görsel

Kızlar piç sev....
--spoiler--

- öfff eski sevgilimi hatırladım ya.

+ hangisini?

- ya işte onu hatırlayamadım. hiç, birisinin sana sahip olduğunu düşündüğün oluyor mu? ya da bir şeyin?

+ evet, evet farkettim onu. her farkettiğimde de gitmek istedim. bazı insanlar aile kurmaya önem verirler, buna değer verirler. bazılarıysa başka bir takım şeylere değer verirler. onlar değer verirken neden değer verdiğini düşünmez birey. toplum içinde erimiş olan birey. toplum, koleje girmeyi bir değer olarak sunduğu için... artık o kişiliğini yoksayma halidir. koleje girmek için yarışır, üniversiteye girmek için yarışır, iyi bir işe girmek için yarışır, güzel bir kadınla evlenmek için yarışır. devamlı yarış ve kazanma zorunluluğu.

- aslında kazanmak nedir ki? en büyük zaferi kazandığında bir antonyus olduğunu düşün. parise geldiğini ve o tak'ın altında olduğunu ve bütün insanların senin altında olduğunu düşün. ve gücün en üstünde olduğunu. yalnız kaldığın o anda, ''ne oldu be, şimdi ne olacak?'' diyorsan, kaybedensin sen. kaybetmişsin. yani o anda en büyük zaferin içinde kaybetmişsin.

+ peki, bunun farkında olmak... yaşlı bir kızılderilinin de dediği gibi hayatın bize sunamadıklarını mı sunar? yoksa, bir radyo dinleyicisinin dediği gibi, sanat hayat ve diğer bütün şeyler, seks için midir?

- yasli bir kizilderili ne kadar yanilabilir?

+ bazen yanılabilir.

- bazen susar.

+ bazen konusmak ister.

- bazen dinlemek ister.

+ bazen yalnız kalmak ister.

- bazen arkadas ister.

+ bazen gitmek ister.

- gider bazen.

+ bazen gidemez.

- bazen hic gidememekten korkar. bazıları sonsuz neseye doğar.

+ bazıları sonsuz geceye.

- bazen ölürsün.

+ bazen ölemezsin. bazen bütün koşullar uygunken bile ölemezsin.

- bazen, kendinden uzaklaşmak ister insan.

+ bazen gidersin, sırf dönebilmek için.

- bazen ağlarsın bayağı.

+ bazen ağlayamıyorsun bayağı bayağı. bazen içiyorsun, bazen çok ama çok fazla içmek istiyosunda... bazen sen zaten içmeye gidiyosun.bazen acıbadem'den bir taksiye biniyosun, kadıköy diyorsun. bazen yüzüne bile bakmıyor.

- bazen bir kadın geliyor, oturuyor karşına ve ağlıyor.

+ kadınlar hep ağlıyor.

- bazen kadın sana "en çok korktuğum şey bir kadının gözyaşıdır" diyor, kendi adına. eğer çok sevdiysen diyor, eğer çok sevdiysen... oysa bilmiyor ki sevmek de bir 'an'a ait.

+ her şeyin başı su.

- felsefenin de.
--spoiler--
--spoiler--

- bazen büyük farklılıklar insanları birbirine daha da yakınlaştırır.

- insanın yer yüzünde kendisine en uzak olduğu nokta, kendi sırtıdır aslında.

- ölümün olduğu yerde daha ciddi ne olabilir ki?

- bunca insan yalnızken neden bunca insan yalnız. madem hepimiz yatıyoruz neden yalnız yatalım?

- hiç aradığın şeyi bulduğunda, bulduğun şeyin aradığın şey olup olmadığına dönüp baktın mı?

- kadınlar; seni sen yapan özelliklere aşık olup, sonra senden o özellikleri almaya kalkıyorlar.

--spoiler--

Sırf bu sözleri duymak için bile izlenecek bir film. Ben çok sevdim. Sadece cinsellik içeren bir film diyorlar. Rahatsız olan kanal değiştirsin.
90lardaki radyo furyasına yetişmiş birisi olarak kaybedenler kulübünü de dinlemiştim zamanında. hatırladığım kadarı ile aynı dönemlerde sivrisinek, okan bayülgen, at kişneten cem ceminay, ceyhun yılmaz vardı. yayın saati itibarı ile uzun bir dönem en çok sivrisinek'i dinledik. okan'ın da radyo yayını çok iyiydi. iş yerinden topluca istekler felan verilirdi farklı farklı programlara. radyonun altın yıllarıydı işte. kaybedenler kulübü ise hayatımıza standart lafını yerleştiren bir yayındı. allah standarttan ayırmasın lafını da çok benimsemiştim o dönem. standart iyiydi hakkattende. açıkcası dinlediğimiz dönem ben brit'tir, milenyum kadınındır, taksici abimizdir hepsinin radyonun elemanı olduğunu düşünürdüm. bu benim kendi salaklığım olabilir ama öyle düşünürdüm. kaan ve mete'nin ise gerçekten yapayalnız, alkolik iki insan olduğu izlenimi vardı bir dinleyici olarak bende. filmde ki anlatım doğruysa baya bir hatun yapmışlar o dönem ama işte radyodan dinleyince yapayalnız iki insan gibi algılanıyorlardı. müzikler çok çok iyiydi, muhabbet bazen gerçektende çok sıkıcı olurdu ama müzikler çok iyiydi her zaman. beykoz'da oturmama, kadıköy dibimde olmasına rağmen hiçbir partilerine, hiç bir etkinliklerine gitmedim. hiç bir zaman da bu adamları merak etmedim aynı sivrisinek'i etmediğim gibi aynı okan'ı etmediğim gibi. okan televizyoncu oldu tanıdık, sivrisinek kimdir hala bilmiyorum, kaan ve erdem'i de filmi sayesinde iyice tanımış olduk. bazen eskiden şöyle şöyle bir radyo programı vardı muhabbeti yaptığım olurdu hatta programı bilen birisi denk gelirse iyi geyik çevirirdik. filminden sonra tüm ergen gençliğin ağzına düştüğü için artık hiç bir ortamda bahsini açmıyorum. filmin yorumunu da yazdım hatta buraya ve onda bile eski yayınlardan bahsetmedim. çünkü maalesef işin sihri bozuldu. hep böyle oluyor, popüler kültür kocaman bir canavar gibi her şeyi öğütüyor, bazısını hemen sindirip, dışarı atıyor, bazılarını sindirmesi ise daha uzun sürüyor ama hepsinin yeri foseptik çukuru oluyor sonuçta. kaybedenler kulübü radyo yayını yeniden başlamış...belki ön yargılıyım ama dinlemedim, dinlemeyi de düşünmüyorum. çünkü artık birisi nasılsın dediğinde standart demiyorum/diyemiyorum. standart dediğimde duvardaki herhangi bir tuğladan bir farkım kalmıyor çünkü.
http://www.kaybedenlerkulubu.com
gece izlendiğinde daha bi güzel olan filmdir.
hazırım. markete gittim. ha bir de kokoreç aldım. bunu bütün insanlık bilsin istiyorum.

filmin kayda değer tek yanıyla başlayayım.
pantolonla yemek yiyemiyorum. filmi yapanların bu bakımdan eline sağlık.

gelgelelim. nedir yahu bu?
canım, biriciğim niye böyle şeylere heves etmekle geçiyor hayatınız. imrenmek insanı felakete sürüklüyor. o zaman düşünüşüm bunun üzerine temellensin. çünkü ben buna değerim. yarın fikrimi değiştirebilecek olmam ve hiç kimsenin beni bununla yargılamayacak olması ne acayip. değiştim ben. kafka da değişsin. bu yazıyı delete etmen için sana veriyorum, yayınlama gözünü seveyim.

bundan böylesi fevkalede spoylır içerir demek isterdim, ama diyemiyorum. kız gidecek abi. bunu baştan bilin.

şimdi iki tane çılgın abimiz bir araya geliyor. bunlar radyoda program yapıp, sonrasında köfte yemeye gidiyorlar. [apayrı bir mevzu olur bu salaş mekan fantezisinden, şöyle kırbaçlar falan]. biri kitap basıyor, biri bar işletiyor. burdan anlamamız gereken işimiz gücümüz var be oğlum, istesek traşımızı olur kravatımızı takar, öyle de takılabiliriz. amma ve lakin ruhumuz asi. sokayım ruhunuza, başımı sokacak yerim yok nasıl olsa.

bütün hayatını penisi üzerinden tanımlayan, rica etsem bir parantez açar mısınız, açalım [buna da cevaben şunu verirlerdi: senin anladığın bu mu yani?] iki adam bana ilginç gelmiyor, gelemiyor. bunu yapmak bu kadar kolayken bu birilerini niye farklı kılsın, ben işte bunu anlamıyorum. hayır canım, kolay olsa da bir şey farklı olabilir, gel takılma oralarda. abi çok deli doluyuz ya, patronu siklemiyoruz, uzun zamandır ilk defa küfrü yazıya geçirdim, para veriyorlar almıyoruz, kendimizi onlara bağımlı hale getirmek istemiyoruz, motora da biniyoruz. kadın bedeni bu kadar pervasızca kullanılıyor, biri de demiyor ki aga bu nedir. yani kadın dediğin erkek için köfte üzerine götürülüp, ertesi gün de adın neydi senin yav denecek bir şey mi?

yapacak bir şey yok abi. adamlar asi, karizmatik, salaş. gören kesiyor, gören sevişmek istiyor. bana bu kadar ilgi yok lan, kimi yiyorsunuz siz? şaka şaka. tabi ki bundan fazla ahaha.

ya bak ne diyeceğimi unuttum. konu da dağıldı.
böyle saçmasapan artistliklerden hoşanmıyorum. sen de bana karşı boş değilsindir eminim. evini geçindirmeye çalışan bir adamdan daha sahicisini bilmiyorum. şu anda sahici diye bir kelime var mı şüpheye düştüm. onun filmini yap. yahu yada bir şey söyle be abi, bir fikir sun gözünü seveyim, bir şey kat bana, ben yalnız böyle çoğalırdım senle. ya siktir git yada bir şey söyleme. vazgeçtim. köfte yiyelim mi?
Bir ara 2. Filmine,
"popüler kültürü ağzına alan zırva.

viski içiyorsun, kafan ne eserse yapıyorsun, tuttuğunu sikiyorsun, çalışma okuma derdin yok, sağlığın yerinde tüm bunlara rağmen ay ben kaybettim yeaa diye ağlıyorlar? neyi kaybettiniz orospu çocukları? 

izlemeye tenezzül etmem. hayatı popüler kültürü yalamakla geçmiş, tek kaybettiği telefonun kılıfı olan embesiller izlerken, ıslansın, kendini parmaklasin, yaa kaybettik diye orgazm olsun boşverin." (#39056770)

Dediğim zırva yapıt. Başligi görünce yinelemek istedim.

Kaybetmenin, uyumsuzluğun, yalnızlığın ne bok olduğunu bilmeyeler, ucuz edebiyatına devam etsin. Filmin çelişkisi kadar, bu moronlar da ayrı bir komik oluyor.swh ne kadar popüler olsa da filmi izlemedim, bunla ilgili kendime benzetmeleri duyunca biraz, izlemeyi düşündüm. Bitirmeden kapattım. Dediğim gibi, bihaber ya da fikir üretmekten aciz zihinleri ıslatmaya yönelik kar amaçlı yapım, çokta kasmamak lazım.

Hadi starbucksta kaybettiginiz kitabınıza az daha ağlayın siz.
aşk kumar fark etmez her daim kaybedenlerin, hayatla baş edemeyenlerin dahil olduğu kulüp.
https://www.uludagsozluk.com/e/39135329/
altıkırkbeş'in de tribal olarak dahil olduğu oluşum.

(bkz: kaan çaydamlı)
duvarlarının hüzne boyanmış, içindekilerin saçmalığa bulanmış olduğu bir tür kulüp.
zar tutup da yine de mars olanların kulübü.
hep sevip de hiç sevilmeyenlerin kulübü.
babasından pzt aldığı haftalığını kapkaça veya klaptoman dosta kaptırıp, salı günü açıkta kalanların kulübü.

. gibilerin kulübü. aslında eğlenceli.
mükemmel bir filmdir . Izlenmesi tarafımca tavsiye edilir .
bunca insan yalnızken, neden bunca insan yalnız.
bir dönemler kent fm'de yayınlanan eşi benzeri olmayan emsalsiz radyo oluşumu.biralarını hiçbir engel gözetmeden canlı yayında içip, geğiren,aksıran tıksıran relax adamların kaygısız programı.