bugün

Küçücük, gece baktığınızda dağların üzerinde takılı bir gerdanlık gibi duran; hristiyanların ve müslümanların, kürtlerin, arapların ve türklerin bir arada kardeşçe yaşadığı; muhteşem kalesi ve evleriyle ünlü benim biricik memleketim.
müthiş mistik havasıyla sizi büyülememesi imkansız. taşın dile geldiği yer diye geçer. gidilmesi ve görülmesi gereken en güzel illerimizden birisi.
her düşünceden, her ideolojiden, her dinden ve her etnik kökenden insanın bi arada sorunsuzca yaşadığını oraya atanan bir yakınımdan duyduğum şehir.
kaderin 323. dönem asker olarak bizi götürdüğü şehir. henüz kışlasından çıkmak nasip olmasa da kum fırtınasının neye benzediğini gördük bu şehirde. mardinli sözlük yazarlarından ziyaretimize gelen olursa büyük bir sevinçle kabul ederiz efendim.
halkı genellikle sahil şehirlerinde yaşamaktadır...
Hiç görmediğim,gezmediğim halde,fotoğraflardan gördüğüm kadarıyla mistik,manevi,ruhani duyguları çağrıştıran,bozulmamış dokusuyla en yakın zamanda ziyaret etmek istediğim,telkarilerini,kiliselerini merak ettiğim şehir.
kurtuluş savaşında dahiyane bir fikirle kalenin etrafını soba borularıyla kuşattıktan sonra üzerini çadırla örtüp bu sayede gelen fransız ordusunu yanıltmayı başarmış şehir. soba borularını havaya dikerek top namlusu süsü vermişler bu sayede fransız ordusu geri çekilmek zorunda bırakılmış. Birinci Dünya Savaşı boyunca 'kan dökülmeden düşmandan kurtulan ilk kent' unvanını almış olan şehir.
rüya şehir.
hakikaten mardine her gidişimde bir önceki gidişim sanki rüyaymış gibi gelir.
gidilesi görülesi.
osmanlı taş ev yapılarının yaşayan canlı örneği.
mimarisi bambaşka bi şehir. o taş evlerin yapısı, dizilişi insanda büyük hayranlıklar uyandırır. labirante düşmüş sanır insan kendini. ve teknolojinin gelişmişliğiyle alakası yok bunun. güzelyalı'daki rum evlerinin tadı bugün izmir'de bu teknolojiyle inşa edilen hiç bi yapıda sağlanamamışsa mardin'de yeni yapılan evlerde eskilerin yerini tutmaz.

http://img98.imageshack.us/img98/6306/mardin2ih5.jpg

http://www.resimvadisi.co...420/03mardin4ti7mlwb5.jpg
halkının "gece gerdanlık sabah mezarlık" diye tanımladığı şehrimiz.
hakkında söylenecek o kadar çok şey varken belki sadece bir noktaya dikkat çekmek gerekir. bu memleketin insanı "öteki" düşmanlığından nemalanmayı bilmez, savaşın ortasında yıllarını geçirmiş olmasına rağmen kimseyi dışlamaz. bu yüzden filmlerde, dizilerde götünden senaryo yazan insanların fantezilerine de pek uymaz kültürü.

hatta "iddia eden adam" olarak gereksiz yere iddia ediyorum. mardin sakarya'dan, bilecik'ten, bursa'dan 5 gömlek daha demokrat bir şehirdir. bu kadar karalanmalarına rağmen hala değişmemeleri de bunun ne kadar sağlam bir temel üzerine, "bir arada yaşama kültürü" üzerine kurulu olduğunu gösterir. fakat yalnızca mardin değil, bazı birkaç doğu şehri için de aynı şeyi söylemek mümkün. örnek vermek gerekirse:

(bkz: van/#4488899)
(bkz: hakkari/#4286357)
havasını solumak, kültürünü içine çekmek yerine hükmetmek üzere gidenlerin düşman olarak görebileceği dünya kentlerinden biridir. birçok etnik ve dinsel kimlik birbirinden ayrılmamacasına kardeşçe yaşar derler mardin'de.
Unesco'nun dünya mirası listesinde olan şehirdir.
Suriye ile sınır olan il, merkezi bir tepe üzerine kurulmuştur. şehir taştan imaldir. Caddeler tek yönlü, ara sokaklar iki insanın yanyana geçemeyeceği kadar dardır. çoğu sokağa araç girmediğinden belediyenin kadrolu eşekleriyle çöp toplanır, tüp, su vs gibi malzemelerin nakli yine bu mahlukatlarla yapılır. Sokaklar hijyenden biraz nasibini almamıştır maalesef. Yemekleri oldukça lezzetlidir. Sembusek, ırok, işkembe dolması ve bölgeye has Süryani şarapları tadılmalıdır. Çarşının sonundaki kahveden çay, kahve içerek Suriye ovası kuşbakışı izlenebilir. Deyrulzafaran Manastırı mutlaka ziyaret edilmeli, papazlarla muhabbet edilmelidir. çarşı'dan ya da Midyat'tan telkari denilen gümüş işlerinden eşe, dosta, kendimize veya sevdiceğe alınmalıdır. Yalnız Mardin'in turist için ömrü 2 gündür sonra sıkıldık, "e bu kadar mı şehir ? ""gezdik bitti 3 saatte" diye arıza yapmayın.
taşa ruh vermiş elleri bünyesinde barındıran masalımsı şehir.
kiliseleri, camileri, sinegoları, hıristiyanları, musevileri, süryanileri, ermenileri, müslümanları bir arada kardeşçe yaşatabilen medeniyetler şehridir mardin.
süryanisi, musevisi, müslümanı, arabı, kürdü, türkü, güvercini, tarihi, kültürü ve turizm potansiyeli ile türkiye'nin özetidir. memleketimdir.

mardinin kültürünü, sıcak kanlılığını ve hoşgörüsünü anlamak için pek bir şey söylemeye gerek yok. bir yerleşim merkezi düşünün ki: çan çalarken, minareler ışığını kapatsın; ezan okunurken, çanlar sussun. ve bu üç büyük dinin -musevilik, hristiyanlık ve müslümanlık- ibadet yerlerini iç içe, kardeşçe barındırabilsin.

(bkz: bi yer var mı bildiğin)

" unesco'nun miras şehri olarak en güzel 3. şehir" sıfatına layık gördüğü mardin; son zamanlarda geçmişinden gelen mirasi görüntüsünü, plansız, çarpık yapılanma gibi nedenlerle kaybeder gibi olmuştu. lakin, belediye ve devlet turizmcilerinin uğraşlarıyla beraber yok edilen şehrin eski havası, çökmeye terkedilen tarihi eserleri, şu sıralar restore edilmek suretiyle yeniden var edilmeye çalışılmaktadır. söz konusu yenileme çalışmaları sonlanmamış olmakla birlikte, bu yönde çalışmalar hala devam etmektedir. ülkenin, var olan değerlerine, mardin'e, mardin'deki çalışmalara sahip çıkması gerekmektedir. dileğimiz bu yöndedir.
cümle alemin gidip görmesini arzu ettiğim, üzerine yeni hiçbir şey yapılmaması gereken taşkent.

güzel ötesi güzellik.
güzeldir bu sehir, büyüleyicidir. eski mardine girdiginizde, binbirgece masallarinda yasiyor sanarsiniz kendinizi. girisinde bekleyen otobüsleri, kamyonlari, eski kirec fabrikalarini ve sasilacak sekilde tren istasyonunu ( evet ben yok saniyordum) görürsünüz. sehrin asil merkezine, mardin in bulundugu dagin etegini kivranarak arabayla cikarsiniz. eski mardine ise merkeze ulastiktan sonra, dahada tirmanmaniz gerekir. sonrasi, büyüleyici bir manzara, kendinizi eski zamanlarda hissetmenizi saglayan yapilar, tas evler, kiliseler, camilerdir. en tepede ise mardin kalesi. cok büyüleyici bu sehir, inanin anlatilmaz, yasanir.
hakkında yazılan bunca güzel şeyin üzerine, insanlıktan nasibini almamış yaratıkların yaşadığı şehir.
izmir'in komşusu olan kasabamız.
ilk ziyaretimde hayran kaldığım,yaşadığı ve yaşattığı acı olayı ile beni de sarsan medeniyetler beşiği olan şehir.
Özkentim. Bundan başka dünya üzerindeki tarihi müze şehir kapsamındaki şehirlerden biridir. Ülkemizde tektir.
Yıllarca farklı din ve mezhepten insanlar kardeşçe yaşamıştır.

ta ki teröre kadar. Şimdi hepsi kaçmakta
Babam lisede okurken 1. liği bir süryaniye kaptırmıştır.

Çok güzel, gidin ve görün. Gümüş şehrim benim
taşın en güzel hali..
insanın kendi içindeki devri alem gibidir mardin.bütün karmaşaya karşın içinizde varlığını unuttuğunuz duyguları çağrıştırır.her bir yapısının ayrı bir öyküsü vardır kaybolup gideceğiniz.
evlerdeki işlemeler sevgiyle sevgiyi anlatmak için özenle işlenmiştir.her ev bir şiirdir.
okumayı istemekle başlar herşey, sonrası size kalmış.
bir dilde, bir milliyet' te değildir anlatılan öyküler yada sevgiler.
farklı inanışlar, farklı diller, farklı bakış açıları ama çıkılan yol eninde sonunda aynı.

ölümlerin bile bir öyküsü vardır orada. mezar taşlarındaki ince işlemelerle anlatılır sahibi.
müslüman yada başka bir dine mensup hiç farketmez orada. aslolanı hiç kimse inkar etmez.
saygı üstüne kurulur yaşam, sonrası bütün güzelliklerle gelir zaten.

tek üzücü yanı yeni mardin' dir.öykülerin yerini betonların aldığı.