bugün

empyrium'un where at night the wood grouse plays albumunundeki yedinci sarkisi.insanın içinde huzurlu bir sarhoşluk bırakır

a night of december so dark and cold,
i walked a path ages old
the moon amongst the clouds revealed
lightning valleys, forest and field

embraced by silence i wandered the moor
an endless landscape by my side
when in the mist i saw a light
dancing through the hazy night

i stood and watched the play in awe
was deeply touched by what i saw
i told my friends what i did see
and what they told did tremble me!

it's said the ghost of a young, fair maid
is cursed to dwell beneath the shade
of the olden oak she died below
o that was many moons ago!
empyrium'un muhteşem şarkılarından biri. aradaki flüt sizi başka dünyalara götürür.
en kral empyrium şarkısıdır.
bam telinize dokunur.
şarapla alınması sakıncalıdır. *
empyrium'un 3. albumu olan where at night the wood grouse playsden nefis bir parca. gitar ve flut melodileri bundan daha etkileyici, daha sevimli kullanılamazdı.basit melodilerle olusturulmus, harika bir parca. cok sirin de bir hikayesi var.
igrenc biliyorum ama serbest cagrisim (bkz: aylar once)
nedense bana foucault sarkaci'nda 120 yılda bir sırrın devredilmesi için yapılan buluşmaların bir takvim hatasından dolayı yüzyıllarca gerçekleştirilememesini hatırlattı gecenin bir yarısı. çok alakasız bir serbest çağrışım oldu ama bu iki nadide eser bana birbirini tamamlıyormuş gibi geliyor. sanki kitabı okurken fon müziği bu şarkı olduğunda her ikisi de daha bir anlamlı oluyor.
dinlediğimde içimi inanılmaz bir huzurla dolduran şarkıdır.

(bkz: empyrium)
empyrium' un en az bunun kadar güzel bir diğer şarkısı için: the shepherd and the maiden ghost
şimşek, yağmur, gök gürültüsü, yangın, patlama gibi bir çok efekti insanın gözü önüne ayni anda getiren bir şarkı. hesapta slow. huzur verici falan. amma lakin ki aslında hiç öyle değil.
mükemmel bir empyrium şarkısı. dinlerken acı veriyor ama yine de bırakamıyor insan.
empyrium'dan, aşık olunası bir başka şarkı daha.

Garip bir sekilde bana skyrim havası veren şarkı.

Klasiğimi yapmadan da gitmem.

Of the olden oak, she died beloow.
Oh that was many moons ago!