bugün

Kadızade hareketi; Türk ve islam tarihinin en tutucu, akıl dışı, yobaz düşüncelerinden birisidir. Bu tarikatın kurucusu, 17. Yüzyılda yaşamış Kadızade Mehmet Efendi'dir. Kadızadeliler, "Kadıoğulları" anlamına gelir. Kadızadelilere göre islam dinindeki (bkz: Bid at)lar ve (bkz: şirk) durumları temizlenmeli ve dini ve siyasi konularda tamamen Kur'an ile Hadisler örnek alınmalıdır. Kadızadeliler, (bkz: osmanlı)da öyle etkinlerdi ki (bkz: sokollu mehmed paşa)nın 3 büyük kanal projelerinden birisi olan Don-Volga Kanal Projesi'ni "namaz vakitlerine uymadığı" bahanesiyle iptal ettirmişlerdir. Öyle ki Kadızade ekolü, kendisinden sonra gelen nesle, özellikle (bkz: iv murad)a kadar etki etmişlerdir. Aynı zamanda tütün ve kahve gibi maddeleri yasaklamışlardır. Kadızadelilerin Batı'daki karşılığı (bkz: püriten)liktir.
(bkz: necmettin erbakan), (bkz: recep tayyip erdoğan) gibi yakın zamanların (bkz: islamofaşist) politikacıları, o dönemde yaşasalardı Kadızadelilerin elebaşlarından olurlardı ve çıkarları doğrultusunda zırt pırt gerici isyan çıkarırlardı. Günümüzdeki Sünni-Eşari ekolden gelen (bkz: adalet ve kalkınma partisi), neo-kadızadelilerdir. Kadızadeliler, Mısır'daki Arap ekolü Sünni islam'ın bir alt kolu olan (bkz: Eşarilik)in Anadolu'daki Türk versiyonudur. işte bunlar hep (bkz: Yavuz sultan selim)in hilafeti Memluklerden Osmanlı'ya getirmesinden beridir başımıza açtığı çok büyük dertler.
Peygamberden sonra ortaya çıkan bütün yenilik ve bidatları şiddet yoluyla önlemek isteyen ve bu yolda bir dönem (1630-1680 yılları arasında) siyaseti kontrol eden, 17. yy'da Kadızade Mehmet Efendi tarafından kurulan ve akıl hocası imam Birgivi olan mutaassıp bir ekol. Tarikatlara, Muhyiddin ibn Arabi'ye, kahve ve tütüne (hatta Birgivi ve Kadızade Mehmet Efendi, tütün konusunda Yahudilerin fitne çıkarmak ve sıhhat bozmak için bu melun şeyi islam dünyasına soktuklarından bahseder), sufilerin türbeleri ziyaret etmelerine, ilahi söylemelerine ve sema yapmalarına karşı çıkmışlardır.

Katip Çelebi(1609-1657) "Mizanu'l-hak" adlı eserinde(1653) hem Sivasileri (sufiler) hem de Kadızadelileri eleştirir. Tefrit ve ifrat görür bu iki grubu. Aşırılık yanlısı olanları için ahmak der. O her konuda mutedil olunması gerektiğini, halkın arasında yaygın olan güzel bidatı zorla değiştirmeye çalışmanın o bidata olan bağlılığı daha da artıracağını savunur.

Naima(1655-1716) onların dona, kaşığa bile karşı oldukları hakkında anekdot anlatır. Ona göre iki taraf da görüşlerinde samimi olmayıp, amaçları devlet otoritesini arkalarına alıp kazanç sağlamaktır. iki taraf da cezalandırılmalı ve Padişah iki gruba da (Sivasi ve Kadızadeliler) eşit mesafede olmalı ve bir gruba ayrıcalık tanımamalıdır, evet.
trabzon'da halen kadıoğlu soyadı yaygın olarak kullanılır. bunlardan mı geliyor bilmiyorum.
güncel Önemli Başlıklar