bugün

lanet olsun bağzı şeyler ve kapitalizm .
modern kölelik. bunu savunanın da insanlığından şüphe ederim. sözlükte vardı böyle bi tip. konuşuyordu hala en son donuza ekledim.

tabi senin arkanda koç, sabancı varsa bilemem de. asgari maaşla geçinmeye çalışan bir emekçinin oğlu falan olsan görürüm ben senin kapitalizmini de, liberalliğini de.

bu fakir halk toplumun büyük bir bölümü iken, zengin ise çok azınlık bir kesimdir. dolayısıyla azınlığın çoğunluğu sömürmesidir kapitalizm.

marks üstad bu iğrenç sistemin analizini bir güzel yapıp çelişkilerinizi bir güzel açığa vuruyor. çöküş kaçınılmaz. sen ise ancak onu erteletebilirsin.

edit: doğal sistemmiş siktir ordan. toplumların tarihsel evriminden haberin yok. gidip iki kitap oku toplumların evrimini öğrendiğinde kapitalizmin doğal sistem olmadığını anlarsın. hayır bu kadar cahil olduğunu belli etme be ergen.
Olursa olmuyor. Olmazsa yine eşitlik olmuyor. ne yapsaak olmuyoor.
Dünyanın en büyük sorunu. Bittiği zaman insanlık kurtulacaktır.
kölelik sisteminin modernleştirilmiş hali.
görsel
paranın olduğu yerde daima varlığını gösterecek sistem.
çok hoş olabilir lakin çin veya türkiye vatandaşları için alttan üste çıkış yok.
--spoiler--
Amerikalı bir işadamı, iş seyahati için Meksika’ ya gitmiş. Boş zamanında şirin bir kıyı kasabasını ziyaret etmiş. Limanda gezinirken, balık dolu bir tekne ve içinde keyifli bir balıkçıyı görmüş. Balıkçıya seslenmiş:

– Merhaba balıkçı, teknen balık dolu, bu kadar balığı ne kadar zaman da tuttun?

Balıkçı cevap vermiş:

– Bir iki saatte tuttum.

işadamı merak etmiş:

– Neden biraz daha uğraşıp daha fazla tutmadın?

Balıkçı omuz silkerek, cevaplamış:

– Bu kadar balık bizim için yeterli, daha fazlasına ihtiyacımız yok ki.

işadamı balıkçının kanaatkarca yaklaşımına şaşırmış, merak etmiş:

– Günün kalan zamanında ne yapıyorsun peki, bütün günü nasıl geçiriyorsun?

Balıkçı, anlatmış bir gününü:

– Sabahları, denize açılırım, ihtiyacım kadar balık tutarım. Sonra çocuklarımla oynarım, onlarla vakit geçiririm. Öğleyin karımla biraz siesta yaparım. Akşamları amigolarla beraber gitar çalıp, şarap içer, gece yarısına kadar eğleniriz. Anlayacağınız gün nasıl geçiyor anlamıyorum, sinyor.

işadamı kendinden emin bir şekilde:

– Bak demiş istersen ben sana yardım ederim. Balık tutma işine daha çok zaman ayırmalısın. Büyük bir tekne ile daha çok balık tutabilirsin. Elde edeceğin gelirle başka tekneler de alırsın. Kısa zamanda bir balıkçı filosuna sahip olursun. Çok balık yakaladığın için balığı aracılara değil, doğrudan işleme tesislerine satabilirsin. Hatta daha sonra kendi balık işleme tesisini bile kurabilirsin. Benim yardımlarımla balıkçılık sektöründe lider olursun.

Balıkçı merakla sordu:

– Bu dediklerinizi yapmak kaç sene sürer sinyor ?

iş adamı:

– Tahminen 15-20 yıl sürer, ama sonrası daha güzel, şirketini halka açarsın, hisselerini iyi paraya satarsın, kısa zamanda zengin olup milyonlar kazanabilirsin.

Balıkçı heyecanlanmış:

– Milyonlar kazanırım ha, peki sonra bu parayla ne yapacağım?

işadamı hayalini anlatmış:

– Sonra emekli olursun. Şirin bir balıkçı kasabasına yerleşirsin. Bundan sonra artık zevk için balık tutarsın. Çocuklarınla, torunlarınla oynarsın. Eşinle keyfince istediğin kadar siesta yaparsın. Akşamları da arkadaşlarınla şarap içer ve gece yarısına kadar gülüp eğlenirsin. Sence de mükemmel değil mi?
--spoiler--
insanların sınırsız isteklerini maddeleştirip onların hayallerini ipotek etme sanatıdır.
Kapitalizm insanlığın başlangıcından beri var. Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin insanların zaafları hiç değişmiyor. Zengin olma, birinden maddi bakımca üstün olma hırsı her zaman vardı.

Zenginle fakir arasında ciddi uçurum yaratan, zengini kral yapan, fakiri ise açlıktan kırılacak hale getiren sistem.
Paradan para paralamaktır.
olmasaydı olmazdım.

herşey beyinde biter. atılım yapamayan sürekli yerinde sayar olay bu.
ben senin kapitalist piyasa koşullarına teslim olmana üzülürüm.
iğrenç bir akım.
teorisiyle uygulaması paralel giden tek sistemdir.

buyur misal sosyalist düzen gelsin diyenler göstersin nerede sosyalizm güzel ilerlemiş?

sovyetler mi iyiydi?
sorsan hee çok iyiydi sovyetler, o yüzden dağılınca ülkeler birer birer ab kapısına koştular değil mi?

ulan almanya'da bile millet doğudan batıya kaçardı da eşek kadar duvar diktiler. o da yetmedi.

ha yazılana baksan her şey çok iyi çok güzel ama uygulama 0.

islami düzen gelsin diyorsan buyur arabistan, yemen, suriye orada.

hadi git yaşa.

yook yemez değil mi?

ama yazılana baksan islam ne güzel din değil mi?

amerika şeyediyor diyorsan farklı islam ülkeleri de var. amerika'nın şeetmediği hadi git oralarda yaşa. yemez gene değil mi?

kısaca kapitalizm bu yüzden var işte.
Tek kazananin oldugu digerlerini borc bataklarina saplamaya dayali olan taktik.
Emperyalizm ile birlikte dünyanın kanını emen iki vampirden biri.
(bkz: inşaat işçisi babadan utanmak)

Tam olarak bunların sebebi.
sanılanın aksine insan doğasına en uygun olan sistemdir.

eşitlik kavramı insan türü için gereksiz.
Kapitalizm insanlığa cehennemi yaşatıyor. Bir avuç kapitalistin saltanatı, gezegeni dolduran milyarlarca insanı, açlığın, yoksulluk ve yoksunluğun, işsizliğin, inanılmaz bir eşitsizlik ve adaletsizliğin, kanlı savaşların, zulüm ve işkencenin, dibi gelmez bir çürüme ve yabancılaşmanın pençesinde kıvrandırıyor. Kâr hırsına dayanan bu saltanat, tüm doğayı da acımasızca tahrip ediyor. Bu gidişi durdurmadığı takdirde insanoğlunu bekleyen akıbet, misli görülmemiş bir barbarlık olacaktır.

Üstelik bu kara tablo, bir yeryüzü cenneti yaratmanın araçları insanlığın elinin altındayken oluyor. Bilim ve teknolojinin çığır açıcı başarıları, insanlığı özgürleştirmek yerine daha da köleleştiriyor. Üretici güçlerin gelişiminin önündeki özel mülkiyet ve ulus devlet engeli artık dayanılmaz bir cendereye dönüşmüştür. Bu durum insanlığın önündeki tek çıkış yolunun sosyalizm olduğuna işaret ediyor. Ya sosyalizm ya barbarlık!

insanlığı bu bataklıktan kurtaracak ve sosyalizme götürecek tek güç, artık “nesli tükendi” denilen işçi sınıfıdır. Gerçekler inatçıdır! işçi sınıfı yok olmak şöyle dursun, büyümüş, gelişmiş ve nesnel olarak daha da güçlenmiştir. Bugün dünya nüfusunun çoğunluğunu işçi sınıfı oluşturmaktadır. Gerçekte işçi sınıfının “bitişine” kanıt olarak gösterilen olgular, sadece işçi sınıfının bileşimi ve kapsamındaki değişimleri göstermektedir. Bu değişim ise, sadece bugün değil işçi sınıfı varolduğundan beri vardır. Gerçek şu ki, dünya üzerinde işgücünü bir ücret karşılığında satarak yaşamaya çalışan milyarların yani işçi sınıfının bugün de zincirlerinden başka kaybedecek bir şeyleri yoktur. Kazanacakları ise koskoca bir dünyadır!
çok güzel anlatmış

http://www.youtube.com/watch?v=xC-dpfA6OHw
tükenirken gezegeni de tüketiyor.
ilacı sosyalizmdir.
sevdiğim bir paragrafla ;

Çünkü
Sırtını bir ağaca dayayıp yüzünü güneşe çevirmek Kapitalizme baş kaldırmaktır.
Uzanıp çimenlere bulutları seyretmek, kurulu düzene karşı en tehlikeli isyandır.
Herkes böyle beleşe kafa dinlerse Kapitalizm çöker.
Otel sahiplerinin, tur operatörlerinin, garsonların, komilerin velhasıl bütün sadık ve çalışkan kölelerin
üretme ve tüketme haklarını kimseye bedavaya yedirmez Kapitalizm.

Ve işte bu yüzden keser
mülkiyetini birilerine devredip
gölgesini satamayacağı her ağacı.