bugün

görsel
bi kırılma noktası var, oradan sonra asla kimse uğramaz.
Kalbimin parçalandığı çoğu an.
recep tayyip erdoğ an...
O'na Güvenip derdimi anlattığımda anlattığımı pişman edenlerden.
Utandığım an.
çayın mado'da 3.5 lira olduğunu öğrendiğim an. amk 3.5 liraya çay mı olur, o çayı içtiğim gece uyuyamadım.
hoşlanılan kişinin insanın kafasında kurguladığı profilden farklı çıktığı andır.
tuvalete girerken ki ağırlığı ile çıktığı andır.
sözlükten kız değil kezban bile düşüremeyeceğini anladığı andır.
Bu gibi anlardır.

Her şeyden topluca soğuyup insanlara duyduğun nefreti ikiye katlarsin.
Ama çok sevecen bir varlık olduğun için iki üç gün sonra geçer...

Bu defa geçmeyecek ama bakın da görün. insanlığın başına bela olmaya karar verdim resmen.
bir kemalistle tartışması.
lan hani bisküviyi çaya batırırsın ve ağzına götürmeye çalışırsında o yarı yolda düşer ya mk o zaman çok kötü oluyorum lan yeminle. ühühhüü.
"yetiştiririm yeeaaa, nolcek ki" diye diye son güne bıraktığım projeyi yetiştiremeyeceğini anlamak, akabinde sözlüğe dadanmaktır.
dükkanın önünde müşteriyle karşılıklı gülümseyince dükkana gelceğini sanıp, müşterinin yan dükkana girmesidir. intihar ettirir.
+Aşkım noldu,niye durdun ?
- Erken geldim.wrttweqeqw
(bkz: bi sigara yaktırır)
alışırsın ya, vala, hatta o kadar sık olur ki, ulan bu sefer ki geç kaldı bile diyebilirsin.
evet ne demiş eskiler.
"koy götüne".
Çok önem verilen birinin seni üzmesi, verdiği sözü tutmamasıdır.
Bugün yaşadığım olaydır. Tepkim ise; "söz vermiştin ama" olmuştur. Ne acınası haldir bu!
ders seçme eylemi sırasında uzun süredir almayı beklediğin kontenjanı kısıtlı dersi seçebilmek ve başka kimler almış diye bakarken yanlışlıkla dersi bırakmak ve o anda sistemden düşmek, uzun sürede sisteme girememek.
şüphesiz her defasında hayal kurmaktan bir nebze daha soğutur insanı.
genelde bir beklentiye kapıldığında oluyor.

sözlüğe ilk geldiğimde çok eğleneceğimi sanıyordum. ta ki sözlüğün sabahtan beri taraftar forumuna dönüşmesini görene kadar. zaten bekaretci piçlerin başlıkları engelle engelle bitmiyor. okunucak çok az şey var.
küçükken çizgi filmin en heyecanlı yerinde annenin yufka aldırması.
sevdiğinin gözlerinin içine bakarak artık sevmediğini söylemesi.
uzaklara dalıp, kendini avutmaya başladığı andır aslında. daha iyisi yapabilmek için başka hayaller kurmaktır.
bi ara yerim diyip dolabın köşesine sakladığın gofreti yerinde bulamamaktır.