bugün

"..sayı saymasını bilenler ve bilmeyenler." şeklinde verilmiş iyi bir ayar örneği.
yaratanlar, yaratılanlar, yaratıklar.
yaşatanlar, yaşayanlar, sürünenler.
güçlüler, güçsüzler, acizler.
yalakalar, yandaşlar, tarafsızlar.
krallar, vezirler, soytarılar.
gaddarlar,merhametliler, masumlar,
iyiler, kötüler, çirkinler.
bakanlar, görenler, körler.
insan olan
insan olmayan
insan taklidi yapan.
insanlar kişilik olarak üçe ayrılır:
1-Toplum içinde gösterdikleri kişilik.
2-Sahip oldukları kişilik.
3-Sahip olduğunu sandığın kişilik.
ben.
o.
diğerleri.
Ben genelde 6'ya ayırıyorum. Taşıması daha kolay oluyor.
Baş,
Gövde,
Ayaklar.
Normal doğan.
Sezaryen ile doğan.
Nihat doğan.
insanlar
insancıllar
insansılar.
ilk okulda öğretilen bir yöntemle analizi mümkün bir önermedir. şöyleki; in-san-lar.
mustafa
kemal
atatürk.
kafa- gövde - bacak.
“görenler, gösterince görenler ve asla görmeyenler.”

- leonardo da vinci
insan olabilmişler ( sayıları diğerlerine nazaran çok az ) maymundan insana geçme evresinde olanlar, henüz geçme evresine bile hazır olamayıp ayak sürüyenler. kendi etrafımda yakın zamanda gördüklerimden ufak örnekler vereyim tam anlaşılsın.

bu üçüncü gruba mensup olanların sayısı bayağı fazla. dün akşam kimseye zararı olmayan sessiz sessiz sokağa bıraktığımız mamayı yiyen kediye tekme savuruyor a.ın feryadı. camdan bağırdım "napıyon la eşşek s.ken" diye kibarca. baktı şöyle bir cama doğru gözüne kestirebilse küfür falan edecek diklenecek yavuşak. yemeyince götüm götüm ilerledi götünü başını sallaya sallaya köşeyi döndü kayboldu gözden. 1 saat geçti geçmedi karşıdaki iranlı mı suriyeli mi ne olduğu belirsiz sığır çıkmış balkona elinde çöp 3.kattan aşağı atacak gene. sağı solu kesiyor camlarda kimse var mı diye. bu da insana geçme evresinde olanlar grubundan ama bir yandan da gözü hala arkadaki geçme evresine hazır olmayanlarda. acaba o gruptan ayrılsam mı ayrılmasam mı diye tereddütte.. gene çıktık cama mecburen. göz göze geldik kararsız kaldı atayım mı atmayayım mı tepki gösterecek mi göstermeyecek mi diye. atacak gibi oldu hafiften öksürdüm gene göz göze geldik içeri girdi. muhtemelen 10-15 dakika sonra gene balkona çıkıp atmıştır o çöpü sabah pazarcılar vardı bakamadım atmış mı atmamış mı diye her yer her yerdeydi. diyorum ya 1 numaraya ( insan olabilmişler ) girmek gibi bir derdi yok 2 ve 3 numaraların arasında kalmış kafası karışık.

arada insan olabilmişlerde var ama sayıları az. cumartesileri bizim mahalleye semt pazarı kuruluyor işte. cuma öğleden sonra pazarcıların tahtalarını sokaklara yerleştiriyorlar. geçen cuma akşamı geldim arabayı park edecem ama tüm sokak dolu. birkaç tahtayı çekeyim araya sığdırayım arabayı dedim o arada tahtaları yerleştiren emmi geldi "dur yardım edeyim çivi batar eline" dedi. beraber çektik birkaç tahtayı soktum arabayı o aralığa. adamla 5 dakika muhabbet ettik kan ter içerisinde yorulmuş belli. ama ona rağmen "sen napıyon laaaa niye çekiyon onları" diye çıkışmak yerine onca yorgunluğa rağmen geldi tahtaların ucundan tuttu yer açtı. o kadar iyi niyetli adamki 5 dakikalık muhabbette içim açıldı. normalde karşılaşsan üstü başı pespaye eli yüzü kararmış kısa boylu bıyıklı tıknaz bir adam hani hepimizde var ya lanet olası bir önyargı. ona takılsan yolda karşılaşınca gözünü kaçırırsın ama konuşursan inanılmaz naif inanılmaz saf, tatlı bir adamcağız. rabbim bunların sayılarını artırsın..
sevenler, sevmeyi sevenler, sevmeyenler.