bugün

bayık bayık sevgi cümleleriyle, klişeleşmiş esprilerle dolu bir mide bulantısı sebebi. yazılara ve varsa fotoğraflara bakılıp "allahım o saçları öyle yapmama kim izin verdi" diye kahrolmak için idealdir.
(bkz: andaç)
resimler gerçek sahiplerinden çok uzak olan kitabımsı matbaadan çıkma defter.
Akşam Ticaret lisesinden mezun olanların sahip olamadığı hatıra.
pahalı oldugu için yaptıramadıgımız yıllık.**
kimi kandırdığı belli olmayan gereksiz basım ürünü. oraya methiye düzenlerin çoğuyla maksimum 5 ay sonra alaka tamamen kopar genelde. böyle durumlarda para verip aldığına acır insanoğlu.
anıların tekrar tekrar canlanmasını sağlayan gerçekten değerli bir şey.
o yıllığı alana kadar giren paranın haddi hesabı olmayabilr, amma velakin giren paradan duyulan hazdan dolayı mı yoksa eski günleri tekrar hatırlamaktan dolayı mı bilinmez o yıllık eline geçtikten sonra bi mutlu olur insan.yıllığı açmasa bile görmesi yeterlidir o güzel günleri hatırlamak için...
(bkz: lise yılları) *
sayfadaki kelime sayısına göre paha biçilen kitabımsı... sınıf yıllık sorumlusunun daima başını ağrıtan hede... en ufak hatada onun başı ağrır... ayrıca her sene öğrenciler arasında zümrüt mü hayat mı diye tartışma çıkar...
okuldan hiç kimse yıllık almak istemiyor diye yıllık sorumlularının harıl harıl sponsor arayıp en sonunda final dergisi dershanelerinin kapak resminde fdd yazmak şartıyla bütün okula beleşe çıkardığı ve bedava oluşundanmıdır nedir dolabımın bir köşesinde el değmeden duran hatıralar birikimi.
lise yıllığı resmidir, klişe kalıplar vardır..
"sana hayatın boyunca mutluluk, sağlık, huzur dilerim.." gibi.. bunları görmekten sıkıldık.

onun için, lise gömleğini tercih ediyoruz, orası rahattır, güzeldir..
küfürler havada uçuşur, imza yerine sigara basılır gömleğe, bütün piçlikleriniz yazılır oraya, bakınca hatırlar üzülürsünüz.. (bkz: mezuniyet gömleği)
sınıfın enleri , ilkleri , şimdilerde unutulmaya yüz tutmuş anıları , delisiyle akıllısıyla öğrencileri , öğretmenleri ... Liseye dair bir şeyler hatırlamak istenilirse bakılacak en güzel anı demetidir. Eski fotoğraflarda eski umutlar , keşkeler vardır. Gözler dolar .. Bir daha yaşanamayacak olmasının verdiği o garip duygu sol yanımızı acıtır..
kızların kuaföre gidip saçlarını yaptırdığı erkeklerin tuvalet lavabosunda saçlarını yaptığı ve sonradan resimleri çekilip ajanda şekline getirilen içinde anıların, yazıların bulunduğu lise hatırası.
arkadaşların birbiri hakkındaki yorumlar yıllar sonra okunduğunda utandıran, genellikle çok sığ olan ve "ben unutmam sende beni unutma" tandanslı entry lerle dolu anı bültenidir. amatörcede olsa candır can.
lisenin son sınıfında olmamız dolayısıyla bize 70 lira verip çıkartırmamız için dayatılan yıllıktır.
lise sonların %97'sinin bu işe gönüllü olmasına karşın ben ve 2 arkadaş bu işi istemiyoruz, onların özgürce istediklerini yıllığa yazmasını ve bizede karışmamalarını istiyoruz. fakat idare tutturmuş parayı verip mecburen yıllık yapımına giricekmişiz, girmezsekte disiplin kuruluna gidecekmişiz... bu nasıl özgürlük yahu diye bazen serkeşlik yapasım gelmiyor değil.

ayrıca:
bu yıllıklarda sürekli birbirini taklidi şeklindedir, orjinallikten bir hayli uzak olması nedeniyle genellikle ortaya adam akıllı bir şey çıkması çok zordur.
iman şartıymış gibi herkesin "malum" fotoğrafçıda çekildiği fotoğrafları koyduğu zamazingo. artistlik olsun diye "benim sözlü defterindeki fotoyu koy hocam" dedim, sonra pişman oldum tabii.
bu yıllıkta ki yazıları genelde sınıfın inek ve asosyal kişilerine yazdırdıkları için (sınıf öğretmeni, rehberlik vb gibi kişiler bu inekleri seçer) samimi olmayan lakaplar, uydurma hikayelerle doludur. sonuç olarak ona yıllık değil de bir ineğin gözünden lise hatıraları adını vermek daha iyi ve yerinde olacaktır.
lisede oluşturamadığımız, üniversitede sahip olmayı umduğum andaç.
hatırlıyorum da sınıfımızda kavgalar çıkarmış ciltli , güzel kapaklı , pahalı kitaptır. kim kime ne yazdı , kim kimi ilk sıraya , ortaya , sona koydu ; neden bana böyle yazdın vs. gibi durumlarla sıkça karşılaşır. hele bir de sınıftakilerin lakapları , hocalarla girilen diyaloglar kısmı vardır sonunda işte o kısım insanı bitirir.

öss'ye çalışılan günlerde 2 ay kala yapmaya çalışılan hadiselerdi bizim için ayrıca. onun için sınıf erkekleri olarak biraz gıcıklık , biraz da umursamazlık yüzünden çok sallama sayfalar olmuştu. yıllık yüzünden ağlayan , tartışan insanlar vardı ya bizim zamanımızda.**
biride kötü birşey yazsaymış keşke dediğim o kalın kapaklı, bol sayfalı, afilli kitabımsı nesne. bunun bir de kelime sayısı vardı, toplam kelime sınırını aşmamak için kırpılan yazılar olurdu. *
güzel düşünülmüş bir iş olsada, arada bir bakıp nostalji yapmakta fevkalade olsada genelde havada kalan sözlerin varolduğu yazılar vardır içinde.

birde fotoshoplanmış fotoğraflarıyla meşhurdur tabii.
"falanca çok afet çıkmış, okulda farketmezdik hiç. filanca ne çirkin çıkmış. x'i gördüm bir kez daha aşık oldum." ve saire yorumlara sebebiyet veren fotoğraflardır.
eski günlerden kalan güzel bir anı. tozlu biraz. bakmayalı uzun zaman oldu. tabi yıllık tozlandıkça arkadaşlıklar da unutuldu.
seneler geçtikten sonra okunduğunda tuhaf hisler yaşatan anı.

bir de şu soruyu oluşturur akıllarda: "hangisiyle konuşuyorum bunların şimdi?"
hiç samimi olmayan yıllık. zira bir kaç yakın arkadaşınız dışında sabah günaydın bile demedikleriniz sırf laf olsun diye lastikli lastikli konuşurlar ya tamamen yapmacıktır ve boşa masraftır.
bazı arkadaşların sırf kendilerine güzel şeyler yazılsın diye arkalarından atıp tuttuğu insanları iltifata boğduğu ergence ve aptalca bulduğum araçtır.
o çok özlenen lise yıllarının iki sayfaya sığdırılmasıdır. her okunduğunda insan bir hüzünlenir buruk bir tebessümle okunur. hele de arada kaybedilenler varsa...
içimde ukte kalan şeylerdendi; çünkü lise yıllığı yapılamamıştı.Anılar her türlü zihnimde saklı