the cure un eğlenceli parçalarından sadece biri.

Show me how you do that trick
The one that makes me scream" she said
"The one that makes me laugh" she said
And threw her arms around my neck
"Show me how you do it and I promise you
I promise that I'll run away with you
I'll run away with you"

Spinning on that dizzy edge
I kissed her face and kissed her head
And dreamed of all the different ways I had
To make her glow
"Why are you so far away?" she said
"Why won't you ever know that I'm in love with you?
That I'm in love with you?"

You
Soft and only
You
Lost and lonely
You
Strange as angels
Dancing in the deepest oceans
Twisting in the water
You're just like a dream...

Daylight licked me into shape
I must have been asleep for days
And moving lips to breathe her name
I opened up my eyes
And found myself alone
Alone
Alone above a raging sea
That stole the only girl I loved
And drowned her deep inside of me

You
Soft and only
You
Lost and lonely
You
Just like heaven
2005 yapımı,Reese Witherspoon ve mark rufallo nun başrollerini oynadığı romantik komedi.konusu kısaca şöyledir,
Elizabeth genç ve başarılı bir doktordur. Zamanının neredeyse hemen hepsini hastaları ile beraber geçirmektedir. Kızkardeşinin evine gitmek için yola çıktığı bir akşam feci bir kaza geçirerek komaya girer.
Elizabethin boş kalan dairesini David adında biri kiralar. Eşinin ölümünden sonra bunalıma giren David günlerini yeni evinde televizyon izleyerek geçirir. Bir gün ansızın evin içinde dolaşan genç bir kadın görür. Bu görüntünün gerçek olmadığına kendini inandırmaya çalışsa da başaramaz. Bütün gerçekliği ile karşısına dikilip onu evden kovmak isteyen bu kadın Elizabethin komada olan bedeninden firar etmiş ruhudur. Kavgayla başlayan tanışmaları zamanla sıcak bir ilişkiye dönüşür.
Birbirlerine yardım etmeye karar veren ikili Elizabethin bitkisel hayata girmiş olan bedenini bulup onu tekrar hayata döndürmek için planlar yaparlar. Olaylar gelişirken, aslında, birbirleri için yaratılmış olduklarını anlayan çiftin küçük bir sorunu vardır Elizabeth hala bitkisel hayattadır...

beyazperde.com dan alıntıdır
sonu tahmin edilebilen klasik bir romantik komedi.
bitmesine üzüldüğüm insana bir anlığına sorunlarını unuturan, özellikle mark ruffalonun o savsak savsak hareketlerine, şirinliğine kapılmanızı sağlayan, yer yer gülmenize neden olan*,sonunun ise gayet duygusal olduğu ** izlediğim en güzel romantik komedi...

filmin başında çalan soundtrack* insanı alır götürür.the cure ne kadar harika bir iş çıkarmışsa just like heaven parçasını cover yapan katie melua da o kadar güzel iş çıkarmıştır.yorumu, sesi, tonlaması mükemmeldir bu şarkıyı seviyorsanız bir de ondan dinleyin derim... **
Reese Witherspoon nerdeyse cennet oradır dedirten film.* yönetmenmiş, suymus buymus önemli değildir bu filmde, aslolan reese'dir. o ne şirinliktir efendim.
(bkz: the cure)
kitabi icin
(bkz: keske gercek olsa)
(bkz: cennet gibi)
defalarca hesaplamışsınızdır aradaki mesafeyi
elinizi koyup birlikte haritaya
kolay değildir
arada koskoca bir deniz, kilometrelerce mesafe ve bir sürü ülke vardır
uyandırmaya kıyamaz önce ama merak eder
duymuştur hasta olduğunuzu
ulaşmaya çalışır size o kadar mesafeden
bekle geliyorum der
zor değildir hiçbir şey onun için
yeter ki mutlu ol derken sesi titrer
yeter ki yüzün gülsün
bir tek kahve içmeye
tek bir kerecik gülen gözleri görmeye
onca ülkeyi geçmeyi göze alır
düğümlenir bir şeyler boğazda
yakınındakiler aklına gelir bir de
gözler dolar
neden benden bu kadar uzaktasın ki denir cılız bir sesle
sus der bunları düşünme
bak şarkımız çalıyor
ne demiştim
güçlü olacaksın sen
dimdik ayakta ve gurur duyacağım seninle ben..
harika zaman geçirebileceğiniz romantik komedi tarzı filmleri seviyorsanız kaçırmamanız gereken güzel film.
reese witherspoon'u sevdiren, özellikle legally bronde faciasından sonra ilaç gibi.
izlenebilecek en güzel romantik komedilerden birisi.
alın yanınıza sevgilinizi bu filmi izlemediyseniz izleyin. gerçekten güzel film.
meftuni'nin önerisi üzerine izlediğim, gerçekten güzel bir aşk hikayesini biraz da amerikan klişeleri katarak anlatan film. izlenesidir. şirindir. adında da geçtiği gibi.

(bkz: just like heaven)
hiç kuşkusuz gelmiş geçmiş en güzel romantik komedilerden birisidir.
1930 abd yapımı, yönetmen roy william neill imzalı film. oyuncu kadrosu anita louise, david newell, yola d'avril.
kesinlikle eğlenceli bir şarkı değildir. hatta sözlerini dikkatle dinlediğinizde sizi ağlatabilir. evet, melodi hareketli ama şarkının son bölümü vurucu.*
izlenmesi gereken romantik komedi dalında güzel bir filmdir.
defalarca izlediğim, etkilendiğim çok hoş bir filmdir.
afi'nin başarılı bir şekilde coverladığı the cure şarkısı.
bazen eviniz sadece size ait olmayabilir. ya göremediğiniz birileri evinizi sizden önce sahiplenmişse?

ölen daha doğrusu ölemeyen bir kadın doktorun anlatıldığı romantik komedi kurallarına uygun güzel bir hikaye. insanda değişik hisler uyandıran izlerseniz pişman olmayacağınız orjinal bir film.
insanların çok beğenmesine rağmen benim gram zevk almadığım filmlerden sadece biri. ben beğenmiyorsam o şey iyidir. izleyin.
Eşinizle, ya da manitanızla izlenebilecek film, ama tabi duygusallık kanında varsa hanım kısmının. Yoksa izlemeyin, çünkü konusu ne kadar romantik olsa da, saçma bir tezat geçiriyor film. Ölü sanılan birinin ruhunun ortalarda dolaşması filan ve onu tekrar hayata döndürme çabası amacı her kıza romantik gelmeyebilir. en azından bu filmin işleyiş tarzı olarak romantik gelmeyebilir. Ama salya sümük bir kız varsa hayatınızda mutlaka izletin, filmin sonunda gülücükler filan açacaktır.
Knock knock knockin on heaven's door.
Bir rüyayı mı anlatıyor desem, rüya gibi geçen bir zamanı mı anlatıyor desem bilemediğim hoş the cure parçası.

Kendi çevirim de şöyle;

"Göster bana o numarayı nasıl yaptığını",
"Bana çığlık attıranı", dedi o
"Beni güldüreni" dedi
Ve kollarını boynuma attı
"Nasıl yaptığını göster ve söz veriyorum
Söz ki seninle kaçıp gideceğim
Seninle kaçıp gideceğim"

Bu başdöndürücü köşede dönerken
Yüzünü ve başını öptüm
Ve farklı yollarını hayal ettim
Onu parıl parıl etmenin
"Neden bu kadar uzaktasın?" Dedi o
"Neden sana aşık olduğumu bilmeyeceksin?"
"Sana aşık olduğumu"

Sen
Narin ve tek
Sen
Kayıp ve yalnız
Sen
Melekler kadar tuhaf
En derin okyanuslarda dans eden
Suda dönüp duran
Sen tıpkı bir rüya gibisin

Günışığı beni gerçeğe döndürdü
Günlerdir uyuyor olmalıyım
Ve ismini nefeslemek için dudaklarım harekete geçti
Gözlerimi açtım
Kendimi yalnız başıma buldum
Yalnız
Hırçın dalgalarının üzerinde yalnız
Sevdiğim tek kızı çalan
Ve içimin derinlerinde onu boğan denizin.