bugün

vergi oranlarının belirli bir noktaya kadar yükselmesinden sonra (optimal vergi oranı), daha fazla yükselen vergi oranlarının toplam vergi gelirini düşüreceğini açıklayan eğridir.

iki tane varsayımı vardır:
1. Vergi oranı %0 olduğunda devlet olmaz.
2. Vergi oranı %100 olduğunda mükellef olmaz.
(bkz: elektrikten vergi alinmasin onerisi)
iktisad konularından birisidir. vazgeçilmezdir.
ülkemizde sigaraya uygulanan verginin artırılması sonucu, tüketicilerin kaçak sigaraya yönelmesiyle, sigaradan elde edilen vergi gelirinin düşmesini açıklayan eğri.

(bkz: kaçak sigara)
azalan verimler yasası nın vergiye uyarlanmış hali gibi de düşünülebilir.
amerikalı iktisatçı laffer tarafından vergilerin mükelleflerden toplanırken gelire göre alınması gerektiğini "çok vergi, yok vergi" şeklinde açıklayan eğri. optimal vergi oranı halklara göre değişirken genellikle %40 ile %50 arasındadır.
Arthut Laffer tarafından ABD baskanı Reagan zamanında geliştirilen teoridir. Laffer o dönemde (80lerin hemen başı) Reagan'ın ekonomi danışmanı olarak görev yapamktaydı. Kendisine sundugu bir politikada, arz yönlü ekonomiyi geliştirmek üzere vergi oranlarının düşürülmesini önermiştir. bu öneri hem üreticilerin elindeki sermaye birikimini arttıracaktır, hem de laffer'e göre düşük vergi oranı uygulanırsa daha fazla vergi tahsilatı yapılacaktır. teoride uygulanabilir gözüken bir politika olmasına ragmen pratikte bütce acıklarının hem abd'de hem de bu politikayı benimseyen diğer ülkelerde de rekor düzeye ulaşmasına neden olmuştur. nitekim aynı dönem türkiye'de özal dönemine denk gelmektedir. genel olarak politikadan beklenen şuydu ki; özal üreticiler üzerindeki vergileri büyük oranda düşürmüştü, teoride üreticiler vergiden tasarruf ederek sermaye birikimlerini hızlandıracak ve bu sermaye birikimlerini yatırıma dönüştürerek hem hasılayı arttıracak hem de işsizliği azaltacaktır. politikanın ilk kısmı başarılı olmuştur nitekim sermaye sahipleri güçlerine güç katmışlardır lakin sermayelerine kattıkları artı değer ile yatırım yapmayı bir kenara bırakın bu parayı devlete borc olarak vermişlerdir ve türkiye'de borçlanma sorunu bu yıllardan itibaren kronik hale gelmiştir. sürekli borc alan devlet varken, faizler yükselmiş ve eldeki para ile yatırım yapmak karsız hale getirilmiştir, keza sermaye yatırım yapıp 2-3 yıl sonra karşılıgını almayı bekleyeceğine yüksek faizden devlete borç vermeyi sürdürmüş ve türkiye bir kac zengin ailenin güdümünde yürütülen bir ekonomik yapıya girmiştir.
iki etki söz konusudur.
1- gelir etkisi
2- ikame etkisi
(bkz: vergi fıkrası)
günün birinde vergi hasılatını arttırmak isteyen kral vergi oranlarını arttırır.vezirinden halkı gözlemesini ister. ilk etapta halkta tepki olmaz. 2.arttırma 3. arttırma derken halkta tepki oluşur. kral vezire artırmaya devam et der. vezir telaşla krala gelir '' halk ayaklandı sarayı basacaklar der''kral: ''devam et arttırmaya'' der. vezir gider bir kaç ay sonra şaşkın bir şekilde gelir. ''halktan hiç tepki yok''der. kral telaşlanır ''vergiyi indir yoksa hiç alamıyacağız'' der. böyle bir olay var mıdır bilmem ama lafferin tanımı budur.
Bildiğin ibn haldun eğrisidir, Dünya genelinde haldun eğrisi olarak kullanılır bizim ülkede laffer eğrisi denir.
mesela günümüzde her şeyin vergisi artıyor. %40 mtv zamları duyuldu mesela. sonradan kamuoyunda tepki oluşunca geri adım atıldı. mesela arabanız var. mazota zam, mtv'ye zam, trafik sigortasına zam derken, ne oluyor, arabayı satıyorsunuz. arabayı satınca devlet de alabileceği bu vergileri alamaz hale geliyor. benim anladığım bu. yıllar önce simcity adlı oyunda da vergiyi çok abartırsanız şehrin nüfusu azalıyordu. yani her şeyin fazlası zarar. vergiyi abartırsanız çanlar çalmaya başlar.

görsel
Alkol zamlarından devletin zarar ettiğini ve bunun aslında üstü kapalı bir yasaklama olduğunu gösterir ekonomik paradoks durumu.