bugün

Kitaplarin basinda bulunan ve o kitabi tanitan bolume verilen ad.
(bkz: önsöz)
ibn haldun eseridir.dergah yayınlarından 2 cilt halinde çıkmıştır;tercümesi süleyman uludağ a aittir...
giriş, girizgah, başlangıç, önsöz gibi anlamları da vardır. yaşadığımız coğrafyanın yani orta doğu'nun da yıllar önce bilimsel anlamda kıymetli eserler verebildiğini kanıtlayan, ve akademide de sıkça atıf yapılan eserdir.
Şinasi'nin Tercüman-ı ahval'de (1860)yayımlanan ilk makalesinin adıdır. Türk edebiyatında ilklerden biridir. Ayrıca ilk kez noktalama-az da olsa- burada kullanılmıştır.
tarih felsefesi , medeniyet tarihi ve sosoyolojinin hatta bazılarınca iktisat ilminin kurucusu sayılan ibn-i haldın un eseridir.
(bkz: ibn-i haldun)
(bkz: ümran teorisi)
(bkz: asabiyye teorisi)
(bkz: tavırlar teorisi)
zannetme ki güldür, ne de lale
âteş doludur, tutma yanarsın
karşında şu gülgûn piyale

içmişti fuzûlî bu alevden
düşmüştü bu iksîr ile mecnûn
şi'rin sana anlattığı hâle

yanmakta bu sâgardan içenler
doldurmuş onunçün şeb-i aşkı
baştan başa efgân ile nâle

âteş doludur, tutma yanarsın
karşında şu gülgûn piyale..

(bkz: ahmet haşim)
Oyundan önce perdenin ortasına konan göstermelik, nâreke zırıltısı ve tef velvelesi ile kaldırılır. Göstermelik oyun hakkında fikir veren bir tasvir olabileceği gibi oyun ile ilgisiz bir tasvir de olabilir. Göstermelik konmasının amacı seyircinin oyuna odaklanmasını sağlamak ve oyunun başladığını belirtmektir. Göstermelik kaldırıldıktan sonra Hacivat şarkısını söyleyerek seyirciye göre sol taraftan perdeye gelir. Şarkısını bitirdikten sonra perde gazelini okur, perde gazeli de bittikten sonra seyirciyi selamlar ve Karagöz ü perdeye getirebilmek için tegannî ye başlar. Karagöz camdan uzanır ve Hacivat a bağırmamasını söyler, Hacivat ın bağırmaya devam etmesi üzerine kafası kızan Karagöz aşağı atlar ve Hacivat ile kavga ederler. Hacivat kaçar, Karagöz sırtüstü yerde yatar vaziyette iken Hacivat a söylenir. Sonunda (bir daha gel bak ben sana neler yaparım) der demez Hacivat gelir. Hacivat ın gelmesiyle Mukaddime biter, Muhavere başlar.
zannetme ki güldür ne de lale
ateş doludur tutma yanarsın
karşında şu gülgun piyale(şarap kadehi)

gül / lale / şarap kadehi
kırmızı / kırmızı / kırmızı (şarap)

şekillerine bakalım bir de; (kusurlu çizimim için şimdiden affınıza sığınırım)
http://img66.imageshack.u...66/2533/ahmethasimso1.jpg

mükemmel..
ahmet haşim'in göl saatleri adlı şiir kitabında önsöz mahiyetinde yazdığı küçücük bir dörtlüktür aynı zamanda..

seyreyledim eşkal i hayatı
ben havz i hayalin sularında
bir aks i mülevvendir onunçün
arzın bana ahcar ü nebatı

şöyle çevirmek gerekirse;

seyrettim hayatın şeklini
ben hayal havuzunun sularında
onun için renklerin yansımasıdır
yeryüzünün taşları, bitkileri

ahmet haşim'in şiir anlayışına dair ne önemli ipuçları..
zannetme ki güldür, ne de lale
âteş doludur, tutma yanarsın
karşında şu gülgûn piyale

piyale, ahmet haşimin şiir kitabıdır.
kitaptaki ilk şiirse, ilk üç mısrasını verdiğim mukaddime şiiridir.
mukaddimenin önsöz olduğu düşünülürse, ahmet haşim bu şiirinde kitabın genel yüzü üzerine açıklama yapmış olmalı.
ateş (aşk) doludur, tutma yanarsın diyor işte.
daha ne desin..
(bkz: tercüman ı ahval mukaddimesi)
ünlü islam alimi ve devlet adamı ibn haldun'un 1377'de kapsamlı bir dünya tarihine giriş olarak yazdığı abidevi eseridir.mukaddime'de ibn haldun,çeşitli ilimlerde fikir ve kanaat beyan etmiş,içtimai ve medeni müesseseleri tetkik ve tahlil etmiştir.yaklaşımında akılcı,yönteminde çözümleyici,ayrıntılarında ansiklopedik bir eser olan mukaddime çağdaşları arasında eşsizdir.sözlük anlamı;giriş,başlangıç,maksada girmezden önce söylenen söz olan mukaddime girizgah olarak yazıldığı dünya tarihini tam anlamıyla gölgede bırakmıştır.
osmanlı devlet adamları tarafından kendilerine kaynak oluşturmuş olduğunu öğrendiğim kitapdır, kitapta hiçbir devletin yıkılmayacağı diye birşey yoktur sadece uzun süreli olmasını gerektirecek durumları vardır, ayrıca devletlerin kendilerini yenilemeleri geliştirmeleri esas alınmaktadır, geçmiş tarihte yapmış olunan savaşlar, mücadeleler, fetihler gelecek nesillere ne kadar iyi anlatılırsa gelecekte devletin bekası için o kadar sağlam temeller atılmış olur.
ibn haldun bu eserin mukaddimesinde tarihle ilgili yanlış rivayetler bulunduğundan bahsederken (tarihçilerin uydurmaları da diyor kendisi) şu şekilde aktarmıştır "tanrının kitabını tefsir edenlerin, fecr suresindeki -ey muhammed, tanrının sütunlu olarak bina edilen irem i ne yaptığını görüyor musun?- ayetini açıklarken söylediği sözler bunların hepsinden de garip ve daha fazle evhamla doludur.bunlar irem sözü ile sütunlarla bina edilmiş bir şehrin kastedildiğini söylerler. ...... bu şehrin bina edilmiş olduğu iddia edilen aden sahrası, yemen in ortasında bir yer olup, arkası kesilmeden bu sahra mamurdur, bu sahrayı bilen rehberler her çeşit vasıflarla tavsif etmekte iselerde bu şehir hakkında hiçbir haber alınamamıştır ve haber nakletmekte uzman olanlardan kimse bu şehri anmamıştır. -şehir artık eskimiş ve yıkılmıştır- denilirse eser ve harabelerin ortadan kaybolması mümkün değildir.kalan eserlerinin yıkılmış olan bu şehre benzemesi icabederdi.fakat sözlerinden bu şehrin henüz mevcut olduğu anlaşılmaktadır.akla uymayan bu hezeyanlar o dereceye varmıştırki, irem şehrinin ortadan kaybolduğunu, ancak riyazet sahiplerinin ve sihirbazların bu şehri bulabildiklerini iddia ederler.bunların hepside hurafelere benzeyen haberlerdir." şeklindeki beyanlarıyla irem şehrinin olmadığını söylemiştir. fakat 1990 ların başında yapılan araştırmalar sonucu ticaret yollarının kesiştiği bir şehir bulunmuştur.yapılan kazılarda ise bahsedilen büyük sütunlar bulunmuştur.

ibn haldun yanılmıştır sonuç olarak.**
ibni haldun eseridir. sosyo-ekonomik analizlerin nerede ise ilk zikredildiği yerdir. amerikan vergi sistemine esin kaynağı olmuş fikirlerin bulunduğu kitaptır.
marx das kapitalinde onlarca alıntı yapmış ancak bir kez bkz vermemiştir.
machiavelli nin uzunca bir süre bu kitabı okuduğu ve eserlerinde bu kitapdan irtihaller olduğu öne sürülmüştür. sosyoloji ilminin kuramlarını ve şekillerini ilk olarak ortaya atıldığı kitaptır.
ibn-i haldun'un sosyoloji, ülke yönetimi, ahlak ve tarihin felsefesi konusunda oldukça etkili söylemlerinin bulunduğu eseridir.
günümüz sosyalist/komünistlerine tavsiye edilebilecek bir yapıttır.
Sosyolojinin kurucusu kabul edilen Ebu Zeyd Abdurrahman bin Muhammed bin Haldun el Hadramî (ibn Haldun) tarafından yazılan 7 ciltlik El-iber adlı eserin 2 ciltlik giriş kısmıdır. içerisinde Tarih, Sosyoloji, Coğrafya, Siyaset ile ilgili pek çok bilgi barındıran Che Guevara'dan tutun da Obama'ya kadar pek çok siyasi kişiliğin defalarca okuduğu bir şaheserdir. Ayrıca Tarih bilimine yeni bir boyut getirmiştir dersek yanlış olmaz zira ibn Haldun tam manada bilimsel tarihe geçemese de çağdaşlarının çok ötesine gitmeyi başarmıştır. Kitaptan örnek cümle verecek olursak:
Devletler de insanlar gibi doğar, büyür ve ölür.
aşık olunası kitaptır. arap olmasına rağmen arapların ne kadar bedevi olduğundan da ayrıca bahseder.

- ibni Haldun, bir devlet ve egemenliğin yaşaması için "erdemli olmayı" da kaçınılmaz bir koşul sayar. Özellikle devletin başındakilerin ve devlet politikasıyla uğraşan yetkililerin "kesinlikle erdemli olmaları gerektiği"ni savunur. "Erdem"-lerin başında da "adalet"e yer verilir. Halka zulmetmekten titizce sakınılmasını, halka altından kalkamayacağı yükler, vergiler yüklememeyi öğütler. Tersine davrananların egemenliklerinin ömürlü olmayacağını söyler. Hatta devlet ve egemenliği kurma girişiminde bulunurken bile bu tür erdemlerin gerekli olduğunu, bu erdemleri taşımayanlara halkın değer vermeyeceğini yazar. Sonra devletin halkın "yarar"ı için, yani bu savla kurulduğunu, böyleyken, "zulüm", haksızlık gibi halkın zararına olan şeyler geçerli kılınırsa, kuruluş amacına ve savına ters bir durum ortaya çıkacağını, bunun da egemenlerin varlıklarını sürdürmelerine engel olacağını açıklar. ibni Haldun, devlet ve hükümet biçiminden çok, bu "erdem"lere , hepsinin başında da "adalet"e ve özellikle "vergi adaleti"ne önem verir. Bunlardan uzaklaşmayı, "çöküş" nedenlerinin önemlileri arasında sayar.
"Eğer devlet basiretli hareket eder, tedbirli davranır, haksızlık etmez ve doğru yoldan sapmaz ise pazarından som altın ve saf gümüş revaç bulur. Ama kin ile hareket eder, kötü amaçların peşinde koşar ve zulüm ve batılın komisyonculuğuna yönelirse o durumda pazarında sahte ve kötü şeyler revaç bulur. Araştırıp doğruyu bulmadaki ölçü, eleştirel ve basiretli olmaktır."

Mukaddime, ibn-i Haldun.
ibn-i haldun'un meşhur eserinin giriş kısmı olmakla birlikte, eseri aşarak özel olarak adlandırılmıştır.

ancak soru şu ki, mukaddime hangi yayınevinden satın alınır?