bugün

malesef engelleyemediğimiz, belki de engellemek için çabalamadığımızı itiraf edemediğimiz olaydır. ölümlerin ardından etraftaki insanlara kolayca atılan suç olması sebebiyle klişeleştiği düşünülen, ama aslında insanların bilinçaltlarında bu cümleyi duymak istememelerinin yatması sebebiyle klişeleşmesine izin verdikleri, en derin pişmanlıklara sebep olabilcek acı gerçektir.
memleketimizde sıkça rastaladığımız durum..
münir özkul 'un da bu duruma düşecek olabilitesinin
yüksek olmasından dolayı endişeleri artıran
toplumsal sorunumuz..
bahsedilen bir sanatçıysa
ölümünden sonra
bir caddeye ya da bi okula ismi verilerek
şahsi ego ve vicdanları tatminle sonlanan
üzücü hadise..
(bkz: kazım koyuncu)
ewt bu soradan anlaşılma, insan nesli için olabildiği gibi kaybedilen yada kırılan bi nesne için de geçerlidir.
türk toplumu bunu ne yazık ki yenemio
(bkz: kör ölür badem gözlü olur)
(bkz: uğur mumcu)* * * *
(bkz: kel ölür sırma saçlı olur)
ölen kişinin değeri filan anlaşılmaz.yalnız yeni ürün veremeyeceği için önceki yapıtları değerlenir bir de moda olursa van gogh olur...
(bkz: bülent ecevit)
(bkz: yavuz çetin)
ben ölünce ortaya cıkcak olan durum
kör ölür badem gözlü olur atasözü bu olayı acıklıyor.
tam da şöyle bir durumdur.

bir gün biri istanbul metrosunda yol almaktadır. bir amca*bir durakta biner oturacak yer bulamayınca söylenmeye başlar.
-bunların tüm nedeni o ecevit! onun allah cezasını versin**o gelsin binsin şunlara bir durak gidebiliyormu görelim*şu hale bak, bir göreyim anlatacağım bunları.**olmadı dilekçe vereceğim, gazetelere yollayacağım.vs.vs. uzayıp giderken o biri amcanın yanına yaklaşıp*: amca duymuşmuydun; ecevit vefaat edeli 1 buçuk yıl oldu...
-haa öyle mi? çok iyi adamdı rahmetli. pek iyiydi. pek tam devlet adamıydı.vs.vs.*
cem karaca buna en acı örnektir.
kazım koyuncu bu konuda başı çekmektedir diye düşünüyorum.
barış manço buna en absürd örnektir. bilen bilir, detay vermeyelim. *