bugün

"...
yalan olduğunu bilsen dahi inanacaksın insan oğluna, yani dinleyeceksin onu, niçin yalan söylediğini anlamaya çalışacaksın. bazen yalan, insanın özünü gerçeklerden daha çok açığa vurur."*
"ben kürt olsam kimseye söylemem mesela, kendi içimde hallederim problemi."
"Mutsuzluğuna hiçbir çare aramıyorsun ve en büyük acının kendininki olduğunu düşünüyorsun. Dünyadan haberi olmayan bütün geri zekalılar gibi."
kinyas ve kayra
hakan günday .
evrenin saf diliydi bu.herhangi bir açıklamaya gereksinimi yoktu, çünkü evrenin sonsuz zamanda yoluna devam etmek için hiç bir açıklamaya gereksinimi yoktu.delikanlı o anda hayatının kadınının karşısında olduğunu ve kızın da hiç bir söze gereksinim duymadan bunu bildiğini biliyordu.ana-babası, ana-babasının ana-babası biriyle evlenmeden önce ona kur yapmak, nişanlanmak, onu tanımak ve para sahibi olmak gerektiğini söyleseler de delikanlı dünyada en çok bundan emindi.bunun tersini söyleyenler, evrensel dilden habersiz kimselerdi.çünkü bu dili bilen biri, ister çölün ortasında ya da ister büyük kentlerin göbeğinde olsun, dünyada her zaman bir başkasını beklemekte olan biri bulunduğunu kolayca anlayabilir.bu iki insan karşılaşınca, gözleri buluşunca, bütün geçmiş, bütün gelecek artık bütün önemini yitirir.yalnızca o an ve gök kubbe altında her şeyin aynı el tarafından yazıldığı gerçekliği vardır.bu inanılmaz gerçek vardır.aşkı yaratan, çalışan, dinlenen ve güneş ışığı altında hazineler arayan her kimse için sevilecek birini yaratmış olan el.

***

seni seviyorum, çünkü bir düş gördüm.sonra bir krala rastladım, billuriye sattım, çölü geçtim, kabileler savaşa tutuştular ve bir simyacının olduğu yeri öğrenmek için bir kuyunun yanına geldim.seni seviyorum, çünkü bütün evren sana ulaşmam için işbirliği yaptı.
*
***
Türk erkeğinin dünyanın en kıskanç erkeklerinden biri olmasının sebebi; Sevgililerine değil, kendilerine güvenmediklerndendir.
Ağabey Laertes, kız kardeşi Ophelia'ya prens Hamlet'in teveccühüyle ilgili; "Gençliğin ilkbaharında açan bir menekşe... Tatlı, fakat ömürsüz bir koku; işte o kadar." der.
---
"Olup bitenler hakkında aslında başka seçimimizin olmadığı gerçeğiyle yüzleşmeliyiz. Seçim yapabilir gibi görünüyoruz ama yapamıyoruz."
---
"Kendimi ulu bir dağ gibi düşündüm: Yüzeyde yumuşak zemin, derinlerde sert kayaçlar."
Bir nesil, bilginin cezalandırıldığı ve cehaletin saadet olduğunu öğrenerek yetişiyor.Bir sonraki nesil cahil olduklarını bile bilmeyecek çünkü bilginin ne olduğunu bilmeyecekler. **
zavallı şeytan bana ne verebilirsin ki?
(bkz: faust)
biz bu ülkeyi karşılıksız sevdik.
Kalp Tutulması - Zeynep Çavuşoğlu

" Benim mutluluğum bir tebessümden çok daha öte bir duyguydu . Belki de bu yüzden onun peşine düştüm . Kendime
mutlu muyum ? " diye sormaktan çekinmedim. Bir arsızlık, hatta bir talihsizlik gibi göründü hayatım . Ben kendine asla kefil olamayacak olanlardandım . Aldığım şekli kurcalamaktansa onunla yaşamaktır benim hikâyem... "
Ben, dedi, bir şeye özlem duydum mu, ne yaparım bilir misin? Bir daha hatırlamayacak kadar bıkıp da kurtulmak için yerim, yerim… Ya da tiksintiyle hatırlamak için. Bak bir zamanlar çocukken, kirazlara karşı anlatılmaz bir tutkum vardı. Param olmadığı için azar azar alıyor, yiyor, yine istiyordum. Gece gündüz kiraz düşünürdüm, salyalarım akardı; işkenceydi bu! Günün birinde, kızdım mı, utandım mı, bilmiyorum; baktım ki kirazlar bana istediklerini yaptırıyorlar ve beni rezil ediyorlar, ne plân kurdum bilir misin? Geceleyin yavaşça kalktım, babamın ceplerini yokladım, gümüş bir mecidiye bulup çaldım. Sabah sabah da kalktım, bir bahçeye gidip bir sepet dolusu kiraz satın aldım. Bir çukurun içine oturup başladım yemeğe. Yedim, yedim, şiştim, midem bulandı, kustum. Kustum patron. O zamandan beri de kirazlardan kurtuldum; bir daha gözüme görünmelerini bile istemedim. Özgür oldum. Artık kirazlara bakıp şöyle diyordum: Size ihtiyacım yok! Şarap için de aynı şeyi yaptım, sigara için de. Hâlâ içiyorum ama, istediğim anda «harp» diye bıçakla keser gibi kesiyorum. Tutku bana egemen olamamıştır. Yurdum için de aynı şey. Hasret çektim, bıktım, kustum, kurtuldum.

nikos kazancakis - zorba
~son.*
Bir de bakardım ki, saçılmışım oraya buraya. Eğilip tek tek toplardım parçalarımı, ama her zaman dağılanlar topladıklarımdan fazla çıkardı. Ne kadar dikkat edersem edeyim, daima bir şeyler kalırdı geride. Bir şeyler hep yarımdı, hep eğreti, hep eksik..
--spoiler--
sana geri döneceğini sandığın yalancı adresler bırakıyorum...sen hep dön..ben hep ölümün arka kapısından çıkacağım...ben burada bırakıyorum bu masalı sen geri kalan kısmını erotik bir çizgi filmde izle…!!gökten bir ihanet düşer ve masal burada biter..
--spoiler-- *
yüzeylerde dolaşmak, derinlerdeki güzellikleri asla göremeden ölmek gibi ağır bir ceza taşır daima.
(kumral ada mavi tuna)
biz insanlar hiçbir zaman insan gibi davranmayız * .
Bir bedende yasayan iki insanin verdiginden daha buyuk aci olamaz.
bütün dünya batılı olduğunda, güneş nereden doğacak?
Cool Anılar - Jean Baudrillard
katolik kilisesinde yetişen bilim adamının astrofizikçi kızıdır victorya.
(bkz: melekler ve şeytanlar)
edit: kitaptan cümle söyle dediniz söyledik, eksileme niye arkadaşım. ne yapalım, yazmayalım mı?
(bkz: bitin artık)
ne kadar çok insanı seversek, asıl sevdiğimiz bir tek kişiyi de o kadar çok ve kuvvetli severiz. aşk; dağıldıkça azalan bir şey değildir.**
imân hem nurdur, hem kuvvettir. Evet, hakiki imânı elde eden adam, kâinata meydan okuyabilir ve imânın kuvvetine göre, hâdisâtın tazyikâtından kurtulabilir. (bkz: risale i nur)
ağlamazsanız anlayamazsınız. reis bey- necip fazıl.
hayat, düşünceleri tutan bir hapishanedir. insan, can sıkıcı bir saç demetidir. ben de akılsız bir robotum.
şeytan uyuyakaldı bir gün. rüzgâr sert esti. üç tüy düştü şeytandan dünyaya. biri paraya yapıştı, diğeri mevkiye, öteki de ihtirasa. o günden sonra şeytan hiçbir iş yapmadı.
Dünyanın en akıllı insanı'ndan masallar - erdal demirkıran
yaşamınızın kontrolü sizde değil ! öyle olduğunu düşünebilirsiniz, ama yanılıyorsunuz. Elbette ki kendi kararlarınızı kendiniz vermekte özgürsünüz. Bu kitabı kapatabilirsiniz. O sandalyede oturmaya devam edebilirsiniz. Ya da gözlerinizi oymak gibi çılgınca bir şey yapabilirsiniz. Ne isterseniz yapabilirsiniz. Ama sorun şurada : Ne isteyeceğinizi kontrol edemezsiniz. Her davranışınızı önceden belirleyen arzularınız ruhunuzun o kadar derinlerine işlemiştir ki, onlara dikkat bile etmezsiniz. Ve bu da sizi mükemmel bir köle yapar. Bu nedenle hayatınızı yaşamaya devam edin. Ne isterseniz yapın. Sadece 'isteklerinizin' tümüyle sizin kontrolünüzde olmadığı gerçeği üzerine kafanızı çok fazla yormamaya çalışın. Adam Fawer.
güncel Önemli Başlıklar