bugün

(bkz: ben de cok sevdim) *
-kardeş, çekil makinanın yanından da biz de kahve alalım.
(bkz: misafir umdugunu değil buldugunu yer)
nescafe'nin yaptığı pazar araştırmasında türk gençliğinin en büyük ihtiyacının karşı cins * olduğunu keşfetmesi üzerine*, reklamlarında abaza türk gençliğine umut kapısı olmasını anlatan reklamdan etkilenen gencin hayal kırıklığına uğraması ile sona eren geçici serinliktir.
20-25 yıldır hatun yapamamış odun karakterimiz "kazım"'ın, nescafe üçü birarada içmesi ile bi anda odunluk'dan cool'luğa terfi ederek hatuna hatun demiycek hale gelmesi mucizesi sadece nescafe reklamlarında olur, gerçekte bunu deneyen genç yarıyolda kalır, hayallerini nescafe içeren kantinde değil, ortamlarda aramalıdır.

(bkz: bu dediğin ancak nescafe reklamlarında olur)
(bkz: nescafenın türk gençliğini abaza sanması)*
nescafe üçü bir arada reklamındaki gibi hatunların nadir bulunmasından kaynaklanan hayal kırıklığıdır.

(bkz: şurda oturuyoruz gelmek ister misiniz)
Kantinde hatun beklemekten abazalığı tavan yapmış, testestoronu fırlamış abaza gencimizin nescafe ucu bir arada içmesi ile kafayı bulup farklı bi boyuta geçmesi ile o hatunu kendi kafasından yaratma ihtimali de vardır. *
kartal balaban bile green cafede nescafelerini yalnız içtiğine göre, gerçekten varolan bir durum.
kandırılma durumudur, amerikada bu reklam verilse dava eden çıkardı diye düşündüren durumdur ayrıca.
(bkz: umduğunu değil bulduğunu yemek)
reklamların yan etkilerindendir.
öğrenci umduğunu değil bulduğunu yaşar.
(bkz: ne umuyodum ne buldum)
insanın kendini sürekli sorgulaması güzel bi şey.
o an hayatı sorguladığım için tat alamıyorum. ewed
Nescafeden bir şey ummadığım için yaşamadığım durumdur. Ama hayattan umduğumu bulamazken nescafe içmişliğim çok.

Sonra şekersiz kahve, sonra da filtre kahveye doğru yol aldık. Evet.
Etrafta hiç güzel kız yok. Tüh!
kahvenin tadını beğenmemektir.