bugün

isodora duncan

bale papuçlarını fırlatıp çıplak ayaklarıyla sahneye çıkarak, ikiyüz yıldır süregelen klasik dans anlayışına meydan okumuştur. Yirminci yüzyılın başında modern dansı yaratan kadın dansçılar, toplumsal cinsiyet rollerini sahne üzerinde yeniden üreten bale öykülerini, uyuyan güzelleri ve Giseller'ri, onların kahraman prenslerini reddettiler. Narin, kırılgan, güzel ve zarif kadın imgesine karşı, koreografilerinde kadının çirkin anlarını da, çaba sarf ettiği anları da sergilediler.

Duncan ve diğerlerinin oluşturduğu anlayış, dansta feminist perspektifin kendini ifade edebileceği bir alan açtı. Dansın özel alanında, kadın imgesinin temsil ve sunum biçimleri, toplumsal cinsiyet rolleri, cinsiyete dayalı iş bölümü sorgulanmaya başlandı. Kadın dansçı ve koreograflar, klasik dans anlayışıyla mesafeli bir tavırla kendi sorularını ve söylemlerini sergilemeye koyuldular. Erkeklerin yaratıcı dehalar, kadınların da onlara cevap veren ilham perileri olarak tanımlandığı geleneksel ayrımın kırılmasını sağladılar.