bugün

tanrı biliyor ya, çoğunlukla bir daha uyanmama arzusu, hatta ümidiyle yatağa giriyorum: ve sabahleyin gözümü açıp yine güneşi görünce neşem kaçıyor. ah keşke huysuz biri olabilsem, suçu havaya, üçüncü bir şahsa, başarısız bir girişime yükleyebilsem, o zaman keyifsizliğimin katlanılmaz sıkıntısı yarı yarıya azalırdı. vay halime, tüm suçun yalnızca kendimde olduğunu biliyorum.

genç werther in acıları/johann wolfgang von goethe.
(bkz: ruh adam)
(bkz: güntülü)

Sevginin niçini olmaz ki efendim... Düşünsem belki makul bir sebep bulabilirim. Fakat bu hakiki sebep olmaz. Çünkü biz önce severiz. Sonra sevdiğimiz şeyin güzel taraflarını bulmaya çalışırız. Bu da hodbinliğimizden doğar efendim.
"bilmek istemiyorum bu kahrolası dünyada hiç bir şey. düzeni oturmamış aslında ilkel olan bu dünyada daha fazla yaşamak istemiyorum. herşey ama herşey hayal kırıklığına uğratıyor beni... "
mavi saçlı kız

kücükken ağlayarak okuduğumdan annem alirdi kitabi buyuyunce de aglayarak okurdum dusunebilince yaş fark etmiyor neler dusunebiliyor insan.
“Etrafımızdaki hapishane duvarlarını yıkıp özgürlüğe koştuğumuzda aslında daha büyük bir hapishanenin geniş bahçesine doğru koşuyoruz.”

hayvanlardan tanrılara sapiens.
“Sen sevmeyi bilen bir kızsın. Sevmeyi bilen, bir yolunu bulur yaşamanın da.”

(bkz: nezihe meriç)
Çocuklar boyama kitabı değildir Onları en sevdiğin renklere boyayamazsın.
uçurtma Avcısı
“önümüzü göremediğimiz, gördüklerimizi de hayır mı şer mi seçemediğimiz şu günlerde ,olan aklımıza olduğu kadar mukayyet olmamız lazım. sağlam ve sağlıklı bir akıl bugün bize her zamankinden fazla lazım fakat herkes el birliği etmiş bizi aklımızdan etmek için uğraşıyor.”

-arthur schopenhauer(akıl zayıflığı)
"insanları genel anlamda seviyorum ama kimseye tahammülüm yok."
(bkz: tutunamayanlar)
Dostoyevski/öteki.
görsel
ateşe düşmeyen yanmayı nereden bilsin?
elini bıçak çizmeyen kanın rengini nasıl öğrensin?
(bkz: nazan bekiroğlu).
Birbirimize yabancıyız biz.
aşksız, vecdsiz, çilesiz, fikirsiz kişi
neyimi sevecek ki benim?

s.mirzabeyoğlu/münşeat
https://i.hizliresim.com/lbV3nl.jpg

Yazarın diğer kitaplarını da okutur. Türk Ülküsü'nü okursanız pişman eder. (bkz: Hüseyin Nihal Atsız)
"Papağanı istediğiniz kadar sorgulayın; ezberlediklerinden başka hiçbir şey bilmediği için daima aynı sözleri söyleyecektir. Az bilgiyle yaşamaya mahkumiyeti suç mudur; kapasitesinin sınırlı olması bir kabahet midir ? Kendini öğrettirmeyen kavramlardadır asıl yanlış belki de. Papağana yalnızca papağanlığı yakıştıran v ve bunu mükafat sanan bir gezegenin şımarık şarlatanlarıyız."

(bkz: papağana silah çekme)//Küçük iskender
adım sadık, ama bu bile kesin değil.

(bkz: dürüst yalancı)
(bkz: rafik schami)

kitabın giriş cümlesiydi. sonra ardını öyle güzel doldurmuş ki, hafızamda izi kocaman.
görsel
(bkz: bülbülü öldürmek)
istediğin kadar saksağanı vur vurabilirsen ama unutma bülbülü öldürmek günahtır.
"belki de tanrı, çölü, insanlar hurma ağaçlarını görünce sevinsinler diye yarattı."

(bkz: simyacı)
''tavus kuşuna haddini bildiren ayaklarıdır.''

montaigne-denemeler.
vuslatlar sana varmak için.
(img:#1615339)
“Çünkü yüzyıllık yalnızlığa mahkum edilen soyların, yeryüzünde ikinci bir deney fırsatları olmazdı.”

― Gabriel García Márquez, Yüzyıllık Yalnızlık
insan ruhu karikatürlerin yaşadığı bir tımarhanedir.

huzursuzluğun Kitabı/ fernando pessoa
"insan dogumundan once babasini secemez. ama secmek elimde olsaydi seni isterdim."

"dogru mu bu, sivrisinek?"

"yemin edebilirim. hem sonra, evden de bir bogaz eksilir. bir daha sovmeyecegime, kic bile demeyecegime soz veriyorum. pabuclarini boyarim, kuslarina bakarim. her zaman uslu otururum. okulun en iyi ogrencisi olurum. her seyi cok iyi yaparım." ne diyecegini bilemiyordu. "beni alabilirsen, evde herkes sevincten cilgina donerdi. onlar icin buyuk bir rahatlik olurdu bu. antonio ve gloria'nin arasinda bir kizkardesim var, kuzey'de bir yere verdiler. okumak ve onemli biri olmak için cok zengin bir kuzenimizin yanina gitti..."

sessizlik surup gidiyordu. gozleri yaslarla dolmustu.

"beni vermek istemezlerse satin alabilirsin. babamin hic parasi yok. beni satacagindan eminim. cok para isterse, bay jacob'un dükkaninda musterilerine yaptigi gibi birkac taksitte odersin.."

— seker portakali
'' OKU ''
beni herkes dinliyordu da bir tek sen anlıyordun.