bugün

--spoiler--
Yerle yeksan, ıslak saçlı, kem gözlü, kavim göçlerinden bu yana ağlayan, adı bende gizli bir kadındı istanbul.
--spoiler--
hiç acımaz adamı harcar aman huyuna git yoksa anlamazsın feci çakar.
derbi vesilesiyle ayrılmamak üzere kavuştuğumdur.
yaktin yandirdin beni
zalim oynattin(aldattin) beni

ne dedim de darildin
bir pula sattin beni

(bkz: coşkulu bir biçimde)
bir gölge band sarkısı. http://rs776.rapidshare.com/files/370478937/01-G__lge-ae_stanbul.mp3 buradan indirebiliyormus. amatör olmalarına ragmen cok basarılı bir sarkı olmus. devamını bekliyoruz!

sözlerini de yazayım tam olsun,

uyandım yalnız kaldım
biraz nefes aldım
sakince arkamı döndüm baktım
sonra daldım
iki yakasını bir araya getiremeyen insanlar
iki dünyayı birlestiren boğaz
tüm küstahlığınla dön bana bak
herşeyimi geri ver herşeyini al
ama özgür bırak bugün beni istanbul
özgür bırak sanki hala çocukmuşum gibi
özgür bırak bugün beni istanbul özgür bırak
sadece bugün beni bana bırak
uyandım sensiz kaldım
nefessiz kaldım
bak yine bugünüm soğuk her günüm gibi
her günüm aynı yarınım belli hala yaşıyorum
yarım tat yarım rahat her şeyden biraz daha uzak
özgür bırak bugün beni istanbul özgür bırak
sanki hala çocukmuşum gibi
özgür bırak bugün beni istanbul özgür bırak
sadece bugün bebeni bana bırak
lisede istanbul'u sevmediğimi bir çok kez dile getirmiştim, nereden bilebilirdim ki istanbul'un sek değil sulu içildiğini.
"ikinci ömrümüde yaşamak isteyeceğim yer" diyerek nitelendiriyor iskender pala bu şehri.

bu sözüne can ı gönülden katılıyorum. eğer varsa böyle bir şey, allah can verecekse bize tekrardan şu yerkürede burası istanbul olsun.sonrası kıyamet olsa bile kaç yazar ki...
Fethi fi miladi 1453, işgali fi miladi 1950'lerden sonra gerçekleşen şehir.
ilk geldiğimde küçük ve şirin ilçeme hemen dönmek istediğim asla yaşamam dediğim sonrasında ise bağımlılık yapan sigara misali bırakılamayan şehirdir. Ne onunla olur ne onsuz. içindeki fordusmaganduslar hırsızlık olayları vb.. arındırılsa tam yaşanılası şehirdir.
istanbul; tutkular şehridir.Bir kez istanbulun akıcı yaşamını gördüğünde vazgeçilmezleşir.eski, insanları taşımaktan yorulmuş ama yinede bıkmamış vapurları aslında herşeyi anlatır.sakıncalı yanları ; istanbul kentleşmesi gereken bir şehir lakin kentli olmanın anlamını bilmediğimiz için uygulayamıyoruz.istanbul bir köy, büyük bir köy.
Onlarca medeniyete ev sahipliği yapmıştır. 1453 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedilmiştir ve Osmanlı topraklarına katılmıştır. Roma imparatorluğu zamanında ismi Constantinople' dur. daha sonra osmanlı devletinin yıkılmasının ardından Türkiye' nin bir ili haline gelmiştir. Asetane, islambol isimlerini de kullanmıştır. Bir çok tarihi esere ev sahipliği yapmaktadır. Sultanahmet camii, Galata Kulesi, Yerebatan Sarnıcı, Topkapı Sarayı sahip olduğu belli başlı tarihi eserleridir. Günümüzde Türkiye' nin en kalabalık şehridir. Trafiği ile insanı canından bezdirebilir. Türkiye' nin suç oranı en yüksek şehridir. Fakat yine de en güzel şehridir. Aşktır.
kavuştuğum zaman, bütün gri özlemlerimin; buhar olup tekrar mavileştiği, martılardan filikalara oradan da köpük köpük beyaz dalgalarla, insan kıyılarının tam da ortasına tarih yazdıran, başımı, deniz kokusuyla döndürüp, beni, öyle sarhoş öyle kederli öyle neşeli serseri viran eyleyen, o mavi, o nazlı, ak gerdanı iki yakalı bir gelin...kıymetlim... seviyorum seni...

az kaldı sabret... bekle bizi istanbul
--spoiler--
Bu şehir rakıyla yaşar
Bu şehir cigarayı çeker
Bu şehir gündüzü yaşar
Bu şehir her geceyi sever

Bu şehirin adamı söver
Bu şehir kadınını döver
Bu şehir kanımızı emer
Bu şehir için ölmeye değer
istanbul elinden öper

--spoiler--
gözyaşlarımı boğaza akıttım...
senden izinsiz yaptım bunu, kusuruma bakma istanbul!
sen beni güçlü bilirdin, yanılttım seni üzgünüm.
ama olmadı be kıymetlim, bu sefer yüzünü kara çıkarttım.
bilirim ki şefkatli annem gibisin ve sen bilirsin bir tek acılarımı.
bilirim ki kıskanırsın beni, göndermezsin yad ellere.göndermede zaten, ben seni bilirim bir tek başka şehirler bana yabancı..
gidemem bende senden, bırakamam seni.
hani derler ya, "bir çiçek nerde açtıysa orda büyümeli" diye.
doğrudur, bende sende açtım gözlerimi sende büyümeliyim ve hatta sende vermeliyim son nefesimi.susuz bırakma beni istanbul!
dünya şehridir. dünyanın en iyi ekonomisine sahip ilk 50 şehri arasındadır. tarihiyle, saraylarıyla, kültürüyle, boğazıyla, yedi tepesiyle, dolmabahçesi, emirganı, taksimi, eyüpü ile herşeyidir insanın.

umut varsa, vazgeçilmezdir.

evin içinde bir oda, odada istanbul
odanın içinde bir ayna, aynada istanbul
adam sigarasını yaktı, bir istanbul dumanı
kadın çantasını açtı, çantada istanbul
çocuk bir olta atmıştı denize, gördüm
çekmeğe başladı, oltada istanbul
bu ne biçim su, bu nasıl şehir
şişede istanbul, masada istanbul
yürüsek yürüyor, dursak duruyor, şaşırdık
bir yanda o, bir yanda ben, ortada istanbul
insan bir kere sevmeye görsün, anladım
nereye gidersen git, orada istanbul...

ümit yaşar oğuzcan
2010 yılında sınırları içinde olacağım şehirdir.
lanetlenmiş şehir.
alışkın olmayanların başını döndürebilen, ne oldum delisi yapabilen.
yaşanabilir,yaşanamaz,güzel,çirkin,kalabalık,bomboş gibi çelişkilerle dolu güzel şehrim.
ne kadar çelişkiyle dolu olursa olsun tek gerçek vazgeçilmezdir ve sevilmeye mahkum bir şehirdir...
milyonlarca hikayeyi içine gömen, yine her yeni gün milyonlarca hikaye doğuran şehirler şehri.
(bkz: ne gözümü alabildim ne göze alabildim)
şefkatli bir anne gibidir bazen... kollarını açar size, sıcak kucağında yeniden çocuk olabilmeyi ve güvende olacağınızı vaat eder. bazen sevgili olur... güzelliği başınızı döndürürken ve uzun, dalgalı saçları salınırken rüzgarda; boğaziçi, gerdanında değerli bir kolye gibi asılı durur.

en yakın arkadaşınızdır kimi zaman; zulada sakladığınız anıları döküverirsiniz yakamoz dolu bir gece vakti kanlıca'dan üsküdar'a akıp giden boğaz'a. kimi zaman da düşman olur size... öfkesi genişler, büyür, isimsiz oyunları sizi yutacak gibi olur; başınız döner, ayakta duracak gücünüz kalmazsa çekip alır sizi karanlığına.

ister iyi olsun sonu, ister kötü, bir sevdadır istanbul. bir kez girdi mi kanınıza, artık "o"nsuz bir hayatınız olmasına müsade etmeyecek kadar da kıskançtır.
mecliste 84 sandalyesi olan kenttir.yunan ve rus rüyalarının en ulaşılamaz yerindedir.
istanbul karanlıklar içinde... sadece arabaların farlarından yansıyan ışıklarla, evlerin yanan ışıklarıyla, sokak lambalarının aydınlatmasıyla güzel... birde o muhteşem boğaz köprüsünün halatlarında ki her renge giren ışıklar, gözlerim sol tarafa çevriliyor hisarüstünün ayrı güzelliği beni fethediyor... düşüncelerimden arınıyorum, birer birer sıyrılıp kendimi yeni doğmuş bebek gibi hissediyorum bana bu huzuru hissettirdiğin teşekkürler istanbul, senin şehrindekilerdi beni yaşamdan soğutan senin güzelliğin beni yeniden yaşama bağlayan, birer adım daha iniyorum merdivenlerden gecenin rengini alan denize ışıklar yansıyor tek başıma kendimi daha huzuru hissediyorum. geçen her gün her saat dahada yenileniyorum.
biraz bedenimi üşüten istanbul sabahının güneşiyle içimi huzur kaplıyor, vazgeçişlerimi bir bir yutuyorum yaşamak için çok sebebim varmış bunu farkına varıyorum...
sol frame de duruşu bile güzel:

istanbul ...
seni anma töreninin şahidi.