelesem sevgi, bağlılık, şefkat, sadakat fışkıracak her yere sanki.

ooohh ulan.
öğretmenlik varmış.