bugün

(bkz: atamıza kemal isminin verilmesi)
(bkz: ulu önder atatürk ile ilgili güzel anılar)
28 ekim 1923 akşamı yeni kurulan devletin yönetim şekli tartışılmaktadır. söz alan üyelerden bir kısmı halifeliğin devamını, padişahın da halife ve yönetici olarak görevine devam etmesini, şerri hukuka dokunulmamasını isterler. bunu duyan mustafa kemal atatürk'ün yanıtı kesin olur :

"Mesele zaten emrivaki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu behemehâl olacaktır. Burada içtima edenler (toplananlar) Meclis ve herkes meseleyi tabii görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usulü dairesinde ifade olunacaktır. Fakat ihtimal bazı kafalar kesilecektir."

umulur ki bazıları ibret alır...
atatürk her zamanki gibi sivas'ın batı kanadını dolaştığı bir gezisinde, ankara'nın bir köyüne uğrayıvermiş. hava sıcak mı sıcak. herkes terleye terleye yapış yapış olmuş. ne klima var, ne de içlerini ferahlatacak buz parmak cinsi dondurma.

girmişler köye, herkes topraktan fışkıran mucizevi soğuk ayrana ağzını dayayıp içiyor. köydeki hanımlardan biri de -başı açık ve röfleli- bir tas ayran doldurup ataya uzatmış. yüce atatürk hazretleri içip bitirivermiş ayranı.

-kocan nerde? diye sormuş.
+kocam çanakkale'de şehit oldu. ben de onun yokluğunda çocuğumu laik ve ilerici olarak yetiştirdim. hem ana hem baba oldum. demiş kadın.
atatürk duygulanmış. kadın hem laik, hem de ilericiymiş çünkü. çakmak çakmak olan gözleri masmavi parlamış.
-kaç doğumlusun sen? demiş.
+sizin samsun'a çıktığınız gün doğdum ben. diyivermiş.
atatürk şaşırmış. yıl 1934. kadın 1919'da doğdum diyor. en az 30 yaşında.
-nasıl olur? dip boyan gelmiş, bembeyaz saçların çıkıyor altından. demiş ata.
+sizin bu vatanı kurtardığınız gün ben yeniden doğdum. demiş ve istiklal marşı'nı söylemeye başlamış.

güneş aniden kavurucu etkisini kaybetmiş ve köydeki pınarlar gürül gürül akmaya başlamış. her tarafı sonsuz bir mutluluk sarmış. laik köydeki bayanlar, atatürk kafilesindeki tanımadıkları erkeklerle tango yapmaya başlamışlar. atatürk çakmak çakmak bakmış.

-aferin çocuk. demiş. işte o gün türkiye'nin ne kadr laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğu kanıtlanmış.
kişisine göre değişen ibretlik hikayelerdir. işine gelmeyen gerçek olanlarla bile dalga geçerek aklınca atatürk'ü küçültmek ister. ama beceremez. bu yazılanlardan anladığım kadarıyla cuma bozgeyik uludağ sözlük yazarlarından. yakında bu başlık altında onun tarzında "hikayeler" görürseniz şaşırmayın. yavaş yavaş di mi? bunları yazanlar çıkıp diyemiyor çünkü, böyle böyle diye. buradan sıktırın anasını satayım. adam nasılsa cevap veremiyor.
ülkenin biricik adalarını yunanlara verilmesine göz yumdu ama onun mavi gözlerine, sarı saçlarına değerdi.

ibretlik bir sevgi...
(bkz: ibretlik şeriatçı hikayeleri)
moda dolaylarında adalara karşı anlatılan göz yaşartıcı dev hikaye:
--spoiler--
benim babannem de hacıydı ama oturdu mu bir büyük' ü de devirirdi. çağdaş kadındı vesselam ...
--spoiler--
2010 yılındaki sorunlara bile 1930 yılları mantığıyla çözüm arayan masum kemalist hikayeleridir. miladi takvime göre 2010, kemalist takvime göre 1930 dayız.
--spoiler--
bizim mahallede asuman diye bir avrat vardı. açık saçık giyinirdi. sütyen takmaz ikizler löpür löpür sallanırdı. e kase desen kırk yıllık züccaciyeciyim böle kase görmedim. neyse bu bi gün tecavüze uğradı üye olduğu partinin ilçe merkezinden dönerken. oh olsun. oysa kapalı giyinse, hanım hanımcık olsa, o saatte kasedi çıkmış bir partinin destekçisi olmak yerine adaletli ve kalkına bir türkiyenin partisinin ilçe merkezinden dönse bunlar olmayacaktı.
--spoiler--
Pek çok yazarın anayasal olarak bir suç işleme rahatlığını gösterdiği ve bu yaptıkları saygısızlıkların karşılıklarını bulmalarını temenni ettiğim başlıktır!

Seviyelerine inip cevap vermeye kalksak, bu adamların alacağı tepkiden çıkaracakları en büyük ders yarabbi şükür demek olur.O nedenle edebiyat parçalayan aciz beyinlerine muhattab olmak bile lüzumsuzdur.

(bkz: bir anneyle çok babanın üretimisiniz)
nedendir bilinmez ekseriyetle imamokrat ve terörokrat ağızlardan işitilir. sebebini bilen kürtroll ve müritroll varsa beri gelsin.
izmir'de çimlere basılmaması için belediye ilginç bir tabela hazırlayıp çimliğe diker, tabelada aynen şunlar yazar,

"çimlere basmayınız" kemal atatürk (imza şeklinde)

http://img694.imageshack....34193504789381667579.jpg/
birgün atatürk köylü milletin efendisidir demiş yıl 1927 dir.

osmanlı tarihinde osmanlı tarafından insan yerine konmamış vergilerden salmalardan anası bellenmiş köylü ilk kez insan yerine konmuş iltifat edilmiştir.

hatta bizim osmanlıcı sığırlar lakırdı etmişlerdir köylünün götünü kaldırıyor diye.

hatta " osmanlı köylüyü sike sike 600 sene yaşadı . türkiye nasıl yaşar demişlerdir."

ancak atatürk bununla da yetinmemiş köylüden aşar vergisinide kaldırmıştır. köylere okullar enstitüler yapmıştır.

bizim osmanlıcı öküzlerin çeneleri gene durmaz. köylü eğitiliyor medenileşiyor diye isyan ederler.

zaten demokrat parti iktidara gelince yaptıklarından birincisi köy enstitülerini kaldırmaktır.

osmanlıcı yobaz öküzlere göre köylü cahil geri kalmalıdır.

o öküzler sayesindedir ki diyarbakırın bilge köyünde 44 kişi öldürlmüştür sırf biraz para için.

o öküzler sayesinde de bugün cahil kalan halk akp ye oy vermiştir.

akp osmanlıcı bağlantısı budur.
kuran ı yere attığı için maymuna dönüşen kızın Patricia PiCCiNiNi nin heykel çalışması çıkması kadar ibretlik olmayabilir.
Said nursi'nin atatürk'ün yüzüne tükürdüğü hikâyelerden gerçek olma olasılığı daha fazla olan hikayelerdir.
"ne çok atatürk düşmanı varmış" dedirten giridir. Yok artık. Be birader o olmasaydı baban kim olucaktı acaba. Bir düşündün mü? diye içten içe düşündürür adamı.
bir kemalist varmış doğmuş yemiş içmiş sıçmış ve ölmüş. herkes ölücek aga neyin peşindesin sen kemalist felan? bizene adamın yaşam biçiminden.
çanakkale savaşından sonra enver paşa'ya sorarlar:

- kemal'i niye terfi ettirmiyorsun?
- bilin ki, onu genelkurmay başkanı yapsan padişah, padişah yapsan allah olmak ister!

(kaynak: falih rıfkı; çankaya)
mustafa kemal olmasaydı ülke kadınlarının bir fuhuş batağına saplanacağına dair düşünceler içeren hikayelerdir.
"baban kim olurdu o olmasa he? söyle kim? kim? kim?"
valla benim babam yine belli olurdu. babam aynı babam olurdu. senin annen önüne gelenle yatıp kalkardıysa onu bilemem.
-paşa bir gün köylü milletin efendisidir der. tabi bu söz köylerde efsane olur.
çünkü o zamana kadar hiç bir osmanlı kralı vatandaşını insan yerine koymadığı için bu aşağılık komplrksi ile dolu köylülerde müthiş bir sevgi duygusuna yol açar.
kemalistler tarafından peygamberimizin yasadıgı hadiseler kadar ciddi ciddi anlatılan hikayelerdir.
örnek: atatürk öldügü zaman odadaki saat 9u 5 gece durmustur. aradan tam 72 yıl 2 ay gecmesine ragmen calıstırılamamıstır.
örnek2: zülfü livaneli nin veda filminde atatürk ün o eşsiz saatinin parcalandıgı sahne atatürk elinde silah en önde düsmana hucum ederken parcalanmasıdır
atatürk pusulasız, battı batacak köhne bir gemiyle samsun'a çıktı şeklinde bir hikaye vardır ki evlere şenliktir. ilkokulda bu şekilde anlatmışlardı bize. sonra tamam pusula vardı ama çalışmıyordu oldu hikaye. iyi de ne gerek var böyle mübalağalı anlatımlara?

açıkçası atatürk'ün samsuna çıkışı şimdi nasıl anlatılıyor çok merak ediyorum.
ibretlik dinci zırvaları ölçüsünde olan hikayelerdir.
fetoş gibi kalabalık önünde, hüngür hüngür ağlamaktan, daha inandırıcı gelen hikayelerdir.

adam olanın ders çıkaracağı hikayelerdir.
birçoğu devlet kayıtlarına geçmiş olmasına rağmen bazı malların anlayamayacağı hadiselerdir.

(bkz: mal olma hakkı)