iki dağ arasındaki yol.
"Bazen böyle olur. Bazen biri çıkar karşına. Bilirsin ki, onun karşısında zayıfsın. Bir hamur parçasısın. Alsın seni, dilediğince yoğursun, oynasın."
bu hatun zamanında şişman mıydı diye düşündüren kitap, öylesine iyi anlatmıştır ki.elif şafak ın ilk okuduğum romanı.ne denir ki?kitabın arkasında da söylendiği gibi görmeye ve görülmeye dair bir roman.
--spoiler--

kaç kitap okuyunca alim, kaç diyar görünce gezgin,kaç hezimetten sonra bezgin olurdu insan? kaç olunca çok, kaçta kalınca azdı rakamlar?

--spoiler--
elif şafak'ın en iyi kitabı. birbirinden kopuk gibi gelen gelişmelerin bir anda bağlanması, uçsuz bucaksız bir hayal gücü eseri. be-ce ve şişko sevgilisinin sıradışı yaşamı. biri cüceliği diğeri ise şişmanlığı yüzünden toplumdan dışlanmış 2 farklı karakterin ortak paydada birleşmeleri, tebdil gezmeleri... be-ce'nin şişko sevgilisinin yaşantısından, çocukluğundan ve rüyalarından yola çıkarak göz-görme üzerine yazdığı nazar sözlüğü başlı başına ayrı bir kitap gibi. şişkonun çocuk yaşta başına gelen olaylar - 3 e kadar sayabilmesi ve neden şişmanladığı- beni en çok etkileyen kısmıdır. keramet mumi keşke memiş efendi, samur kız, bella anabella ve diğer karakterler üzerinde şekillenen okunulası farklı bir roman.

--spoiler--
"bilmek istiyorum bir mahremiyeti var mı insanoğlu-insankızının, insan olmanın? ara sıra da olsa gözlerden kaçabileceğimiz, görülmekten kurtulabileceğimiz gececil bir an, karanlık bir nokta, kadid bir boşluk, belirsiz bir yırtık, ufacık bir çatlak, önemsiz bir kaçak... küçük, küçücük bir mahremiyet var mı bu seyirlik dünyada.
--spoiler--

edit: düzenleme
görmek ve görülmek üzerine kurulu, harika bir elif şafak romanı.

kurgusu, olaylar sağlam bir zemine oturmuştur. okutturur kendini.
"insanın canı neresinden acırsa, kalbi orda atardı...."

"hatırlamak, bayramlık elbiselerde leke bırakır. oysa herşeyi unutmak kabildir. iyidir unutmak, göz temizliğidir..."

"kaç kitap okuyunca alim, kaç diyar görünce gezgin,kaç hezimetten sonra bezgin olurdu insan? kaç olunca çok, kaçta kalınca azdı rakamlar?"

okuduktan uzun zaman sonra, bugün yeniden karşılaşınca, yakıcı cümleleri hatırlanan kitap. anlatımı insanı derinden yakalar.
elif şafak'ın bir anda beyninizdeki tüm zaman kavramlarını kontrol altına alıp sizi arafta bırakarak, bir an önce sonuna gitmenizi sağlayacak, sosyal ve psikolojik açıdan toplumu son derece realist bir şekilde analiz eden romandır. ana karakter olan isimsiz şişko kadından ziyade keramet mumi keşke memiş efendi kitapta en çok dikkatimi çeken karakter olmuştur. kesinlikle okunması gereken güzel bir eser olduğunu düşünmemle beraber, rejim diyet dönemlerinde okunmamasını tavsiye ederim.
iğne deliği: Sessizliğin altın kadar kıymetli olduğu mahallelerden birinde,bütün gün pencerenin önünde oturup çeyiz işlermiş ana kız.''Hayallerin iğne deliğinden geçecek kadar küçük olmalı,''dermiş kadın kızına.''Baktın ki bir hayalin geçemedi iğnenin deliğinden,boş ver onu.Unut gitsin.iğne deliğinden geçemeyen hayaller boş hayallerdir.Hüsrandan başka bir şey getirmezler.''
Kızcağaz dikkatle dinlermiş annesinin anlattıklarını.Sonra dalıp gidermiş hayallere.Ne vakit hayal kursa,elinden kayıverirmiş gergef;iğneyi de beraberinde götürerek...

Elif Şafak-Mahrem
elif şafağı bu kitabını okumadan eleştirmemek gerekir. günümüzde yazdığı kitaplar gibi basit bir kitap değildir.

kaç kitap okuyunca alim
kaç diyar görünce gezgin
kaç hezimetten sonra bezgin
olurdu insan?
perdelerin sıkı sıkı kapandığı, bir eve destursuz girilmediği devirlerden, gizli kameralarla insanların hayatının kaydedildiği devre. batının teknolojisini alalım, ahlakını almayalım, diye bir geyik vardı. işte teknolojisini alıp ahlakını almayınca böyle oluyor. politik anlamda uyuşmuyoruz hop seks kasedi.

bu toplum, iç dinamikleri ahlaksızlık üzerine kurulu bir toplum. akıl desen, akıl da yok.
başbakanın harem dediğidir. *
elif şafak'ın mükemmel romanıdır. kitapta yarattığı karakterlerden birşeyler bulacağımız ve bağlantı noktaları hayretler veren akıcı romandır.
insanlarda yuvarlak, hayvanların çoğunda ise dikine elips biçiminde olan gözbebeğinin çapı, irise gelen ışığın miktarına göre değişir.Karanlık ve uzaklık büyütür gözbebeğini;aydınlık ve yakınlık küçültür.Yani bu kararsız çember, ışık varsa küçülür, ışık yoksa büyür.Yakına bakarken de küçüldüğüne göre,yakın olan aydınlıktır, aydınlıktadır.Uzağın payına karanlık düşer.Zaten karanlığı kimse yakınında görmek istemez...
Aşık olunca da büyür gözbebeği;demek ki aşık olunan hep uzaktadır.aradaki mesafenin verdiği acıyı azaltmak için, maşuka ''gözbebeğim''diye hitap edilir...
Oda TV Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan ile Oda TV Haber Müdürü Barış Terkoğlu tarafından kısa bir süre önce yayımlanan kitap.
http://www.birgun.net/new...s-hukumet-yikilirdi/18140
Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu’nun birlikte yazdıkları Mahrem, AKP-Cemaat çatışmasının köklerine iniyor. Yazarlar, iktidarın tüm zaaflarını kayda geçen ABD’lilerin Türkiye’deki iktidar bloğu hakkındaki görüşlerini analiz ediyor.
http://kitap.radikal.com....gelerde-akp-cemaat-420980
Özel olan kimse ile paylaşılmak istenmeyen gizli olan.
insanlarla veya başkaları ile anlatılmayan ve paylaşılmayan özel şeyler gizli şeyler.
okudum bitirdim fakat bana kurguda kopukluklar var gibi geldi, hikayeler arası bir bağlantı yoktu. bir de bazı yerlerde be ce ile şişman ablanın yaptıkları rüya mı gerçek mi tam kestiremedim. hani şu tebdili kıyafet gezmeleri falan. ama nazar sözlüğünün maddeleri güzeldi.
15 temmuz u 15 temmuzdan baslayarak mi anlatiyor, yoksa o 15 temmuzun basrolundeki kisiyi zamaninda nasil koruyup yoluna kul kole olduklarini, don gel diye siirler yazdiklarini, devletin en mahrem bilgilerini emrine sunduklarini falanda anlatiyor mu?
Belgeselse bu gerceklerde olmasi lazim.
Olayın akp ile hiç alakası yokmuş gibi çektikleri kesin.

O yüzden gerçek değil masal olan yapımdır.
günah çıkarma belgeseli. at izi it izi karışıklığını çözme çabası. olayların başlangıcını 80 lere dayayıp yırtma çabası. neden olaydan 1-2 yıl sonra değil de oyların dibi gördüğü 5 yıl sonra. sola şirin görünmek mi amaç. taban mı genişletilmek isteniyor. örgüt üyelerinin akrabaları geri kazanılmak mı isteniyor. ortaya karışık aslında ama dikine.
işin akp kısmını geçtim de...

orospu çocukluğu nedir, topu bir araya nasıl gelir, gelirse nasıl olur belgeseli.

ve bu denli bir sızma bu denli bir organizasyon rüyamda peygamberi gördüm deyip ağlayıp zırlayacak bir meczubun yapabileceği şeyler de değil. dünyada benim diyen bir iki istihbarat örgütü dışında becerebilecek bir güç de yok.

şimdi daha iyi anladım, zamanında bunları ilk sikttir eden rusya idi... cia yapılanması bir örgütsünüz sizi yanımda yönümde görürsem kabilenizi zikerim diyen.
Yeni bölüm başlıyor açayımda biraz fetöcülerin yedi sülalesine söveyim izlerken.
bahsi geçen ishitbarat örgütlenmesini şu koca dünyada gerçekleştirebilecek 3 ülke var...
abd
rusya
israil...

bunu türkiyede gerçekleştirebilecek de tek ülke... abd!

fetö daha okul aşamasındayken taa yıllar önce ruslar bunlar cia ajanı diyerek "sizi rusya'da ve yanımdaki yönümdeki orta asya ülkelerinde görürsem anazını sikerim!" deyip ilk kovalayandı.