bugün

1- On yedinci yüzyıl divan şairlerimizdendir...
2- cankaya milli piyango anadolu lisesi eski müdürü...rahmetli olmuş...*
3- Dicle Haber Ajansı Haber Müdürü olanı vardır...
4- DTP Mazgirt * ilçe Başkanı olanı da...
5- ayrıca muğla'nın günlüce köyünde 1999'dan beri muhtarlık yapan kişi de mehmet ali çelebidir...
ergenekon davası nedeniyle tutuklanan teğmen.
"kuvvet ordudur! düsmanlar milletimizi bagimsizliktan mahrum etmek için evvela onu ordudan mahrum etmek çarelerine giristiler, kumandanlarimiza ve subaylarimiza tecavüz etmeye basladılar. ordumuzu tamamen lagvederek, milleti bagimsizligini muhafaza için muhtaç oldugu dayanak noktasindan mahrum etmeye tesebbüs ettiler.

herhalde ordu, düsmanlarimizin birinci taarruz hedefi oldu. orduyu imha etmek için mutlaka subaylari mahvetmek ve asagilamak lazımdır. bundan sonra milleti koyun sürüsü gibi bogazlamakta engeller ve müskülat kalmaz." MUSTAFA KEMAL ATATÜRK"

"unutmayalım; ordu milletin namusudur. bizler önce şeref, sonra hayat anlayışıyla yetiştirildik. er veya geç aklandıgımızda savcilar kendilerine Mustafa Kemal´in sözünde yer begensinler!" Kara Pilot Teğmen Mehmet Ali Çelebi"
Mehmet Ali Çelebi askeri liseyi birincilikle, Kr.H.O da dördüncülükle bitirmiş. 15 aydır Ergenekon'un tutuklu sanığı. Kara Kuvvetleri Komutanlığında, Kara Pilot Teğmen. 24 yaşında. 2. Ergenekon davasının 24 Kasım günkü 20. duruşmasında konuştu. O konuşurken, izleyenler gözyaşlarını tutamadı.

Kara Pilot Teğmen Mehmet Ali Çelebi, söz isteyerek yaptığı konuşmaya, "Sayın Başkan, mahkemenizin yargılama şekli TSK'ya hayasızca saldıranlara cesaret vermektedir" diyerek başladı.

Gazetelerin TSK ve Genelkurmay Başkanlığı aleyhinde, hakarete varan yazı ve yorumlardan alıntılar yapan genç Teğmen, "bizler neden hedefiz" dedi ve Mustafa Kemal'in Afyonkarahisar Kolordu Dairesinde subaylara yaptığı konuşmadan bir bölümle yanıtladı:

"Kuvvet ordudur! Düşmanlar milletimizi bağımsızlıktan mahrum etmek için evvela onu ordudan mahrum etmek çarelerine giriştiler, kumandanlarımıza ve subaylarımıza tecavüz etmeye başladılar. Ordumuzu tamamen lağvederek, milleti bağımsızlığını muhafaza için muhtaç olduğu dayanak noktasından mahrum etmeye teşebbüs ettiler. Herhalde ordu, düşmanlarımızın birinci taarruz hedefi oldu. Orduyu imha etmek için mutlaka subayları mahvetmek ve aşağılamak lazımdır. Bundan sonra milleti koyun sürüsü gibi boğazlamakta engeller ve müşkülat kalmaz."

Kara Pilot Teğmen Mehmet Ali Çelebi, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Unutmayalım; ordu milletin namusudur. Bizler önce şeref, sonra hayat anlayışıyla yetiştirildik. Er veya geç aklandığımızda savcılar kendilerine Mustafa Kemal'in sözünde yer beğensinler!" 14 yaşında girdiği askeri lise diplomasını Org. Hurşit Tolon'dan aldığını belirten Teğmen Çelebi, "Kendisinden almam benim için şereftir. Gurur ve onur duyuyorum" dedi.

"Yalnız bu husus savcılarımızın gözünden kaçmıştır. Hukuksuzca ek klasör göndermeye devam edeceklerse askeri lise diploma töreni CD'sini kendilerine verebilirim. Ne de olsa hazır bir örgütsel irtibat!"

"BEN TERÖRiST, ONLAR DEMOKRATiK GERiLLA!"

Teğmen Çelebi konuşmasında özetle şunları söyledi:

"Ben tanık olmak istemediğim için tutuklanıyorum. Vatan hainleri, biz şerefli Türk subaylarını karalamak için savcıların teşvikiyle tanık olabiliyorlar. Ben ifade vereceğim yeri, Türk milletinin şerefli kürsüsü olarak görüyorum. Onlar ise, garez ve intikamlarına tatmin kürsüsü" Ama ben terörist onlar demokratik gerilla" Benim evime rejimin teminatı polis, bir orduyla kapıyı kırarız tehdidiyle giriyor, sahte evrak tanzim ediliyor. Tutuklandıktan sonra ailem sürekli rahatsız ediliyor. Babamın işyeri gasp ediliyor. Diğer taraftan bebek katillerinin ayaklarına savcılar gidiyor, bir kırmızı halı serilmediği kalıyor. Neden? Çünkü ben terörist, onlar barış elçisi"

Türk milleti adına karar verdiğini söyleyen yüce heyet, acaba, Türk milletinin, teröristi subayına yeğlediğini mi düşünüyor? Türk yargısı, teröristi aklama, subayı aşağılama kurumu mudur? Bakınız, devrem Eren Teğmen dağda terörist kovalarken terör örgütü üyesi olmak şüphesiyle 6 ay tutuklu kalmıştır. Müteakiben tutuksuz yargılanmak üzere görev yeri Yüksekova'ya dönmüştür. Eren Teğmen, Atilla Albayımın savunmasında bahsettiği gibi Savcı Zekeriya Öz'ün "Şırnak'tan paketledim de getirttim" dediği teğmen..."

Silivri'deki Ergenekon duruşmalarında savunmalar devam ediyor.

Fakat acıklı olan, iddianameleri çarşaf çarşaf yayınlayanları n bu savunmaları görmemezlikten gelmeleridir. Ne yazık ki medya iyi bir sınav vermiyor..
hırsızların başta olduğu yerde, hapse tıkılan onurlu ve şerefli insan. görüşleri çok sert ve keskindir. hayatımda tanıdığım tek gerçek vatansever. yüreği gemiz kazanı kadar kocaman olan adam gibi adam.
Ergenekon Davası'nın 20 aydır tutuklu sanığı, kara pilot teğmen.

verdiği savunma aşağıdadır.

13.Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı’na

Sayın Başkan, Saygıdeğer Heyet;

Atatürk ten, yarattığı devrimlerden koparılmak istenen koşullarda yaşıyoruz, yaşatılıyoruz.
Mustafa Kemal düşüncesi en tehlikeli biçimde sorgulanıp zehirlenmektedir. insanlık tarihinde olağanüstü bir uygarlık devrimi gerçekleştirmiş kişiyi yıkmak isteyenlerin amacına hizmet edilmektedir.

Telefon tapelerimde; tarihi yaşayan, yaratan ve yazan ebedi önderimizin eseri TC Kuruluş Destanı, Nutuk, daha uygar bir geleceği güvenceye almak için Atanın Afet inan’a yazdırdığı Medeni bilgiler, ülkemizin tapusu Lozan’ı konu edinen ve ülkenin birliğini amaç güden cümleler suç unsuru olarak görülerek kalın ve büyük puntolarla işaretlenmiştir.

Nutuk'u ancak, Mustafa Kemal’in ışığından ruhları kamaşan yarasalar,
Medeni bilgileri ancak medeniyet düşmanı ahlak tarantulalaları,
Lozan'ı ancak garip ihtirasların bulandırdığı karışık beyinler suç unsuru olarak görebilir.

BUNU YAPANLAR TÜRK MiLLETiNiN KUTSALLARINI,
ÜZERiNDEN DESTURSUZ GEÇiLEBiLECEK BiR KÖPRÜ MÜ SANDILAR???

Mustafa Kemal bu gibileri şöyle tarif ediyor:
AKLI EREN, MEMLEKETiNi SEVEN, HAKiKATi GÖREN KiMSELERDEN DÜŞMAN ÇIKMAZ. iÇiMiZDEN BÖYLELERi ÇIKARSA ONLAR YA AKLI ERMEYEN CAHiLLER YA MEMLEKETiNi SEVMEYEN KÖTÜLER YA DA HAKiKATi GÖRMEYEN KÖRLERDiR!

Vatanın bütün ümit ve istiklalini bağladığı gençliğin neyi görmesini istemiyorlar. Orada terör yok. "Ya istiklal, ya ölüm var "
"TEMEL iLKE TÜRK ULUSUNUN HAYSiYETLi VE ONURLU BiR ULUS OLARAK YAŞAMASIDIR. BU TEMEL ANCAK TAM BAĞIMSIZLIĞA SAHiP OLMAKLA ELDE EDiLEBiLiR. NE DENLi ZENGiN VE GÖNENÇLi OLURSA OLSUN, BAĞIMSIZLIKTARN YOKSUN BiR ULUS, UYGARLIK KARŞISINDA UŞAK OLMAK MEVKiiNDEN YÜKSEK BiR iŞLEME LAYIK OLAMAZ "

Orada terör yok. Türk Bağımsızlık Savaşı’nın hangi koşullar ve çetin güçlükler içinde kazanıldığı ve eseri gençliğe emaneti var. Gençliği en elverişsiz koşullarda dahi eyleme çağıran yüreklendirme kamçısı Gençliğe hitabe var.
O Gençliğe Hitabe ki onda uygarlık bağımsızlık ve özgürlük uğruna sonsuza dek sürecek uğraşların ve savaşların şu tükenmez buyruğu var.

"BUGÜN ULAŞTIĞIMIZ SONUÇ, YÜZYILLARDAN BERi ÇEKiLEN ULUSAL YIKIMLARIN YARATTIĞI UYANIKLIĞIN VE BU SEVGiLi YURDUN HER KÖŞESiNi SULAYAN KANLARIN KARŞLIĞIDIR.BU NETiCEYi TÜRK GENÇLiĞiNE EMANET EDiYORUM.
EY TÜRK GENÇLiĞi,
BiRiNCi VAZiFEN TÜRK iSTiKLALiNi, TÜRK CUMHURiYETiNi iLALEBET MUHAFAZA VE MÜDAFA ETMEKTiR, MEVCUDiYETiNiN VE iSTiKBALiNiN YEGANE TEMELi BUDUR."

Nutukta Darbe yok! Kültür devrimi, bağımsızlaşma, çağdaşlaşma, demokratikleşme var.

Sayın Başkan, Saygıdeğer Heyet,

Mustafa Kemal sevgimiz, çizgimiz bize zehir edilmeye çalışılıyor.
Çok net ifade ediyorum.
Bunları buraya suç unsuru olarak koyanların görevleri beni bununla suçlayıp hapis yatırmaksa, benim görevim hapis yatmaktır.
Onların görevi beni öldürmekse o zaman benim ki de bu uğurda ölmektir. Hem de gözümü bile kırpmadan.
Bu düşüncede olanlar sürgüne gönderiliyorsa, benim görevim umutsuzluğa kapılmadan yola çıkmaktır.
Nutuk, Medeni bilgiler, Lozan, Hasdal'da serbestse ben orada olacağım.
Vicdanımızı yastık yapar yatarız ama yastığımızın altına da Nutuk koyarız.

Mustafa Kemal'in asil devletinde bunları suç kabul eden herkese sesleniyorum:

Zincire vursanız ellerimi ve ayaklarımı tehdit edebilirsiniz.
Boynunu vurduracağım derseniz boynumu tehdit edersiniz.
Avukatını tutuklarım derseniz savunmamı tehdit edersiniz.
Hapiste çürüyeceksin derseniz tehdit ettiğiniz şu zavallı bedenimdir.
20 ay yattım 120 bin ay yatsam ne olur? Ömrüm zindanda bitse ne olur?
Adam olan yeminine sadık kalır. Ben askerlik yeminime sadık olarak bu dünyadan göçeceğim.
Beni, benliğimi, ruhumu hiçbir şekilde tehdit edemezsiniz.
Bunlardan biri için bile korkuya kapılacak olursam işte o zaman tehdit edilen gerçekten ben olurum.

Sayın Başkan, Saygıdeğer Heyet,

Vatanını, ulusunu sevmiş olmanın bedelini ödeyen insanların ne ilkiyiz ne de sonuncusu.
Ancak unutulmasın ki biz burada olduğumuz için Türk Silahlı Kuvvetleri, Türkiye Cumhuriyeti Devleti büyüklüğünden bir şey kaybetmez. Vatan sağ oldukça elbet bu mevkilere, makamlara gelip bu görevleri ifa edecek vatan evlatları bulunur.
Üç tane alırsınız, her sene Harbiye den bin tanesi mezun olur.
Türk Silahlı Kuvvetleri mahkeme salonlarına sığmaz!

Ben adı TÜRK olan milletin askeriyim.
Biz Türk askerleri karşımızda ölüm, elimiz vicdanımızda,
torunlarımızın yarın inceleyeceği tarihe ait mesuliyetler gözümüzün önünde,
yolumuzu Mustafa Kemal’in Türkiye Cumhuriyeti için yaşam nöbeti tutan sözleri ve direktifleri çerçevesinde çiziyoruz.
Herkes bilsin ki, bizler burada nöbetteyiz.
Mustafa Kemal Atatürk için her koşulda, her zamanda ve mekanda siper olacağız. O yükseklerdedir ama bacakları halen duyarlıdır. Yere değdirmese de bizim gibi şerefli Türk Subaylarının, şerefli Türk aydınlarının başlarına bas basa, omuzlarına basa basa ileri atacak adımlarını, yürüyecek! O bu topraklarda hiç kaybetmedi, yine kazanacak!

Sayın Başkan, Saygıdeğer Heyet,
Türk Milleti adına karar veren heyetinizden Nutuk'u suç sayan bu iddianameyi tarihin çöplüğüne atmanızı talep ediyorum.

Mehmet Ali Çelebi
Tutuklu Kr. Plt. Teğmen.

not= odatv den alıntıdır.
"Bu toplantıya başkanlık eden, gözleri altında olduğumuz Ebedi Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün iradesini, titremeksizin bedenlerinden vazgeçen ve şimdi kabirlerinden başlarını kaldırarak bizleri izleyen şehit ruhlarının dileklerini, Türk milletinin vicdanını kendi sesimde toplayarak bütün dünyaya haykırıyorum: BEN ISLAH OLMADIM!"

demiştir.
atatürk ilke ve inkilaplarına bağlı onurlu, şerefli teğmenimiz.
tutuklu olmasına neden olan cep telefonunda kayıtlı numaraların 139 tanesinin hizbul tahrir örgütü üyelerine ait olmasının tamamen uydurma olduğu, tib in kayıtlarına göre bu numaraların emniyet müdürlüğünde 1 dakika 23 sn de telefonuna yüklendiğini belgeleriyle kanıtlanmış tutuklu teğmen. 23 aydır sırf bu telefon kayıtları ve rehberi değiştirildiği için suçlanıp yatırıılıyor.
3,5 yıldır suçsuz yere hapis yatan teğmen. ve ne zaman çıkacağıda belli değil. böyle adalet sisteminin, onu yöneten yobaz, şakirt tayfasının taa amnkyim ben.
Bu konuda içişleri bakanı, adalet bakanı, hükümet sözcüsü ve başbakan bakalım herhangi bir yorum yapacak mı? Televizyonların son dakika başlıklarıyla girip gün boyu yorumlamaları gereken bir durumda o demokrasi havarisi şakşakçı yorumcular bu konuda seslerini çıkarabilecekmi her birlikte göreceğiz...
ileri demokrasi neferlerinin görmezden geldiği teğmen. bir subay için en güzel rütbeyi silivri zindanlarında geçirmiştir. sancakların en güzelinin* altında ettiği yemine sadık kalmıştır.
ileri demokrasi sevdalılarının ileri demokrasi anlayışına maruz kalmış onurlu teğmen.
emniyet'te delil torbasındaki cep telefonuna hizb'ut-tahrir militanlarının telefon numaraları "yanlışlıkla" yüklenen kara pilot teğmen.
aslan parçası bir harbiye'li...
umutları yeşerten mustafa kemal askeri...
(bkz: ergenekon tertibi nin komediye dönüştüğü gerçeği/#10630682)
bilirkişi tarafından da hakkındaki iddialar yalanlanmış olan teğmen. kendisi hakkında türkiye cumhuriyeti devletinin polisi "sehven" yükleme yaptım şeklinde komedide sınır tanımıyor ve her gün demokrasi naraları atan bu iki yüzlü liboş ve dinci pislikler gıkını çıkarmıyor. sizin demokratlığınızı sikiyim ben. 29 ay boyunca suçsuz yere hapis yatmış bir insan için tek kelime ses etmeyen demokratlar!!! çıkarcılığınız ve yalancılığınız o kadar mide bulandırıcı ki...

http://www.ntvmsnbc.com/id/25176283/
'sehven' teröristlerle konuşmuş teğmen. devletimiz sen teröristlerle irtibat halindesin diyorsa vardır bi bildiği. koskoca devlet yalan mı söyleyecek? devlet diyorsa doğrudur. sehven diyorsa, o da doğrudur. bak hep doğru. hiç yalan söyler mi koca devlet?
yakında tahliye olacaktır.
http://www.tarafsizhaber....en-tahliye-talebi-711567/

zaten 29 aydır neden içeride orası ayrı muamma...

hukuk devletine bak. karambole yaşıyoruz...karambole...
tahliye edilmiştir.
darısı suçsuz yere hapiste yatan diğer vatanseverlere...
darısı diğer suçsuz insanlara. silivri'deki tüm tezgahın kocaman bir tertip olduğu açığa çıkınca (ki yakındır) buraya gelip, masum insanlara darbeci, terörist, ergenekoncu diye çamur atarak anıran hayvanlara iki çift laf edecem.

buraya yazıyorum.
salınmasıyla birlikte, ergenekon davasında kullanılan delillerin gerçekleğine bir kere daha gölge düşmüştür. olayın "kurgu" olduğu iddiası biraz daha öne çıkmaya başladı.
Birlikte helikopter kullandigimiz devre arkadasim. Serefli silahsor kardesim. iflah olmaz ataturk neferi.

Harbiyeli aldanmaz sozunun dogrulugunu iceride yattigi 3,5 yil boyunca sakirt tayfasinin yuzune yuzune vurarak aldigi egitimin hakkini vermistir. Turk subayinin serefine dil uzatanlar, bu afama bakip utansinlar.
telefon rehberine gözaltına alındıktan sonra 139' adet telefon numarası eklenen.. uydurma ergenekon terör örgütünün üyesi olmakla itham edilen kara pilot teğmen.

bunu mehkeme kabul etti, emniyet kabul etti bir bizim şakirtler kabul edemiyor, cumhuriyet ve atatürk düşmanlarının hayatından üç yıl çaldığı genç türk silahlı kuvvetleri subayı.
--spoiler--

23 Temmuz 1984'te doğdu.

Baba Muharrem Çelebi banka veznedarı.

Anne Rukiye Çelebi gardiyan.

Annesi Amasya Cezaevi'nde görevliydi ve oğlunu bırakacak kimsesi olmadığı
için onu her gün hapishaneye götürdü. Mehmet Ali Çelebi cezaevinin maskotu
oldu, gardiyanlar ve mahkumlar tarafından büyütüldü. Cezaevi ile, koğuşlar
ile tanışması yeni değildi yani.

1990 yılında Amasya Atatürk ilkokulu'nda öğrenime başladı. Okulu
birincilikle bitirdi.

1995-1999 yıllarında sınavla kazandığı Amasya Anadolu Lisesi ortaokul
bölümünü de birincilikle bitirdi.

Tüm diğer sınavları da kazanmasına rağmen, ağabeyi Volkan'ın Askeri Lise'de
okumasının etkisiyle 1999 yılında kendi isteğiyle Maltepe Askeri Lisesi'ni
seçti. (Ağabeyi 2001 yılında felsefeye yönelik aşırı ilgisi nedeniyle Hava
Harp Okulu'ndan kendi isteğiyle ayrıldı.)

Mehmet Ali Çelebi 2000 yılında Askeri Liseyi de birincilikle bitirdi ve
dönemin Ege Ordu Komutanı Orgeneral (ve bugünün Ergenekon sanığı) Hurşit
Tolon'dan diplomasını aldı.

Kura ile karacı olduğu belirlendikten sonra 2003 yılında Kara Harp Okulu'nda

eğitim ve öğretim hayatına başladı.

2007 yılında okulu birincilikle bitirdiği için diplomasını Genelkurmay
Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'tan aldı ve o fotoğraf karesi sonradan çok
kullanılacak tarihi bir kare oldu. Öğrenim boyunca bütün notları 10
üzerinden 10 oldu.

2007 yılında helikopter pilotu olmayı tercih etti; bunun için, dünyanın en
zor kursu tabir edilen bir senelik "helikopter pilotluğu" eğitimini
birincilikle bitirdi.

Peki, bu çok başarılı Teğmen Çelebi okul dışında nasıl biriydi?

Tatlı-sert bir mizacı vardı. Sakin ve gururluydu.

Doğruluğu ve onuru her şeyin üstünde tutuyordu. Mücadeleciydi.

Harp Okulu öğrenciliği döneminde arkadaşlarına, final sınavları öncesinde
bir hoca gibi 50-60 kişilik gruplar halinde ders anlatması ve onların bu
dersleri izlemesi sonucu sınavları geçmesi bir efsane şeklinde hep kulaktan
kulağa anlatıldı.

Tarihe meraklıydı. Başucunda her zaman Nutuk vardı. ("Nutuk'u arkadaşlarına
ve onların akrabalarına okumalarını salık vermesi", savcılığın
iddianamesinde altı çizili ve büyük harflerle yazılarak suç unsuru sayıldı !
Savcı ile Teğmen Çelebi arasında, bu konuda tartışma yaşandı)

Kitap kurduydu. Öyle ki, 2.5 yıllık cezaevi hayatında 500 kitap okudu.

Felsefeye düşkündü. Bunun bir nedeni de ağabeyi Volkan'ın felsefe öğrenimi
görmesiydi. Herakleitos'un Fragmanlar'ını, Apuleius'un Başkalaşımları'nı,
Platon'un Devlet'ini ve Diyaloglar'ını, Aristoteles'in Nikomakhos'un Etik ve
Retorik'ini, Epiktetos'un Söylevleri'ni, Boethius'un Felsefenin
Tesellisi'ni, Seneca'nın Tanrısal Öngörüsü'nü, Descartes'ın
Meditasyonlar'ını, Spinoza'nın Etika'sını, Erasmus'un Deliliğe Övgü'sünü,
Thomas Hobbes'un Leviathan'ını, Francic Bacon'un Denemeleri'ni, Mevlana'nın
Mesnevisi'ni çok sevdi.

Şiir seviyordu. Şair olarak Fazıl Hüsnü Dağlarca'yı, Nazım Hikmet'i, Yunus
Emre'yi, Orhan Veli'yi beğeniyordu.

Futbol lisansı da olan Teğmen Çelebi okul takımının başarılı
futbolcularından biriydi. Küçüklüğünden itibaren koyu bir Beşiktaşlı ve
Amasyaspor'luydu.

Sualtı dalgıçlık kursiyerliğini de tutuklanmadan kısa bir süre önce
birincilikle bitirmişti.

Soner Yalçın

========================================================

Teğmen...

O kadar zayıf, o denli narin görünüyordu ki, sanki tutmaya kalksanız
kırılacak gibiydi.
Tam 30 aydır Silivri'deydi. Tutuklanmasından 29 ay sonra, cep telefonuna
emniyet müdürlüğünde birileri tarafından "yanlışlıkla !" 139 terör örgütü
üyesinin telefon numaralarının yüklendiği yine bizzat emniyet tarafından
itiraf edilmişti...
Ama o hâlâ tutukluydu!..
Kara Pilot Teğmen Mehmet Ali Çelebi, 18 Şubat Cuma günü Silivri
Mahkemesi'nde söz istedi, kürsüye geldi.

O narin, o tutmaya kalksanız kırılıverecekmiş hissi veren gencecik adam,
başına örülmeye çalışılan "dijital pusu"yu tek tek, belgeleriyle anlattıktan
sonra konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

11 Şubat 2011 saat 20.45'te düşmanın sinsi savaş silahı olan bazı TV
kanallarından, "mahkeme kapılarının komutanlarımın üzerine kilitlendiğini"
duydum ve üzüntüyle izledim. Hakaret olarak kabul ediyorum.. Sebep, kaçma
şüphesi... Siz, Mustafa Kemal'in askerlerinin cepheden kaçtığını gördünüz mü
? Komutanlarım sınırları açsanız, çekip gitmezler. Onları Hizbullahçı mı
zannettiniz ?

Buradan Türk milletine, Genelkurmay Başkanı nezdinde tüm komutanlarıma ve
silah arkadaşlarıma sesleniyorum: içiniz rahat olsun. Biliyoruz ki, bu bir
savaştır. Savaşta asker yaralanır, asker esir düşer, asker ölür. Bunların
bilincindeyiz. Biz Türk subayıyız. Bizim için hak yok, vazife vardır. Merak
etmeyiniz, burası bize zindan değil Çiğiltepe'dir.. Onuru karşısında
yaşamını hakir gören Albay Reşat Çiğiltepe'nin vazife anlayışıyla buradayız.
Mustafa Kemal'in, "Size ölmeyi emrediyorum !" emri, bizler için halen
geçerlidir. Sonsuza kadar da geçerli olacaktır.
Endişe duymayınız, Teğmen Çelebi'yi geçemeyenler onu yetiştiren
komutanlarına ne yapabilir ki... Cephede bir Mehmet vardı, şimdi 150 Mehmet
var. Cephe şimdi daha da güçlü.
Bu şartlarda sizden tahliye talep etmem, benim için vatana ihanetle
eşdeğerdir. Mevzubahis vatansa bundan gayrı kalan her şey teferruattır.
Şimdi kapıları kapatın ! Yüzümüzü ışığa doğru uzatacağız..

Giyotin inecek.. Tekrar uzatacağız..

inecek.. Uzatacağız..

Gün gelecek, giyotin kesemeyecek: Kazanacağız !"...

Mahkeme arasında, az önce sanık kürsüsünde o "dev konuşmayı" yapan gencecik
teğmenin bana doğru geldiğini gördüm. Saygıyla uzattı elini, "doğruları
yazdığınız için minnettarız.." diye başladı. Boğazımın düğümlendiğini
hissettim, elimi kaldırıp sözünü kestim ve yalnızca o üç sözcüğü söyledim:

- Vatan size minnettardır.

Ümit Zileli

==

"Dünyada her millet icraatına tahammül ettiği hükümetin mesuliyetine ortak
sayılır." "Asıl önemli olan ve memleketi temelinden yıkan ve halkını esir
eden, içerideki cephenin suskunluğudur."

Mustafa Kemal ATATÜRK

--spoiler--
kendisini hala tutuklu sananlar tarafından "yapmıştır bir şeyler" denilerek suçlanan teğmen.