bugün

ibrahim gül ün manaları içinde saklı olan, okuması keyifli şiiri.

Ne tuhaf değil mi?
Ruh ve beden ayrılmış kendinden
Anlatımı zorlaşmış, manânın artık

Ne tuhaf değil mi?
Zaman ve mekan aynı olmuyor gayrı
içimdeki seni yaşarken...

Kalp bu bazen atar, bazen durur
Seni yaşamak doya doya, bendeki ilk gurur
Gözlerinin ateşi can ta sineme vurur
Ne zor şey imiş seni sana yazmak...

Duygulara sordum seni, tarifte zorlandı
Ta içime indim, kendime tadım kalmadı
Ömre çelme taktım, ecele sözüm olmadı
Ne zor şey imiş seni sana tattırmak...

Gülüşünde tatlılık bedene işledi
Saçlarındaki duruş, ömüre direndi.
Can seni tadınca, aşk hayata keskince bilendi.
Ne zor şey imiş seni sana yaşatmak...

Konuşman, ruha işliyor karşılıksız
Mimiklerin, saflığa sevkediyor katışıksız
Çare umar oldu bu hale, hem de zamansız...
Ne zor şey imiş seni sana konuşmak..

Dil susar, göz ağlar, özlem var ya.. yıkar beni
Beden yanar, ruh ıstırapta, cansın bu ya yakar beni
Zaman kovar, mekan aciz, yaşanmamışsın ya satar beni
Ne zor şey imiş ey yar seni sana anlatmak..
asla vazgecemediğim keza asla da gecemeyeceğim, bazen bir tutku bazen bir hırs bazen bir caresizlik olmandır zaman zaman içimde. sessizliğimin haykırısıdır içten içe. bağırmam ama duymamandır yada. yalvarmam, en dibe inmem orda beklemem herseyden vazgecmem sadece seni istemem.. hepsi bile yersiz kalsa bunları yapma ümidimdir içimdeki sen!
bir sen var bende benden içeri. sende de bir ben varsa sende senden içeri; ya aşığız, ya da şizofreniz. hatta belki de sen dediğimiz bile ben demek olabilir bu durumda.
oy işler iyice karıştı. ben şu nervium ları yine aksattım sanırım.
Sen iskeleye bağlı, fırtinalardan yoksun tatlı rüzgara razı; ben açık denizdeyim, deniz bu belli olmaz, huyunu seveyim...
bilal sonses ve tuğçe kandemir'in çok güzel söylediği şarkı. ikisinin de ortak noktası sevdiği insanlar tarafından aldatılmış olmaları.

https://www.youtube.com/watch?v=U7lb2WC3FAA
10. sınıftayken çok dinlediğim çok güzel bir şarkı.