bugün

21. yüzyılda hala böyle dizileri izleyen var mı dediğim sapık dizi. * *
Kafam şu anda olmuş makber heryer karanlık. yardırdı yine gece gece.
Hüngür şakırt olduk. Ne yaptın be burağım, ballı böreğim ? Bu ne bölümdü ? Bu çalan şarkı ? '' böyle büyür insanlar, ağlamak çare değil, zaman değirmenini durdurmak kolay değil. '' öyle bir koydu ki gece gece, boğazımda düğümlendi bir şeyler. Ellerine sağlık burak aksak. Kalemine sağlık. Hayalgücüne sağlık. Ha bir de, yeşil çam ancak bu kadar güzel anılırdı !
"ya allah kahretsin, üzme bizi artık" dizisi.
bahar şenliklerinden ötürü bu akşamki bölümünün yarısını kaçırdığım canım dizim.
Ama babacigim şarkısını tam yerinde kullanmış ve afedersin izleyenlerin amina koymuştur.
tartışmasız en güzel, en müthiş, en çok güldürüp, duygulandıran bölümü bu akşam yayınlanmıştır. bir kez daha aşık etmiştir.
çok gülen çok ağlar atasözünü bu akşam bize uygulamasını yapan dizidir. Başlarda gülmekten karnımıza ağrılar girdi sonunda ağlamaktan..
romeo ve julietin türkçe hali.
hiç bir bölümünü seyretmediğim ama bu akşam ki bölümü izlediğimde kendime ''ulan salak neden daha önce seyretmedin? lost, alias, doctor who gibi saçmalıklarla zaman kaybı yaşadın!! bak işte mutlumusun? adamlar ne güzel dram komedinin dibine vuruyorlar'' diyerek ilk bölümden itibaren izlemeye karar verdiğim dizidir.
bugünkü final sahnesi ve şarkısı ile kendinin nasıl bir dizi olduğunu yine ispatlamıştır.

lan kardeşim babam yok benim.iskender baba önüme çay koydu sanki ben içtim mecnun oldum,eylül oldum babama sarıldım,ismail abi oldum el salladım babama.. bu nasıl iş nasıl dizidir ki mübarek adamlar acımıyor vuruyorsunuz ya resmen öldürün kurtulun bari.
bu geceki 58. bölümü ile efsaneler arasına girmiş bir bölümdür. *
yeri geldiğinde içten bir tebessüm belirdi yüzümüzde, yeri geldiğinde kahkahalar attırdı, yeri geldiğinde ama babacığımla bam telimize dokundu. bu bölümde herşey vardı.
--spoiler--

her hafta olduğu gibi bu haftada* twitter'da tt* listesini ele geçirmiştir.
http://i.imgur.com/fxWAZ.png

hak etmedi mi?
sonuna kadar.

ayrıca mecnun'dan geliyor: noooolmuş ölmüş mü?
cansın mecnun.

--spoiler--

edit: ayrıca şuradan da desteklenebilecek dizimizdir. http://dosyalar.hurriyet....bek_2012/defaultmain.html
ha çok mu önemli ödül alması hayır değil ama olsun yalnız bırakmayalım.
Klâsik Türk edebiyatında çeşitli konularda mesneviler yazılmış, bunların içinde aşk mesnevileri önemli bir yer tutmuş­tur. Leyla ile Mecnun hikâyesi ise, en çok işlenen mesnevi konulan arasında yer almıştır.


Gerek Arap ve iran gerekse Türk edebiyatında en çok işlenen konulardan biri olan Leyla ile Mecnun, hüzünlü bir aşk hikâyesidir.


Bu hikâyenin kahramanların Arap Yarımadası'nda yaşayan gerçek kişiler olduğu görüşü yaygındır. Hikâye, Âmiri kabi­lesinden Kays bin el Mülevvah adlı bir şairin (Ö. 698) amcasının kızı olan Leyla binti Mehdi bin Sa'd için söylediği aşk şiirleri ile gelişmiş; bu şiirler dilden dile dolaşmış, kısa zamanda Arap Yarımadası'nda yaşayan hikâyeyle beslenerek son şeklini almıştır. Pek çok Arap şairi, Mecnun mahlasını kullanan Kays'ın şiirlerini toplayarak bunlara kendi şiirlerini eklemiş, böylece Arap edebiyatında "Divan-ı Leylî vü Mecnun" adında pek çok eser ortaya konmuştur.


Önce Arap edebiyatında ortaya çıkan Leyla ile Mecnun hikâyesi daha sonra iran ve Türk edebiyatında birçok şair tarafından zenginleştirilerek yeniden yazılmıştır.


iran edebiyatında en başarılı "Leyla ile Mecnun" hikâyesini ilk kez "Nizamî-i Gencevî (Genceli Nizamî)" yazmış, şair bu hikâyeye bazı tasavvufi öğeler ilave etmiştir.


Türk edebiyatında da birçok şair tarafından ele alınmış, ancak en çok beğenilen "Leyla ile Mecnun" hikâyesini Fuzûlî yazmıştır. Fuzûlî, bu mesvisini, Kanûnî'nin Bağdat'ı fethinde görüştüğü Hayali Bey ve Yahya Bey'in tavsiyeleri üzerine kaleme almıştır. Eserini yazarken Iran şairleri, Nizamî ve Hâtifî'den yararlanmakla birlikte, getirdiği yeniliklerle orijinal olmayı başarmıştır.


Fuzulî'nin 3036 beyitten oluşan "Leyla ile Mecnun" mesnevisi klasik mesnevi geleneğine uygun olarak tevhid, münacaat, naat, eserin yazılış sebebi, asıl hikâye gibi bölümlerden oluşur.


Şair, tevhid, münacât ve naat gibi dinî konular içeren şiirler ve Kanuni için söylediği kasidelerden sonra bu eserin ya­zılış sebebini (Sebeb-i Nazm-ı Kitab) anlatır. Bu bölümde, Kanuni'nin Bağdat'ı fethinde görüştüğü Hayalî Bey ve Yahya Bey'in tavsiyeleri üzerine bu mesneviyi yazdığını belirttikten sonra asıl hikâyeye geçer.
duygusallık seviyesini aman ha arttırmasın. hatta biraz daha düşürsün.
bu geceki bölüm muazzamdı.
--spoiler--
bilmiyorum bir tek ben mi takılmıştım ama,yavızabi'nin eylül'ü ilk gördüğü sahneyi hatırlayın.eylül lcd taşıyordu,hırsızdı yani.58. bölümde öğrendik ki babası da hırsızmış,hem de yavuz'un tıpkısı.şapka,eldiven falan.

o küslüğün,yalanların ve sondaki ağlamanın altından öğreneceğiz eylül'ün aslında kim olduğunu.demedi demeyin.
--spoiler--
58.bölümü yayınlanan canımız dizimiz. 58.bölümün fragmanında şirin mecnun'a evet biraz öküzsün diyordu ama o sahneyi göremedik sanırım, bu dikkatimi çekti. ben mi kaçırdım yoksa anlayan varsa beri gelsin. onun dışında 58.bölümün en güzel sahnesi kamil'den geliyo:

--spoiler--
en azından elimden geleni yaptım. senin gibi çiğdem çitlemiyorum mecnun..
--spoiler--

evet çekirdek değil çiğdem!!!*
Bu bölüm çok ağırdı duygusallık açısından. Ulan telat at etide sattınya.
her bölüm sonlarını mutlak suretle duygusala bağlayan dizidir. buna bi el atılması lazımdır. tamam duygusallık olayına karşı değiliz, ama hep aynı hacı ya. resmen ezbere biliyoruz yani.

birde erdal bakkal ne koparttı yav! resmen insanın içindeki karmaşıklığı, paradoksu, üzüntüyü bir anda yok etti tek başına. büyüksün küçük esnaf!
hani başını koymak için bir omuz aradığında, seni bekleyen bir omuz olur ya.
hani kafanın içinde düşünceler özlerini inkar ederken, bakışları berrak biri olur ya.
hani beyaz bayrağı çekmişken sen üstelik başın önde,birdenbire kırmızı olur ya.
Öyle işte....öylesine...
ilk olarak Nizami tarafından yazılan bir Arap efsanesidir. Türk edebiyatında ilk olarak Fuzuli bu efsaneyi mesnevi olarak kaleme almıştır. Ve bu arada Mecnun'un gerçek adı Kays'dır.
mecnun'un önüne pederi çayı koyarken koltukta uzanan babam geldi gözüme, kalktım içtiğim çayı önüne koydum. siktir git temiz bardağa doldur dedi.

anca filmlerde olabilecek bir sahneydi.
her bölüm sonunda adamın durduk yere a*ına koyan dizi.
58. bölüm itibariyle artık gelmiş geçmiş en iyi türk dizilerinden biri olduğunu tekrar kanıtlamıştır. mükemmel ötesi bir bölümdü. bu dizide duygulanmalar çok olmuştu ama ismail abinin beni yamultması cidden enteresandı. gecenin 4 ünde babamı özledim lan. yapım ekibinin mükemmelliği apayrı bir olay zaten. fikret babaya selam olsun...
(bkz: ama babacığım)
pazartesi günleri mesaide olsam dahi işi gücü bırakıp tam vaktinde televizyon karşısında beni hazır kıta bekleten dizidir. Bugüne kadar televizyon karşısında güzel dizimle geçirdiğim hiçbir zamanı kayıp saymıyorum bu arada harcadığım tüm zaman kendilerine kat be kat helal olsundur. Beni en çok düşündüren dizi bittikten sonra pazartesi gecesi saat 10 sularında bu duruma alışmak için ne ile meşgul olacağımdır. Soruyu sordum cevabım hala olmadığına göre , içimden derin bir ses der ki ; aman burak abi iyi dinlen bir kaç sene daha lazımsın sen bize.