bugün

Pazartesi nutella ekmek
Salı patates kızartması
Çarşamba makarna
Perşembe hamur işi
Cuma ekmek arası.
para yahni, para kızartma, para sote.
Haslanmis patates. Fakirdik biz.
peynirli domatesli ekmek, haşlanmış yumurta, ayran. ekmeğin içindeki değişirdi ama yumurta ve ayran sabitti. yumurta götürmeyen dayak yerdi ve meyve suyu yasaktı. çay ve süt götürmek istemeyenlerin çok seçeneği kalmıyordu. simit, börek, poğaça gibi dışarıdan alınan şeyler de yasaktı. bunlar kendi evinizde yapıldığında sorun olmazdı.
Eski gunleri hatirladim simdi ya. Hic arkadasim olmazdi. Bir de beslenme cantam erkek beslenme cantasiydi dalga geciyorlarmiydi hatirlamiyorum ama ben cok utanirdim. Arkadas oyle igrenc cocuklugum var ki ben su an bu halde oldugum icin sukretmeliyim. Lan bir önluk 5 yil giyilir mi? 5. sinifta o kadar kisa geliyorduki bu sessiz kiz birden sexsilesti demislerdir. Ahh ilkokul ilk askimin adi candı. Oyle kendim kosemde sessizce izlerdim onu. Hala ayni bokluktayim. Sessizce seviyorum.
peynirli Böğrek. *
makarna, meyve, simit. başka da yok.
havyar.
Elma, salçalı ekmek.
sokaktan bulduğumuz teneke kola kutusu.

maç yapmak için.

en uzun teneffüs oydu. top alacak paramız yoktu. beslenme saati neymiş amk.
salamlı, peynirli, domatesli ekmek arası.
patlıcan kebabı.
yumurta olmazsa olmazdı bizde. meyve de olurdu bazen. gece gece o günleri özledim amk yaa.
Cuma yumurta günüydü. hatırladığım bu birde pazartesi hamurişi günüydü. eheh..
ekmek arası domates peynir ve yanında meyve suyu. bazısı yumurta getirirdi ve bazısı çok kötü kokardı mübareğin. meyve getiren oldu mu zengin gözüyle bakardık. gerçi ucuz meyve oldu mu babam alırdı, annem de mandalina koyardı. vay be ne günlerdi. şeyi hiç unutmam. gamze diye bir sıra arkadaşım vardı ilkokulda. çalışkan değildi pek ama bazen iyi not alırdı. matematik dersinde o iyi not almıştı ben kötü. sonuçlar açıklandı, can sıkkınlığından beslenme saatinde çantamı açmamıştım. sonra gamze üzüldü tabii. sen açmazsan ben açarım dedi ve örtüyü serdi, ekmeği çıkardı falan. şaşırmıştım harbiden. ilkokul dördüncü sınıfta olsa o çocuk halimle, gerçekten beni sevdiğini anladım. şimdilerde de konuşuyoruz eski günlerden, hatırladıkça gülüyoruz o hallerimize falan. o da sosyal medyadan denk geldikçe tabii. her şey çok değişti artık, bizler değiştik. geriye kalanlar geride kaldı.
Ekmek arasi peripella. Tost.
Yaninda da meyvesuyu.
Yanımdaki kuru köfte getirmiş bir gün. Şaşırdım ben zira köfte sıcak yenen artı kokan bir nevaleydi. Bir tane ikram etti. O köftenin lezzetini unutmam.
benim zamanımda ilkokul 5 dersti. sabah girip zaten öğlende çıkıyorduk. 10:30 gibi beslenme saati vardı. o saatte normal insan acıkmaz. ben de acıkmıyordum tabii. laf olsun diye artık üretilmeyen içinde 4 tane kremalı bisküvi olan küçük bir paket bisküviyle su götürüyordum okula. birisi şikayet etmiş "sb lüks sey yiyiyor." diye -başkaları özenir diye lüks şeyler getirmek yasaktı-. öğretmen de bir saat kafamı ütülemişti. "öğretmenim bu lüks değil 25 kuruş. peynir ekmekten ucuz." diyorum. anlamıyor. (ya da popülizm hoşuna gittiğinden anlamazdan geliyor. rüşvetçi alçak insanlarda sık görülen bir özellik sonuçta.)
ekmek arası sarelle, meyve suyu.
ekmek arası peynir, meyve suyu.

hep bunlardı. kızın biri yaprak sarma getiriyordu.
Hiç götürmedim. Gece kondu mahallesinde büyüdüm. Mahallemiz küçük bir yerdi. Okulumuz tam mahallenin merkezindeydi. Öğle arası olunca herkes evine yemek yemeğe gidiyordu. Kısacası fakirdik amk eve gidip duvarları kım kım kemiriyorduk.