değmeyecek kişilere aşık olmaları.
aldatan erkeği affetmeleri,
yanlış kişilere değer vermeleri...
piçlere aşık olmalarıdır. hani hep muhabbeti geçer ya adam gibi adamları sevmezler, piçlere gider de sonra arkalarından salya sümük ağlar; efendi çocukları da kendi arkalarından ağlatırlar diye. aha da o.
+ bana her şeyi olduğu gibi anlat derler, 5 yıllık bir ilişkinizin bittiğini söylersiniz o günün akşamına "biz zaten birbirimize göre değiliz, sen 5 yıllık aşkınla birlikte ol hoşçakal" diye mesaj çekerler.

+ bu olaydan sonra başka ilişkilerinizden bahsetmezsiniz, bir şekilde ortaya çıktığında "sen bana hayatında olan bitenleri anlatmıyorsun" der hoşçakal mesajı çeker.

+ bir tartışma yaşarsınız hemen arkasından özür mesajı çekersiniz "şu an çok sinirliyim daha fazla sinirlendirme" cevabını alırsınız.

+ bir sonraki tartışmada bir saat sonra özür mesajı çekersiniz "aklına bir saat sonra mı geldim?" cevabını alırsınız.

+ bir akşam arkadaşlarıyla kahve içmeye çıkmak istediğini söyler, gitmemesini istersiniz kıskanç yaftasını yersiniz.

+ başka bir akşam arkadaşlarıyla dışarı çıkmak ister, çıkabilirsin dersiniz "akşamın bu saatinde ne işim var dışarıda, ne kadar önemsizim senin için" cevabını alırsınız.
Herşeye ağlamaları
güçlu görunup zayıf olmaları
hep sevdiklerinden kaçmaları
surekli bir savaş halinde olmaları
gidiyorum deyip gidememeleri
kalıyorum deyip kalamaları
aç gözlu olmaları
surekli abur cubur yeyip neden kilo alıyorum anlamıyorum demeleri.
- "ayy kibar erkek kalmadı." dedikten sonra dünyanın en naif adamıyla çıksa "yaa hiç beni koruyup kollamıyor. erkek dediğin biraz sert olmalı." demeleri.

- "neden hediye almıyorsun sen bana hiç?" dedikten sonra alınan hediye için "ya sen ne kadar zevksiz birisin." demeleri.

- sevgilisinden ayrılmış arkadaşına "kızaamm sana erkek mi yok? zaten geçen gün berkecan seni sormuştu." dedikten sonra sevgilisiyle barışmalarının ardından "zaten alican iyi çocuktur." demeleri.

- "yaaa ben kilomu aldım aşkımmm?" diye sorularına cevap olarak evet gelince "ne yani şimdi sen bana şişman mı demek istiyorsun." demeleri.

kısacası her şekilde altından üstünden girip olayları kendi açılarından yorumlamaları.
(bkz: ağda)

halbuse ne gerek var; baştan alıştırmasaydık, şimdi kıllısı adet olacaktı. *
mutlaka tapılacak bir öküz bulup,ona tapmaları.
(bkz: türk kızları)
öküzlere aşık olmaları, sevene değil sevmeyene değer vermeleri.
-çantalarını bir sürü ıvır zıvırla doldurmaları
-sürekli kuaföre gitmeleri
-alış verişe çıkıp saatlerce dolanmaktan zevk almaları
pantolonu kemersiz giyip gün boyu çekiştirmek.
boy aynası gördüklerinde hafif arkalarını dönerek kıçlarına bakmaları. neden yaparlar, amaçları nedir hala çözemedim....
allah' tan sürekli yapamıyolar, ancak bu da yapmak arzularını dindirmiyor. saçlarından bahsediyorum ben, onaltıncı yaş günlerinde karar verip, bir daha ömür billah vazgeçemedikleri o bitmek tükenmek bilmez saçlarını sarıya boyatmak heveslerinden. nedir bu hayasızca akın, bu farklı görünmek arzusu...

sanki kendi renginden daha mı güzel oluyor sarı olduğunda, değil. ayrıca en alakasız renge boyayın, isterseniz en uçuk modelde kestirin biz o değişikliği hemen fark etmiyoruz ki. en alakalı erkek ilk gördüğünden sonraki bir, iki saat zarfında oda siz küçük imalarda bulunursanız; anaa naptın sen saçına gibi bir tepki veriyor. nasıl olmuş? sorusuna politik cevaplar vermek durumunda kalıyoruz. esasında beğenmiyoruz ancak bir hatuna saçıyla ilgili aksi bir görüş bildirmenin cehennem de güneş yılı ile yüz sene yanmakla eş değer olduğunu öğrenmişlerimiz kerhen; güzel, güzel olmuş canım. çok yakışmış diyebiliyoruz.

haa diyebilirsiniz ki; herkes senin gibi odundan mamul değil. bazı erkekler hemen farkediyor. büyük konuşmayayım ama o erkekler ya kuafördür ya da gizli eşcinsel. yoksa bizler için eşyanın tabiatına aykırıdır öyle hemen farkı farkedebilmek.
gerçekten anlamaya çalışmadığımız için anlayamadığımız şeylerdir...
örneğin;
sevgiliden gelen çiçeği yirmi yıl saklamak, değer veriyor işte; onun için o çiçek nelerin simgesi bir düşünsene!
aşık olmak. hayır biliyosun sonunda neler olacak. derdin ne yani?