bugün

sonunda para istemesinden dolayı oluşan durumdur . *
acaba paralar yerine ulaşıyor mu diye dusunmemize sebep olan eylem.
Ne yapsin ıngilizce hutbe mi yapsın yada ıspanyolca ? Burası türkiye !
+ingilizce biliyor musun ?
-hayır
+neden ingilizce şarkı dinliyorsun ?
-çünkü güzel.
+neden güzel?
- çünkü , uyumlu sesler kafiyeler var.
+ peki aynı şarkıyı türkçe dinlersen bu kadar güzel olur mu ?
- hayır.
ayetler hadisler arapça okunur, hutbe türkçe.
(bkz: bunu anana sorsana delikanlı)
Türkiyede konuşulan dilin türkçe olduğundandır. bu kadar basittir.
Hitap ettiği kitle ne yazık ki islamın nuruyla araplaşamamış türk kalmıştır. Bundan olsa gerek.
bu gidisle gelecektir pek yakinda arapca hutbe. once arapca alfabe ye gecis, sonrasinda turkcenin yasaklanip resmi dilin arapcaya cevrilmesi. iste boyle intikam alir bu kindar nesil ataturk devrimlerinden. maalesef.
cumhuriyetle birlikte yapılan reformların bir sonucudur. osmanlı döneminde hutbe arapça verilirdi. cumhuriyetle birlikte ezan türkçe okunmaya başlandığı gibi, hutbe de türkçe irat edilir oldu.

şeriatçılar ezanın türkçe okunmasına şiddetle karşı çıktılar. bilindiği gibi dp döneminde tekrar arapça okunmaya başlandı. amma ve lakin bugüne kadar hutbenin türkçe okunmasına laf eden kimse duymadım. sebebini merak ediyorum doğrusu. ne dersiniz bu işe ey şeriatçılar? ibadetin bir parçası olan hutbenin türkçe okunması uygun mu?
Hutbe Cuma namazının 2 farzından biridir. Arapça olmak zorunda değildir. Türkçe okunması uygundur. Oldu mu şeker kardeşim ?
bu cümle imamdan namazı da türkçe kıldırmasını isteyen ama bunu açıkça dile getirmekten korkan sünepelerin tecahülü arif sanatını icra ettikleri klasik bir sözde soru cümlesidir...
kimi şeriatçının sebep göstermeden "uygundur" dediği mevzudur. o zaman ezanın türkçe okunması neden uygun değil?

tabi bu arada atatürk'ün dini konularda yaptığı bir işe de "uygundur" demiş oluyorlar. aferin... yavaş yavaş adam olacaksınız.
Herkes anlasın diye.
ilk türkçe hutbe 1911 yılında bursa da okunmuştur.

osmanlı devleti zamanında hutbeler arapça okunuyordu.

hutbe, rasulallah s.a.v'den sonra emir-el mü'mininin işaretlerinden biridir.

hutbe günümüzde ilk dört halife adına okunur. ondan önce halife osmanlı sultanları olduğu için onlar adına okunuyordu.

bu açıdan hutbenin türkçe okunmasında bir beis yoktur. kaldıki ayet ve hadisler arapça okunup türkçe mealleri verilmektedir.

osmanlı 1911'e kadar arapça okumasının sebebi rasulallah s.a.v.'e olan hürmetlerinden ötürüdür.
aklı ve mantığı olanların düzgün bir şekilde düşündüğünde dinden çıkmasına kadar varacak derin zararlar verebilir imana.

(bkz: okumayın korkunçlu ateyiz)
atamızın, kimilerinin "efendim ilk türkçe hutbe 1911 yılında bursa'da okundu" diye kıvırmasına sebep olan doğru bir hamlesidir.

ilk türkçe hutbe 1911 yılında bursa'da okunduysa ne olmuş? 1932'ye kadar bursa dahil memleketin her yerinde arapça okunmaya devam edildi. öyle bir yazıyorlar ki sanki 1911'den sonra hutbeler türkçe okunmuş! yalanın kuyruklusu!..

sonra? 1932'e kadar hutbenin arapça okunmasının sebebi neymiş?

--spoiler--
osmanlı 1911'e kadar arapça okumasının sebebi rasulallah s.a.v.'e olan hürmetlerinden ötürüdür.
--spoiler--

gerekçeniz buysa demek ki türkçe okunması peygambere hürmetsizliktir. en azından hürmet eksikliğidir... o zaman neden arapça okunmasını talep etmiyorsunuz? (bkz: yobaz ve zeka)

şunların haline bir bakın! "atatürk doğrusunu yaptı" dememek için ne dansözlüklere tenezzül ediyorlar...
islam akaidini bilmeyen cahil cühelaya laf anlatmak oldukça zordur.

rasulallah s.a.v. zamanında cuma hutbesine çıktığında iki veya üç basamaklı bir yere çıkardı.

ama mescid cematı arttıkça hutbeye çıkılan yerde cemaatın imamı görmesi zorlaşıyordu.

ta ki hz. osman zamanına kadar. hz. osman r.h. mihrap yaptırmış ve basamak sayısını yükseltmişti.

ihtiyaçlar hürmetsizlik değildir. eğer müslümanlara kolaylık sağlıyacaksa genel akaidi bozmadan yapılabilir.

hutbenin türkçe okunması ülkemiz müslümanları için bir kolaylıktır. ezanın türkçe okunması zulümdür.

ama hutbe emirel mü'mininin duyurularına da yer verdiği için toplumun dilinde verilmesinde bir beis olmaz.

islam akaidi bilmeden ahkam kesmek sadece ve sadece islamda çelişki açık arayan denyoların işidir.
hutbe arapça okunur türkçe okunmaz.
iki parça yazı okuyor , onu da kağıttan okudugu durumdur. *
ensesinden yakalandığı için bir sürü küfür savurarak debelenen yobazcıkların herkesi güldürmesine vesile olan sebeplerdir.

yazıyor... yazıyor.. yazıyor... hutbenin türkçe okunmasının doğru olduğunu söylüyor... ama bir türlü diyemiyor ki "osmanlı hutbeyi arapça okutarak yanlış, atatürk türkçe okutarak doğru yapmıştır"... gerisi laf-ı güzaf..

hayır hiç değilse "osmanlı hutbeyi arapça okutarak doğru, atatürk türkçe okutarak daha doğru yapmıştır" dese... yobazlık gayretiyle onu da söylemek istemiyor bir türlü...

ey yobaz, seninle islam akaidine göre şu olur, bu olmaz tartışmasına giren mi var ki bunca boş laf ediyorsun? hutbenin türkçe okutulmasının daha doğru olduğunu söyleyen sen değil misin? o zaman neden atatürk'ün hakkını teslim etmiyorsun?
Ezan ile hutbeye bir tutup " peki ezan neden türkçe okunamıyor " önermesi sunanları da göstermiştir.
Önce hutbenin Kur'anda olmadığı için farz olmadığını söyleyenlere cevabımız şu olsun. Zikir ve salat farklı şeylerdir ve Cuma namazının iki farzı Cuma suresinde belirtilmiştir. Hutbenin delili Cuma suresi ve Peygamber efendimizin uygulamasıdır.
Mesele ezan'ın arapça okunması değil tek dilde ve orijinal haliyle okunmasıdır. Dünyanın neresine giderseniz gidin ezan'ı duyduğunuzda onun ezan olduğunu anlarsınız ve Müslümanların olduğu o yönde gidersiniz. Bu sosyal birlikteliktir.
Ensesinden yakalanan ahmak atasının kuran'ı yasaklamasını açıklasın da biz de kimin ne niyet taşıdığını açıkça duyalım.
Diyemiyor ki aslında islam'ı yasaklayacaktı ama boyu yetmedi. Senin atan Fars alfabesiyle Sami alfabesinin ayrmını yapamıyor mu ?
bazen öyle hutbeler dinlersin ki keşke onda da türkçe konuşmasa dersin, o derece.

ritüel işleri başkanlığı öyle arzu ettiği içindir.
hristiyanlar budistler bunu yaptı. Reform ile dinlerini inançlarını kendi dillerine çevirdiler.

Böylece cahil olsun olmasın herkes latince bilmeden incilde ne yazıyormuş. köyün papazı ne yalanlar söylemiş öğrendiler. işte o dönem kilisenin halkı sömürmesinin bittiği dönemdi. artık aydınlanma çağı dedikleri bir çağ başlamıştı.

nedense aydınlanma çağında osmanlı devleti ile yaptıkları savaşları da kazanmaya başladılar. hatta artık saldıran onlar savunan osmanlı devleti olmuştu. bu 400 yıl bir kaç istisna dışında (paçoz yunanlıları yenmişiz ama ingilizi fransızı rusu teke tek asla yenememişiz) hep böyle devam etti.

avrupa bu dinin yeri gelince ne kadar tehlikeli olduğunu çok iyi görmüştü. roma döneminde kendilerine bulaşan hrsitiyanlık yine kendilerinin adlandırdığı karanlık çağı (ortaçağı) başlatmıştı. Bunu bir silah olarak kullanmaya nasıl başladı dersiniz ?

Doğudaki müslümanları kendi ortaçağlarına sokmanın en iyi aracının. Tıpkı geçmişte kendilerine olan şey gibi aşırı fanatik dindarlar yaratmak olduğunu biliyorlardı.

herhalde bugün ışid'e neden israil'in destek verdiğini anlamayanlar anlamıştır. ya da türkiye'deki geçmişteki şeyh said isyanını ingilizlerin musulu kaybetmemek için çıkardığını da. (Bunları unutmamak gerek gerçekler bunlar. şeyh saidin torunu tabii ki yalan tarih uyduracak g.tunden)

şimdi ne alaka bunlar? Ezan türkçe okundu denildiğine alooooaaoooavavvvvvv gibi bir tepki gösteren beyinlere sesleniyorum.

ne var kendi dilince ezan okununca bir düşün. neden bu kadar tepki gösteriyorsun?

Neden arap olmak için vasabi olmak için bu kadar isteklisin?

Neden kaybetmek için bu kadar çabalıyorsun?
ensesinden yakalanan yobazcığa yardımcı yobaz kuvvetleri takviyeye gelmesine rağmen (#26598950), yobazların hala özü konusunda bir şey diyemedikleri mevzudur. sorum son derece açık olduğu halde (#26592215) alakasız laflar sıralamaktan öteye gidemiyorlar.

şahsen katiyen gaza gelip "kuran'ı yasaklamak" gibi iftiralarına yanıt verecek değilim. hele bir yol soruma yanıt verin siz yapabiliyorsanız...
önce bir cumaya gitmeye niyet edin.