bugün

genelde işsiz güçsüz,avare insanların zaman öldürmek için gittikleri,tavla,okey ya da kağıt oyunlarının oynanabildiği,çoğu zaman duman altı mekanların ismi..kahvehane şeklinde de bilinir..her ilde mutlaka bir tane "dostlar kıraathanesi" bulunur..
aslında insanların gidip kitap okuması bilgiler edinmesi gereken yerdir.kıraathane bu anlama gelir.fakat günümüzde okey tavla ve her türlü kağıt oyunlarının oynandıgı yer olmuştur.
internet kafelerin gelişmemiş hali ozamanlar kitap okurlarmış oralarda
okuldan sonra arkadasların toplanarak okey batak pisti gibi oyunlar oynadıgı vakit gecirmek için inşa edilmiş yerdir
bir de hepimizin bildiği kıraathane siyaseti vardır ki, politik, ekonomik, sosyolojik ve tarihi konulardan bihaber insanların gazetede, dergide vs okudukları yada arkadaşlarının yolladığı fw.fw.fw.fw. şeklinde elli defa forward edilmiş mailler yoluyla öğrendikleri saçmasapan bilgileri araştırmadan biraz da milli ve dini duygularla ortaya atıp rezil olma durumudur. ne yazık ki sözlüğün geneli bundan ibarettir.
telegol, maraton tarzı spor programlarında çok iyi bir şekilde gözlenebilecek yer.
eskiden kıraat edilen yer.
okuma yeri anlamındadır. genellikle gazete ve dergilerin okunduğu kahvehanelere denir.
(bkz: ekmek teknesi) dizisinde bol bol gülmemi sağlayan sahnelerin çekildiği mekan.
ülkemizin en acı kışlalarıdır * * *.
aslında okumaevi anlamında olan, fakat sanırsam 4. murad'ın içki vs. yasağından sonra bizim çılgın türk genci, kitap okumaya gidiyoruz diyerekten buralarda içki ve sigara içtikleri, yasak kalkınca da yine de alışkanlıklarını devam ettirdikleri bu nedenle habire habire yozlaşan mekanlardır...

bir zamanlar da kıraathane açma iznini alabilmek için bir kütüphane-kitaplık oluşturmak da şart olurmuş. bunu adana'da mahallemizde bulunan çok eski bir kıraathanede gözlemlemiş, sormuş cevabını almıştım... içinde gazete kuponlarından toplanmış kitaplar, kemalettin tuğcu romanları vardı, ha bir de lise kitapları dikkatimi çekmişti, adam koyacak başka kitap bulamamış, lise matematik 3 kitabını en baş köşeye koymuştu...

sorarsanız o kitaplar hiç kullanılmış mı diye, hala kullanılıyor, şahsen bir kaçının içerisinde 4lü as serisi vs. görmüştüm... bizim çakal türk genci arasında kartı saklıyor...
birsürü boş adamın sabahtan akşama kadar oturduğu yer. birçoğu da işsizdir bunların. çoluk çocuk evde aç bekler bunlar batak oynar, mankenleri konusur... bir nevi düz adamdır hepsi... sallandıracaksın üç beş tanesini kızılay da...!
çok güzel, pek güzel; bilirim o kahveleri, 12 eylül kahveleri diyorduk onlara. adını kıraathane yapmıştı kenan paşa kahvelerin. kahve içeceğimize kıraat içiyorduk. öyle olunca kırat'ın çiftesini yemeden duramıyorduk.

bu ülke laikse niye müslüman yazıyor kimliğimde deyince; "o kahvelerin çocuğu" ortaya atlayıp; "fener rum kilisesinden ortodoks hıristiyan yazarsa oluyor di mi laiklik" diye bağırıyordu! sultan galiyev o kahvelerden çıkmaz idi; okey'e dördüncü olmanın dayanılmaz hafifliğiyle, bütün gününü kırat çiftesiyle geçirirdi. çift okey attığında sevinçten deliye dönerdi. bir de karısı "artık eve gel" diye kahveyi bastığında sinirden deliye dönerdi. ama sonunda evine dönerdi. karısını bir güzel döverdi. keser dönerdi, sap dönerdi, bir gün gelmedi, gelseydi, hesap dönerdi.

ermeniler giremezdi kahvelerimize; "o kahvelerin çocuğu" arkadaşlarına bütün dişlerini gösterip; "madem ki ermenisin, bir kere vermelisin, pu ha ha ha" diyerek bir de pandik atardı. üç kuruşluk her ermeni öldüğünde, "bu kahvelerin çocuğu" kerkük'e giremezdi. girerse midesi bulanıyordu petrol kokusundan, üç gün yemekten kesiliyordu.

olan şeyleri söylemek çok mantıklı geliyordu "o kahvenin çocuğuna." mesela, insanların yarısı imam nikahı yapıyorsa; imam nikahına anayasaya uygundur demek çok akla yatkındı. hatta, "bir kere delinmekle bir şey olmayan" bir şeydi. yani genelde öyle düşünüyordu, hatta katılıyordu yani o genelde, yani esasen kendisi de öyle düşünüyordu o konuda, yani şimdi çıbanbaşılık yapmaya gerek yoktu, yani insanlar öyle diyorsa, tabi öyle olmalıydı.
Halk arasinda kaave olarak telaffuz edilen mekan. Erkeklere ozgudur.
köylerde kayve diye telaffuz edilir.