bugün

her gün gazetelerde okunan cinayet haberlerinin kahramanının kadın olmasına vesile olan devlet basiretsizliğine bir örnektir.
cezalar caydırıcı olsa, her kızan öldürür mü bir zamanlar sevdiğini?
(bkz: uganda)
kadınlarını korunacaklar listesinden çıkaramayan devletlerdir.
(bkz: demokratik kongo cumhuriyeti)
devlet yapısını oluşturam erkeke bürokratlar evde karılarını döven edamlardır...
sadece kadınlarını değil, memurlarını, emeklilerini, çocuklarını, öyle ya da böyle şiddete maruz kalmış hakkını arıyanları, mağdurları ve mazlumları da koruyamayan devlettir.
Kişiler adalet sistemine güvenmediği sürece kendi adaletini kendisi tecelli ettirmeye çalışır.
bizim devletimizdir efendim. Kocasından dayak yediği gerekçesiyle jandarmaya şikayette bulunan kadınlarımız önlem alınmadığı için çoğu kez cinayete kurban gitmektedir.
millet ne ki, devlet ne olsun?
insanımız annesini, kardeşini, kızını, eşini kendinden koruyabiliyor mu ki?
böyle millete böyle devlet, fazla söze gerek yok.
çokeşliliğe geçişimizi tamamladıktan sonra, devlet bahçeli hakkında söylenebilme ihtimali bulunan tamlamadır.
herşeyi devletten beklemek. kadına şiddet uyguyalan zihniyetle savaşmak yerine devleti suçlama, bir suçlu bulmak çok kolay olsa gerek.
yasaklar içinde, devletin demir pençesi altında "yaşamak" ne kadar "yaşam" ?
sınırları yasaların değil insanların vicdanlarının çizdiği bir toplum hayal ediyorum sözlük.
(bkz: herkes öldürür sevdiğini)
sikişirken devlete mi soruyor kadın? hayır. o zaman saçma salak bir iddia bu. hepsinin başına bir memur mu dikecek koca devlet? olmaz. aptalca... kadın kendine sahip olsun önce.
laik, demokratik ve sosyal bir hukuk devletinde;

mahkeme kararı ile savcılık, dolayısı ile devlet koruması altındaki bir kadını, kocası vurup öldürebiliyor ise o korumadan sorumlu savcıyı o makamda tutmazlar.
bünyesinde yaşayan kadınların pek çoğunu cahil bırakarak koruyamayan devlettir. kendi ayakları üzerinde durmasını başaramayan, sağa sola muhtaç bireyler yetiştirerek zaten en büyük darbeyi vurur kadınlara. türkiye içinde ki pek çok kadın birey, şiddet görmesine ve ezilmesine rağmen muhtaç kalır kendini ezen kişilere. devletin öncelikli sorunlarından biri olmalıdır. ancak önemsenmez pek türkiye'de.
bizim devlettir efenim bu. kadını yokturki koruyacak.

(bkz: devlet bahçeli)
an itibariyle yaşamak zorunda oldugumuz ülke.
(bkz: bagımsız patagonya cumhuriyeti)
(bkz: Burası türkiye).
(bkz: muz cumhuriyeti)
http://haber.gazetevatan....yeti-daha/387738/1/Gundem
http://haber.gazetevatan....yin-bakan/387684/1/Gundem

ne bekleniyor merak edilendir. umarım aileden sorumlu yeni bakan fatma şahin elini çabuk tutar. zira kadınlarını koruyamayan basiretsiz bir ülke vatandaşı olmaktan acı duyan yeni kadınlar eklenecektir bu kervana.
töreydi,kan davasıydı,şikayet ettiydi derken kocaları babaları hatta kardeşleri tarafından öldürülen kadınların olduğu ülkedir.afganistan,pakistan,hindistan bunlardan en göze batanlarıdır ki bizim bizzat içinde yaşadığımız güzel ülkemiz de bu devletler arasındadır malesef.
faşist devletlerde olası durum. dünyaya bilinçli bakamayan insanlar, bir çok açıklamalar yapıyor. tahsiliyle mangalda kül bırakmayan yaşam koçları yani. kadın, kadının halinden anlamadığı sürece, kadın cinsinin temel hak ve özgürlüklerini görmezden geldiği sürece feodal bilinçlerini yitirmeyen ve hayvanlıktan insanlığa evrilmeyen ülke yöneticileri hiç bir zaman görmezler gerçeği. koca dayağını da meşrulaştırır, cinayeti de. "ben erkeğim bana ne?" diye bakanlar da vardır umarım. bu zaten kadının bir meta, alınıp satılabilen bir ürün olarak görülmesinden ibarettir. bir erkek olarak burada üç beş cümleyi bir araya getirirken hiç de zorlanmıyorum. hayvancı beynimi insancı bir düşünceye ittim çünkü. beynimdeki kapitalizmi yendim demek de doğru olur icabında.
koruma talebine rağmen kocanın öldürmesini bekleyen muz cumhuriyetidir.

http://www.ntvmsnbc.com/id/25234364/
(bkz: dayakçı kocaya elektronik pranga)
erkek nüfusu habire ceza evini boylayınca ortada kalıyor kadınlarımız.