bugün

Bazı ön yargılı çevreler Hz. Zeynep annemiz ile Hz. Resul'ün evliliklerine dillerine dolarlar. Güya Hz. Zeynep'ten hoşlanan Hz. Resul onun eşinden boşanmasını bekleyip onunla evlenir. Halbuki Hz. Zeynep Hz. Resul'ün akrabasıdır ve daha onu genç , bakire bir kız iken tanımaktadır. istese onunla kız iken evlenebilirdi. Halbuki evlenmedi ve kendi eli ile Zeynep'i evlatlığı olan kölesi ile evlendirir. Ailenin devamı için huzursuzluk baş gösterip, boşanma talepleri gelince Hz. Resul hep bunlara engel olur. Fakat aile kendiliğinden dağılıp boşanma vuku bulunca her konuda, her türlü tapuyu yıkmakla görevlendirilen Hz. Resul, evlâtlıkta evlât gibidir. Evlenince hanımı kızın gibi olur türünden ön yargıları yıkmak için Allah'ın ayeti ile emretmesi üzerine Hz. Zeynep ile evlenir. Tapu dolayısıyla dedikodular çıkacağını bile bile, çünkü Hz. Resul insâni olmayan tüm tapu-taassuplara savaş açmıştı: Kadın savaşmıyor, miras alamaz, kız çocuğu uğursuzdur, namusumuza leke getirebilir, diri diri gömülmelidir. Soy erkek çocuktan devam eder, kız çocuk soyun kesilmesine neden olur...gibi bir çok günah; zararlı ön yargıları, yaşayarak, hayatıyla peygamber efendimiz yıkmış, yok etmiştir.Kısaca: Hz. Resul Zeyd'in evine girdi, Zeynep'i gördü beğendi...iddiası yanlıştır, çünkü Hz Resul bir eve gireceği zaman önce selam verirdi - cevap gelmezse toplam 3 kere, yine cevap veren olmazsa eve girmez geri dönerdi, sahabi Hz Resul'un daha çok selamına muhatap olmak için 3 selamını da bekler sonuncuda selamı alıp eve buyur ederlerdi... - Kızı Fatıma'nın evine bile böyle girerdi.Uygunsuz ortamda olan aile evine Hz Resul'un destursuz fütursuzca girişi imkansızdır.Ayrıca bakire iken, kendi akrabası olduğu için her anında kendisini gördüğü ve hicap ayeti de inmediği için evlilik öncesi yıllarca yanında gördüğü Zeynep'i beğenmeyip, -genç- bakire iken kendisini cezbetmeyen, kendi eli ile bizzat evlendirdiği akraba kızına -Haşa- evlendirince mi ilgi duydu Hz Resul. Bu iftira-iddianın mantıklı bir yanı var mıdır? Zeyd, daha evlatlıkların eşleri ile ilgili hüküm ayeti inmeden, Hz Resul'e gelip, "Boşayayım, siz evlenin" nasıl desin.O zamanki adetlere aykırı bir teklif olurdu bu.Kısaca iftira baştan sona mantık hataları ve yalanlarla doludur.
şüphesiz ki müslümanların aştığı ama şeytan ın köpekleri tarafından akıllara şüphe ve vesvese vermek için kullandıkları evlilik. atatürk ile ilgili açılan başlıklara karşı açılmış aciz kemalist taktikleri.
Dinsiz ve ateistlerin islama saldırmak için siper aldıkları bir nokta. Oysaki iman edenler bilirler ki peygamberler allahın emri haricinde hiçbir iş yapamazlar. Kafirler kabul etse de etmese de Allah (c.c.) dilediğini yapar.

Herif dinsiz kalkmış peygamberi eleştiriyor..ya sen ateist dinsizin tekisin zaten kime konuşuyorsun??

Edit: yüksek zekaymış. Toprak Beynini kemirdiğinde, görürüm o öve öve bitiremediğin zekanı..
islam devletinin lideri olan peygamberimiz Zeyd ile zeynepi bizzat kendisi evlendirmiştir. isteseydi daha en baştan kendisi evlenirdi ve kimse buna hayır demezdi.

Peygamberimiz eski bir köle olan ve Azad edilip özgürlüğünü kazananların toplumda hala ikinci sınıf muamelesi görmesinin önüne geçmek için eski köle ile hürleri evlendirip eski köleleri hürler ile akraba yapmak ve onların statülerini eşitleştirmek istiyordu.

işe en yakınlarından başladı fakat bu evlilik yürümedi.

Ve o islam toplumunda boşanma hakkı erkektedir. Zeyd peygamberimiz defalarca kendisini boşanma isteğinden vazgeçirmiş eşini yanında tutmasını öğütlemiştir. Fakat Zeyd sonunda gene boşanmıştır. Hz Zeynep boşanmamamıştır. Zeyd onu boşamıştır. O dönemki toplumda erkek kadından boşanıyordu.

Zeynep ise ileri yaşında eski bir kölenin boşadığı kadın olarak kalmıştı. Zeyd ise orduda en yukarılardaydı. Aslında Zeyd iyi durumda iken Zeynep zor bir durumdaydı.

Peygamberimiz de bir insandı ve iyi birşey yapmak isterken sonucu kötü oldu. Zeyd ile zeynepi o evlendirmişti. Fakat 2000li yıllarda değil; Ms 600lü yıllarda bir kadın ileri yaşında dul kalmıştı. Nereden bakılırsa bakılsın hz Zeynep zor durumdaydı.

işte Allah'ın ayeti ile hem Zeynep birinin himayesine girerek toplumdaki yeri, maddi hayatı ve güvenliği sağlanmış oldu, hem peygamberimizin iyi niyetle olsa da sebep olduğu bu olumsuz durum bir nebze olsa toparladı, hem de evlatlık müessesi ile ilgili geleneklerden gelen yanlış uygulamaya Allah bariz bir kural getirdi.

Ortada zeydin terkettiği kadın ile Allahın emri sonrası evlenen biri var.
buralar orospu evladı din karşıtı dolmuş. nerede bir kahpe var islam'a hakaretler yağdırmış. siz bir azınlıksınız, kör bağırsak gibi tükendiniz. allah beter etsin!
Ateist arkadaşların en son okuduğu araştırdığı konudur. Araştırmaya devam etsinler. (bkz: kolay gelsin)
Not: eksiler gelsin bakalım tutamadım yine kendimi.
lafa bakarım laf mı diye,
söyleyene bakarım adam mı diye?
"Peygamber ile kan bağı bulunmayan evlatlığı Zeyd’in eski eşinin evlenmesini ensest olarak nitelemesine rağmen, kendisi ensestlik konusunda dar bir felsefe içine sıkışan kişiler ateistlerdir.

Zeyd olayı şu: Peygamber, Zeyd’i bir kadınla yakıştırıyor; bu kadın ahlaklı ve soylu bir kadın. Zeyd ise “soylu” biri değil, fakat islam insanlar arasındaki para-mal-konum farkını değil de imanı önemsediği için, bunun vurgusu maksadıyla ikisini evlendiriyor. Bizzat kendisi Zeyd ve Zeynep’e evlilik adına tavsiyede bulunuyor. Evlilik törenlerinde aracı oluyor.

Bir süre evlilikleri süren Zeynep ve Zeyd ise anlaşamıyorlar. Her ne kadar ortak noktaları islam olsa da, aralarında bir kültürel uyumsuzluk meydana geliyor ve ayrılmak istediklerini söylüyorlar.

Bu anlaşmazlıkları sürecinde, peygamber ikisine de sabrı ve evliliğin devam etmesi gerektiğini tavsiye ediyor. Zira islam’da nikah hayırlı görünen bir kavram olduğu için, bozulmasının engellenmesi ise bir ibadet niteliğinde oluyor.

Peygamberin çabalarına rağmen ikisi ayrılma kararlarının kesin olduğunu bildiriyor ve 1 yıl süren evlilik sonucu ayrılıyorlar.

Nikah tamamen bittikten, Zeynep de iddet dönemi bekledikten sonra da, peygamber Zeynep’le evleniyor. Olay bundan ibarettir.

Burada ahlaki yönden ne gibi bir problem var?

1) Peygamberin Zeyd’le kan bağı yok, yani onun önceden boşandığı bir kadın ile evlenmesinde problem olduğunu ifade edemeyiz.

2) Zeyd’le Zeynep’i evlendiren kendisidir. eğer Zeynep’de gözü olsa neden baştan bu nikahı kendisi kıydırsın? Zaten o dönemki kadınlar, dini sebeplerle peygamberi çok sevdikleri için kendisiyle evlenmek istiyordu. Araya Zeyd’i sokmadan, kendisi evlenme teklif edemez miydi? Bir yıl önce beğenmediği kadını bir anda beğenir ve sever mi oldu?

3) Peygamberin Zeynep’de gözü olmaya devam etse, neden Zeyd ve Zeynep ayrılmak istediğini söylediğinde ayette de geçtiği gibi: “Eşini yanında tut, Allah’tan kork”. cümlesini kuruyor? “Madem anlaşamıyorsunuz ayrılın” diyemez miydi?

4) Nikah bağı tamamen koptuktan sonra ise evleniyor. bu olay da ayette ifade ediliyor.

Gördüğünüz gibi burada zorlamalarla çıkarmaya çalıştığınız herhangi bir etik-ahlaki problem yoktur.

Bu noktada itirazınız “Neden peygamberin özel hayatı kuran’da geçiyor?” olarak olacaksa, ona da şöyle cevap veririz:

– Allah bazen dinin bir hükmünü peygamber üzerinden anlatır, bazen sahabeler üzerinden anlatır, bazen de hiçbir olay örneği ortaya koymadan direkt bir hüküm şeklinde ifade eder.

Burada anlatılan hüküm ise salt olarak “evlatlığınızın eski eşleriyle evlenebilirsiniz” gibi bir mesaj değildir. Buradaki esas mesaj, evlatlık ilişkilerinizde kan bağı bulunmadığı için; nikahın düşeceği durumunun vurgusu üzerinden, aynı ortamda da tesettür ve ahlaki kurallara dikkat edilmesi gerektiğidir.

Zira Arap müşriklerinde böyle bir hassasiyet yoktu. Eğer bir çocuk evlatlık ise o, tamamen çocuğu oldu gibi görülür ve ahlaki hususlara; diğer kardeşleri ile münasebetlerine dikkat edilmezdi. isterse bu çocuk ergenlikten sonra ellerinde olsun!

Oysa islam’da, söz gelimi bir aile kimsesiz bir çocuğun bakımını onu gözetmek maksadı ile üstlense, bu çocuk belirli yaşa ulaştığında, ona bakan ebeveyn bu hususlara dikkat etmek zorunda olduğunu bilmelidir.

Bunu “ensest” olarak niteleyen ateiste soralım:

Senin felsefe ve algına göre, iki kardeşin evlenmesini engelleyen etik değer nedir? çocuk yapmadıkları sürece; bir kız kendi erkek kardeşi ile veya bir kız da kendi babasıyla neden evlenemez?

“Karşıyım çünkü evrim yakın genden daha sağlıksız gen çıkarır” iddianı da, “bu iki birey çocuk yapmadıkları sürece” şeklindeki kaide ile ortadan kaldırdık.

Buna neden karşısın? hani “değer” namına karşı çıkabiliyorsun?

Mesele salt özgür irade değil mi? Sen bu özgür iradeden hareketle, doğaya aykırı olmasına karşın eşcinsel evliliklerin de özgürlük olduğunu savunmuyor musun?

Bir insan neden ağaçla evlenemesin? Canı öyle istiyor. Veya neden evindeki küçük bir maymunla nikah akdi yapamasın?

Bunu etik bağlamda engelleme hakkın var mı?

Daha bir erkeğin annesi ile beraber olmasını engellemek için bile, doyurucu bir argüman alt yapısı olmayan bir felsefenin, dinlere karşı ahlak eleştirisi oldukça komik kalıyor.

Bu yüzden de ateizme dayanan felsefe ve bu felsefenin yaygın olduğu yerler, temel ahlak kurallarını belirli dinlerden kalma kültürlere dayandırmak zorundadırlar. Aksi takdirde elimizde argüman bazında açıklanamayan durumlar ortaya çıkıyor. Oysa bir felsefe, hayatın varlığına bir açıklama olduğunu iddia ediyorsa, hayatın her alanını kuşatan bir etik-ahlak temeli de sunabilmelidir. Fakat ateizm felsefesi, temel olarak bunu üretebilmekten yoksun kalmaktadır."

- dusunenmusluman.com
Helal olsun peygamberime allahın emrini yerine getirip dönemin bir tabusunu cehaletini daha yıkmış.
Daha akla uygun iftiralar bulmanız gerekiyor artık.

--spoiler--

Ayetlerden de biliyoruz. Ona inanmayanlar, ona “deli, büyücü, büyülenmiş, şair” dediler, ama hiçbir zaman “ahlaksız” demediler.

Evet, Hz Hatice ile 25 yıl evliydi. Evet, eşi vefat ettiğinde 50 yaşındaydı. Biz bu evliliği hep kitaplardan okuduk. Ama ashap, bu evliliği yaşadı. Onu, tanıyorlardı.

Eşi ölünce, her yaşta hanımla evlenebilecek ünvana sahip olmasına karşın, 50 yaşında, dul bir hanım olan Hz Sevde ile evlendi. Ateist ve deistlerin iddia ettikleri gibi biri olsaydı, genç ve bakire bir hanımla evlenmesi gerekmez miydi?

Ve işin yine enteresan olan kısmı Sevde validemizle olan evliliğinin ilk “3” yılında da başka hiç kimseyle evlenmedi.

Bugün Türkiye’de yaşayan evli birini çevirip “neden tek eşlisin” diye bir soru sormayız. Çünkü toplumumuzda normal olan bu.

Cahiliye dönemi toplumunda da, çok eşlilik vardı.

Çok eşliliğe zaten izin veren bir toplumda, “sınırsızca ilişki yaşamak isteyen birinin”, bu uğurda onlarca çetin savaşa girip, kitap yazmasına gerek yok ki, bunca zorluğa neden girsin.

Yani ateist ve deistlerin iddiası gibi, peygamber bu kitabı kendi yazmış olsa, zaten var olan bir hakkı Kuran’ın içine yazmasına gerek yok.

--spoiler--
(bkz: abi yenge de Erik gibiymiş kütür kütür)
sözlüklere karşı açılmış savaşın devamıdır . sözlüklerde peygambere hakaret et sonra bunu sözlük sahipleri yazmış gibi göster twitter da tag ol bütün insanların dini değerlerini sömürerek ortadan kaldırmak istediğin şeyleri kaldır . Kesinlikle provokatif bir söylemdir . Ciddiye alınmaması gereken bir başlıktır . müminlerimiz de kesinlikle gaza gelmemeli bunu kişisel olarak değerlendirmeli ve şikayetini dile getirmelidir . sağduyunuza hayran olduğum milletim biz ne günler atlattık evvelallah bu entirikalı günleri de atlatacağız .
Ahçı bahçıvana, bahçıvan ahçıya, sonra hepsi ahçıya olayının arap yarımadasında vuku bulmuş hali.
Allah emrettiyse konu kapanmıştır.

Bizim saf aklımızla bu olayı yorumlamamız doğru değil.
Bir bu bir de ebabil olayı. Açıklaması çok zor.

Ben iyi kötü Bi musluman.