bugün

* * modern dansa yeni bir soluk getirmiş amerikalı dansçı. 1878 yılında doğmuş, 1927 yılında talihsiz bir kaza sonucu ölmüştür. amerika dışında yunanistan' da da dans gösterilerinde yer almıştır. kırsalı anlattığı lirik şiirleriyle beğeni kazanmış sergey yesenin ile tanışarak aşkla evlenir. bir diğer amacı da yesenin' in amerikan pasaportu almasıdır. yesenin' in bitmek bilmez edebiyat aşkı, aralarını açar, çok sevse de şairi bir başına bırakır. çocuklarının seine' de boğulmasını ve yesenin' in intiharını takiben, bir araba kazası sonucu vefat eder.
bale papuçlarını fırlatıp çıplak ayaklarıyla sahneye çıkarak, ikiyüz yıldır süregelen klasik dans anlayışına meydan okumuştur. Yirminci yüzyılın başında modern dansı yaratan kadın dansçılar, toplumsal cinsiyet rollerini sahne üzerinde yeniden üreten bale öykülerini, uyuyan güzelleri ve Giseller'ri, onların kahraman prenslerini reddettiler. Narin, kırılgan, güzel ve zarif kadın imgesine karşı, koreografilerinde kadının çirkin anlarını da, çaba sarf ettiği anları da sergilediler.

Duncan ve diğerlerinin oluşturduğu anlayış, dansta feminist perspektifin kendini ifade edebileceği bir alan açtı. Dansın özel alanında, kadın imgesinin temsil ve sunum biçimleri, toplumsal cinsiyet rolleri, cinsiyete dayalı iş bölümü sorgulanmaya başlandı. Kadın dansçı ve koreograflar, klasik dans anlayışıyla mesafeli bir tavırla kendi sorularını ve söylemlerini sergilemeye koyuldular. Erkeklerin yaratıcı dehalar, kadınların da onlara cevap veren ilham perileri olarak tanımlandığı geleneksel ayrımın kırılmasını sağladılar.
(bkz: tim duncan)
Vanessa Redgrave "isodora" adlı filmde duncan'ın hayatını başarıyla canlandırmıştır.