bugün

bunun nedenini kadınlarda tam olarak bilememektedir.kadınların en iyi,en zararsız içgüdüsel olayıdır yinede.
(bkz: serotonin)
sürekli mutsuz ve sorun arar olmaları, buna mukabil çikolatada salak bir mutluluk hormonu olduğuna inanıp, bu salak hormondan mutluluk aldıklarını zannetmeleri.
(bkz: ben sevmiyorum o zaman nolcak).
nedensizdir. zira çikolatayı ben de severim, hatta çikolata banyosu bile yaptığım olur, ne yani ben şimdi kadın mıyım? memem mi var emmelik?
mutluluk hormonu salgılıyormuş her ne hikmetse. bu da demek oluyor ki biz erkekler daha mutluyuz ya da kadınlar mutsuzluklarının farkında olabilecek kadar iç dünyalarına inebiliyorlar.
erkeklerinde seviyor olmasını kıskanırlar.
güzel olan şeyi kim sevmezki...
(bkz: kahve)*
nasıl ki kahvede kola da kafein olduğu gerçeğini kabul etmişsek, çikolatadaki serotonin etkenini kabullenmeliyiz. alındığında bir çok insanda mutsuzluğu giderici etki yarattığı isviçreli bilim adamları tarafından ispatlanmıştır. *

wikipedia'dan bir alıntı: (http://tr.wikipedia.org/wiki/Serotonin)
açlık, yorgunluk, stres, yemek, ışık ve ilaçlar gibi faktörlerin tamamı insan vücudundaki serotonin düzeyini etkilemektedir. stres ve düşük kan şekeri serotonin düzeyini düşürürken; oksijen, kusma, içinde aminler bulunan gıdalar (örneğin: peynir, çikolata, portakal, mandalina, domates ) ve içinde triptofan isminde bir çeşit amino asit bulunan gıdalar, (örneğin süt, hindi eti ) serotonin düzeyini yükseltmektedir.

ee şimdi herşeyi kafasına dert eden bir yaratığın çikolatayı sevmemesi söz konusu olabilir mi? depresyonda olana bile içeriğinde serotonin bulunan ilaçlar yazılıyormuş.*
Çocukluk alışkanlıklarını devam ettirmenin sempatisidir.
sivilce yapması. ve nerede zararlı şey varsa sevilir.
kadınları daha çok etkileyen doğal bir afrodizyak olduğu da söylenir.
tadı...