bugün

gerek medyada gerek günlük dilde gerek genel kültür olarak insanların, bir durumu veya olguyu yanlış şekilde bilmesidir. bunun neden böyle olduğu gayet merak uyandırıcıdır çünkü basit bir araştırmayla öğrenilecek şeyler inatla yanlış lanse edilmektedir.
infaz etmek: uygulamak anlamına gelmesine rağmen yaygın şekilde "öldürmek" anlamında kullanılmaktadır. idam infaz edilebilir ama bir kişi infaz edilemez.
berlin duvarı: batı berlin'i çevreleyen duvardır ancak doğu almanya'yı batı almanya'dan ayırdığı sanılır ve illa ki bu yönde kullanılır.
efes extra'nın ve kırmızı tuborg'un içinde votka olması.
türkçe de kullanılan falan zamirinin inatla filan şeklinde yazılması veya okunması.
şahsım adına

papaz: sakallı adam.

öğretmeyin lan almıyo işte beynim.
(bkz: kuran ın gökten inmesi)
sturm graz adlı takımın inatla şutrum graz biçiminde söylenmesi. sturm graz, graz fırtınası demektir ve şuturm graz diye söylenmelidir.
yunan 'lara yunanlı 'lar demek.
Kurtuluş savaşının 7 düvele karşı verilmiş bir savaş olduğuna inanmak.
evlenmek için illa bakirelik şartı aranmasını sanmak.

(bkz: sözlükteki bakirelik sorunsalı)
Şarz aleti-Şarj aleti.
abazalığın erkeklere özgü olduğu söylentisi. halbu ki abazan halkı erkek, kadın,çocuk, gay, eşcinsel, biseksüel ve homoseksüellerden oluşmaktaydı. aa sanırım bayanlar için kullanılan histeri kelimesinin erkeklerdeki karşılığı abazalık olabilir. amaaan ne farkeder ki, önemli olan sevişecek birilerinin olması.
- soğuk algınlığı ile gribin aynı şey zannedilmesi.

- metaller üzerinde oluşan oksitlenmeye pas yerine küf denilmesi.

- dürbünün görüntüyü büyütmesi yerine, yakınlaştırması demek.

- çocuğun gözü bozuk olabileceği için televizyona yakından batığını düşünmek yerine, televizyona yakından bakmak gözleri bozar demek. (televizyon ekranına yakından bakmanın, sağlık açısından başka sakıncaları olsa da, göz bozukluğuna yol açtığı bilimsel olarak kanıtlanamamıştır)

- yazılabilir CD/DVD ile, orijinal film, müzik vs. CD/DVD'lerinin aynı mantıkla oluşturulduğunu zannetmek. yazılabilir optik disklerde, bilgi en üstteki plastik koruyucunun altında bulunan, CD/DVD kırılınca folyo gibi gözüken özel zemine yazılır. yazılı şekilde üretilen orijinal olanlarda ise, bilgiler aynı plak gibi plastik kısım üzerine işlenir, en üst tabakaya "lak" denilen koruyucu kaplanır. arkada gördüğümüz metal renkli kısım üzerinde, bilgi yazılı değidir, okuyucudaki lazerin, yazılı alana odaklanması için yansıtıcı görevi görür. boş alınıp, sonradan yazılan CD/DVD'ler, orijinal yazılı olanlara göre daha az ömürlüdür.

- oyun oynayan değil, sadece iş yapan kişilerin, zaman içerisinde, daha hızlı işlemcisi olan ve daha yüksek kapasiteli ram içeren bilgisayar donanımına ihtiyaç duyulduğunu zannetmesi. konu kısmen doğrudur fakat, bu tamamen gerçek zannedilir. donanımı yükseltme ihtiyacı, esasen işletim sistemi üreticilerinin (piyasadaki tekel 'microsft'ur ) bir oyunudur. çeşitli üst versiyonlar üretilerek, eski donanımınızın kullanılamaz hale gelmesi sağlanır. 98 şunu ister, XP bunu ister, vista için en az 2, 7 için en az şu kadar gb ram gerekir gibi. halbuki, mesela yapmak istediğiniz iş, sade bir ofis işi ise değil 10, 15 sene önce kullandığımız düz pentium makinalar âlâsından işinizi görecektir. (486 makinalarla, bütün bir şirketin mali tabloları dahil herşey hazırlanırdı. neticede ihtiyacınız olan şey aynı evrak mantığının biraz gelişmişidir) mesela photoshop çalışacaksanız, aslında pentium 1 ve 512 mb ram'i olan bir makina yeterlidir. ancan dış etkenlerden dolayı yeni bir işletim sistemi, işletim sistemi eski makinada çalışmayacağı için de yeni bir bilgisayar alırsınız ve bu böyle sürüp gider. bunun en güzel örneği, vista kullanırken kasan bir bilgisayara, linux (pardus ya da ubuntu) kurarak, makinanın bir canavara dönüştüğünü görmektir.

- televizyonlarda, beyaz saray ile ilgili haber verilirken, beyaz saray binası yerine, kubbeli ve tamamen farklı yapısıyla amerikan kongre binası 'capitol'ın gösterilmesi.

- abd başkentinden bahsederken "washington dc" yerine, "washington" denilmesi, washington'un abd'nin kuzeyindeki ayrı bir eyalet olduğunun bilinmemesi.
teşrif etmek; şereflendirmek anlamındadır.
"cumhurbaşkanı şehrimize teşrif etti" değil "cumhurbaşkanı şehrimizi teşrif etti" şeklinde olmalıdır.

"herkez, yanlız, yalnış" bu kelimelerin yanlış yazımıdır.

"mi" soru edatı her durumda, soru anlamı taşımasa dahi, kelimeden ayrı yazılır ancak kendisine getirilen ekler "mi" ye bitişik yazılır.

dahi anlamındaki "de" ler ayrı yazılır.

kazadan sağ kurtulunmaz zira kurtulma işi zaten sağ olmakla mümkündür.

edit medit: eksileyen arkadaşım tdk yazım kılavuzu götüne girsin.
her seferinde ağzına sıçmama rağmen kuzenin msn de "iyi" yerine "iği" yazması.
cinnet geçirmek ve cinnet getirmek.. birisi sanırım geçirmek olan kalıcı olarak delirmek, cinnet getirmek de bir anlık delirme sonradan normale dönmek ti. bunu öğreneden önce de haber spikerlerinin hep cinnet getirmek laflarına yanlış söylüyolar bu lafı diyodum..
SAYILARDAN RAKAM DiYE BAHSETMEKTiR.

HER RAKAM BiR SAYIDIR AMA HER SAYI BiR RAKAM DEĞiLDiR. ENFLASYON RAKAMI 11 DiYE BAHSEDEN PROFESÖRLER VAR. O DERECE iNATLA HATA YAPMAYA ISRAR EDERLER.
" en büyük fenerbahçe " *
o yanlışların bu başlık sayesinde giderilmeye çalışılmasıdır.

(bkz: bari kelimesinin bali diye kullanılması) (bkz: anahtar ın anaktar)
(bkz: burası dingo nun ahırı mı cümlesindeki dingonun "köpek" olduğunu bilmemek "at" sanmak.)
dünya güneşe bir derece yaklaşsa sıcaktan cız bız olur, bir derece uzaklaşsa her yer soğuktan buz olur bilgisi. aslında bahsedilen olay dünyanın güneş sistemindeki yörüngesinden bir derece sapması olayıdır.
ya arkadaş şu cinnet getirmek ne demek yahu?
cinnet geçirmek olması gerekmiyo mu? En azından benim için?!

Valla açıkçası bana öyle bi şey olsa, ben cinnet geçiririm, getirmem abi..
evrak yerine evraklar demek. evrak zaten varak kelimesinin çoğuludur.
inatla yalnış öğrenilen bilgilerdir.
yanığa yoğurt sürmek,ateşi çıkan bırını soguk suyun altına sokmak,kepek ekmegının zayıflattıgını soylemek.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar