bugün

bitmesiyle kendimi terk edilmiş hissettiğim dizi ayrıca zaten iki hafta önce terk edildim o ayrı mevzuu.
finali ile hem sasirtan hem sasirtmayan dizidir. kararsiz kaldim.

zira bastan beri zaten hep robin ted uzerine yogunlasildi, beklenti buydu aslinda. cocuklarla olan son sahne de yillar oncesinden cekilmis olmali, 9 senede o cocuklarin cocugu olmustur zaten. ya da teknolojiyle boyle seyler mumkunse ben cahalam bilmirem.

sonu ile her ne kadar kadere inancimizi sarstiysalar da bir nebze, 9 sene hayatlarina bu kadar taniklik etmek ve buyuduklerini degistiklerini gormek, ve hatta sonraki 15 senelerini de parca parca yasamak inanilmaz keyifliydi aslinda. bir omrun ozetiydi resmen. keske bitmeseydi ama her seyin bir sonu var tabi. *
yapimcilar yaratilan hayal kirikligi nedeniyle ozur dileyip, alternatif bir son bolum cekmisler. cikicak dvd nin icine koyucaklarmis.
ted ile annenin mutlu sonu yani.

kaynak: hatirlamiyorum ama ciddiyim.
Finalinde barney in çocuğunun olduğunu gördükten sonra herkes değişirmiş bee dediğim efsane dizi.
--spoiler--
eşinin ölmesi üzücü robine dönmesi duygusal dizi artık sıkmaya başlamıştı. güzel bitirdiler. son sezon gayet hoştu.
--spoiler--
2005 yılında başlayan ve 9. sezonun 24. bölümüyle final yapan dizi.

--spoiler--
ne güzel replikler, ne güzel aşklar, ne güzel romantizmler ve akıllara 'awesome'la 'suit up' olarak karizmatik karakterler. bölümlerin hepsi çok güzeldi -tamam hepsi çok da güzel değildi, özellikle 7. sezondan sonra iyice sıvamaya başladılar * - karakterlerin hepsi çok tatlı ve sevimliydi. hatta hiç değişmez dediğimiz barney stinson bile hem aşk adamı olup hem de son bölümde bir kız babası olunca hakikaten insanda 'ne oldum değil, ne olacaksın demeli'ye getirdiler adamı.

ama şu son sezondaki marshall'ın bir türlü bitmeyen araba yolculuğu, düğüne bilmem kaç saat kaç dakika kalması, ted'in neredeyse düğün dakikasına kadar aklının ve gönlünün robin'de kalması falan hatırlayabildiğim önemli zırvalıklar. daha da vardı da hem hatırlayamadığım, hem de bölümlük olan şeylerdi. her neyse, geçti gitti.

8. sezonun son karesinde tanımıştık anneyi. beklentileri karşılama safhasında elbette sınıfı geçemedi çoğu kimse tarafından ama final bölümünde ted'le olan bazı fotoğraflarındaki gülüşü, duruşu ve samimiyeti kalpleri kazandı. minyon tipli, hanım hanımcık ve biraz da esprili bir kız. ha ted tabiki robin, stella, victoria ve şimdi adını hatırlayamadığım sarışın gerizekalı polis karıdan sonra bizi böyle bir beklentiye de soktu, en fazla pay bence budur. fakat anne dediğin biraz aklı başında olmalıdır değil mi. ulan aklıma neyi soktu şimdi eğlenilecek kız ve evlenilecek kız sorunsalı * elbette anne dışındaki herkes eğlenilecek kız sıfatı taşıyordu, bir ihtimal victoria hariç, hatta şahsen ben annenin victoria olduğunu ciddi ciddi düşünüyordum bir yere kadar.

gelelim final bölümüne. aslında bok gibi bir final yaptılar, gereksiz anlarda geçmişe dönerek romantizme bağlamaları, ted'in anne ile tanıştıktan sonra nişanlılık evresinin çok uzun sürmesi ve evliliği göstermemeleri, hatta çocukların bile şimdiki hallerinin 3-5 saniye bile olsa şimdiki halleriyle gösterilmeleri ve ted'in 'ulan siz ne kadar büyümüşsünüz bu kadar' dememesi *swh~ ~ finalin bokunu çıkartan şeyler. ancak yine de geçer not vermek istiyorum, hem lily'nin düğün zamanında ikinci, ilerleyen yıllarda da üçüncü çocuğuna hamile kalması, hem bir iki sezon önce ted'in sarı şemsiyeli yağmur yağan yere olayı bağlaması, hem aslında her ne kadar 'anne ile tanışma' hikayesi olsa da aklının en baştan beri robin'de olduğu için ona hem de mavi saksafon ile*swh~ ~ kapısında bitmesi ve en güzeli, barney'nin bir kız evlada sahip olması beni ufak da olsa mutlu eden şeylerdi. tabi yine en önemli geçer not verme sebebim, bunca awesome hikayeye ve 9 sezona idi.

dizi aklımda şu kare ile kazındı valla http://funnyinternetmemes...How-I-Met-Your-Mother.jpg

--spoiler--

bakalım komedi dizisi kontenjanını bu efsaneden sonra hangi diziye vericez? şu anda devam eden bir komedi dizisi izleyip de beğenenler beni rahatsız etsin lütfen, gülmeye ihtiyacımız var*

edit: kızın ölümünü son 3-4 bölüm önce tahmin etmiştim.
finali sinirimi bozan dizi.

--spoiler--
neyi işlediniz şimdi? o kadar yeni başlangıçlar, ikinci şanslar, karakterlerin bariz değişimleri, hepsi boşa gitti. herkes için bir tek the one oluyor, ondan sonra bir daha aşkı tadamıyor gibi bir temaya bağlamışlar.

lily için marshall ve marshall için lily. birine bişey olsa diğeri bir daha başka kimseyle olamaz.
barney her zamanki barney işte, yürümedi robin'le bile. ki zaten robin'le olmazsa kimseyle olmaz.
ted için hep saplantı düzeyinde bir robin vardı. boku çıkmıştı yani artık. kişilikleri, hayalleri, hayattan beklentileri o kadar farklı iki insanın beraber olamayacağını ben ondört yaşındayken anlamıştım şahsen, mantıklı olan da bu. robin'in mesleğini barney gibi haftada bi' striptiz kulübünde takılan bi' adam bile kaldıramadıysa ted'le nasıl olcak ki? nasıl olabilir yani? robin ted'i sevmeye hep zorladı kendini ama hiç sevemedi ki. şimdi ne değişebilir saçma sapan eskimiş bir esprisi olan mavi fransız hedesiyle?

lily ve marshall'ın sevgisinin dışında şu diziye dönüp bakınca güzel bir aşk göremiyorum tracy'nin ölmüş sevgilisiyle konuşma sahnesi dışında. ama onun için de the one o adammış işte, ted değilmiş.

diziyi izlemeye başladığımda on üç yaşındaydım. platonik aşık falan olurdum bazen sınıftan çocuklara, on üç yaşındaki her kız gibi yani. ama düşününce, çocuk yanım daha ağır basıyordu. ilk kez bi' erkeğin elimi tutmasından daha önceydi bu diziye başlamam. bu yüzden belki de, uzun yıllarca ted'in romantizminde ve the one'ı arayışında benim aşka çocukça bakışımdan çok şey buldum. kendimde de onun hayal kırıklıklarından, saçma kararlarından, hevesinden...

ted yıllarca doğru insanı arayıp, o kadar hüsrana uğramasına rağmen pes etmedi. aşırı bir romantizm ve gerçekçilikten uzak, yer yer absürt bir komedi izledik biz de. o ararken, biz bulmuştuk belki, o bulmuşken kaybetmiştik. ama her zaman umut ve doğru insanın daha hayatımıza girmediği inancıyla sarmalanmıştık.

bunları yaşamış insanlara bu kadar realist bi dizi finali veremezsin ya. hazmedemeyiz ki. hoşumuza da gitmez, böyle insanlar değiliz. realist yanımızı başka dizilerle doyuruyoruz zaten, romantik yanımıza böyle bir darbe indiremezsin. "hayatını birleştirdiğin insan ölüyor, ama zaten bi robin değildi." diyemezsin.

kendi adıma konuşmuyorum elbette, - bana "the one" muhabbetiyle ilgili hiçbir şey koymaz, çünkü aşk ve ilişkilere daha farklı bakıyorum artık. - ama finalin pek çok kişi tarafından sevilmemesinin sebebi bu bence. 2005'ten beri başından binbir türlü olay geçen insanlar, tanışıp sevip ayrılıp belki tekrar birleşip tekrar ayrıldıkları robin'lerini sonunda unutmuştu. o yüzden bir anda şoka girdi herkes. "bana da mı böyle olacak, üstünden yıllar geçse de hep içimde bir ukte mi kalacak?" dedi bence. aman ne bileyim. öyle işte. uykum geldi yazarken.
--spoiler--

alternatif finalini bekleyeceğim dizidir ayrıca.
Finaline neden herkesin bu kadar şaşırdığına anlayamadığım dizi. Adam zaten Robin diye diye öldü bitti. Gerçekten başka birini sevebileceğini mi düşündünüz. Robin'i ne kadar sevmesem de güzel bir sondu bence.
ben bunu kaç yıldır izliyorum diye düşündüğümde bir yıl olduğunu farkettiğim dizi.gelgelelim bendeki yeri 9 senedir izleyenlerle aynıdır.lise sonda yurtta kaldığım günlerin çekilir olmasını bu dizi sağlamıştır.okul bitse de 2 himym atsam sonra yemeğe kadar uyusam derdim.etütler gece 10.30 gibi biterdi.bu sıralar herkes aç olurdu.karnımızı zulaladığımız salçalarla peripellalarla doyururduk.ödevler, temizlik, yatışa geçiş derken saat 11.30 u bulurdu.biz 12ler olarak sadece 6 kişi yurdun en üst katında kalırdık, aşağılar doluydu bize de üst kat kaldı istediğimiz gibi at koştururduk.hocalar da sınav hazırlığı falan diye yatma kalkma hiçbir şeye kızmazdı.işte 11.30 da misler gibi yatağa girerdim yüz üstü yatar yastığı göğsüme dayar telefonda himymyi açar izlerdim.bazen coşar 1e kadar 3-4 bölüm izlerdim.benim için o zifiri karanlıkta, yalnızlıkta hepsi bir dost olmuştur.valla amerikaya gidip o oyuncuların elini öpesim geliyor.ama gerçek hayatta böyle sevecen değillerdir.yine de şu karakterler anılarımla birleşince bambaşka anlamlar kazanıyor.iyi vardın himym.
--spoilerımsı--
9 sezon boyunca ted'in herşeyin altında aradığı 'kaderindeki' aşkının anne olduğuna hepimizi dizinin -ismiyle bile- başından beri inandırmış ve beklentiye sokmuş olan fakat final bölümünün yaklaşık son beş dakikası bunu yerle bir eden dizidir.
--spoilerımsı--

buna tamamen katılıyorum fakat yine de bu dizi başından beri çoğu insanın kötü hissettiğinde açıp yaklaşık 20 dakika bile olsa da tebessüm ettiren kötü gün dostudur. hatta hepimizde 'legendary, suit up, awesome, that's love bitch, son of a bitch, high five' vs. etkiler bırakmıştır. aşktan da öte arkadaşlığın, aile boyutuna gelebilecek samimiyette olabildiğine inandırmıştır. fazla özgüvenin ya da ezikliğin insanı zaman zaman komik duruma düşüreceğini hatırlatmış, ikili ilişkide insanların birbirini nasıl idare edeceğini bile göstermiştir. buna daha eklenebilecek şeyler de vardır fakat bir diziyi bu kadar dramatize etmenin alemi de yok. uzun lafın kısası; böyle bi' final yaptığı için huysuz çocuklar ya da hiçbir şeyden memnun olmayan insan gibi nankörlük etmek gereksizdir.
aklıma geldikçe beni hüzünlendiren dizi. çok özledim sözlük çok.
sonlarına doğru insanı sıkan ve o kadar sezon izledim şu bölümleri de izleyeyim eksik kalmasın dedirten dizidir. bu diziye bayıldım çok sevdim ben diyen arkadaşlara duymuşlardır belki friends öneririm himym yi beşe katlar 10 ekler 88 e böler naptığını anlamazsınız 94 04 arası yayınlandığından ilk başta biraz abes gelebilir.
Bu entry başından sonuna kadar spoiler içerir.
yaziyla --spoiler--

2007 den beri izliyorum bu diziyi, o zamanlar bölüm kaçırmazdık.* Sonra ara verdim, biriktirip biriktirip izliyordum ve son iki ayda da son iki sezonu oturup izledim.

Yazılacak milyon şey var tabii ama öncelikle o son olmamış, bende dengesizimdir, eski sevgili yaradır vs. ama olmamış işte. Ben demiştim yapmak istemem ama annenin robin olduğunu diyip durdum kaç sene, tam olmasa da yaklaşmışım en azından. Annenizle nasıl tanışdığımı robin aşkım yüzünden anlattım çocuklar hic olmamış zaten.

Resmen bir klişe olarak: Böyle şeyler sadece amerikan dizilerinde olur, bize de konuşmak kalır. iyiydi, komikti. daha doğrusu barney deyimiyle it was legan-wait for it-dary demek istiyorum.
--spoiler--
Igrenc biten dizidir. Sonu o kadar kötü olduğu için bütün sevdiğim dizilere bakış açımı değiştirdim lan.
Finaliyle ağzları açık bırakan, yok artık dedirten, 9 sene boyunca anne bekletmiş, harika dostlukların işlendiği, komedi dizisidir.
Not: Kesinlikle izlenmesi tavsiyedir.
"Üç derin nefes bile her şeyi değiştirebilir."
Mother
atası friends gibi onuncu sezona varıp son sezonda da çiçeği burnunda anneyi bize daha net tanıtmadan öldürdüğü için koskoca dokuz sezonda sadece annenin yorumladığı la vie en rose parçasıyla aklımda kalan komedi dizisi.
dokuzuncu sezonda final yapan, bir o kadar daha olsa yine ve yine izleyebileceğim dizidir. insanı kahkahalara boğduğu kadar düşündürür de. karakterlerin her biri kendine hayran bırakan cinstendir.
9 sezon izleyen herkesin beklentisini final bölümü ile karşılamamış olan dizidir. finaline 10 üzerinden 10 verdim diyecek adamın aklından şüphe ederim zaten. bir filmi finalde nasıl bambaşka bir yola sokabiliriz diye düşünen senaristlerin verdiği cevabı görmüş olduk. barney stinson gibi bir karakteri bizlere kazandırması yeterli benim için. umarım kendisini daha iyi projelerde görebiliriz bundan sonra.
Sonunda hayal kırıklğı yaşatan dizidir.
Karısı öldükten 6 yıl sonra eski ve ölümsüz aşkı robin'e dönmesini tuhaf karşılamış insanlar. Ted robin'e aşıktî anneyi ise sevdi. Unutmayın ikisinin de aşık oldukları kişiler başkalarıydı.
yeni sezonunda küçük emrah oynayacaktır.

görsel
kahkaha efekti barındıran sitcom, dizi ya da her ne boksa berbattır ön yargımı yıkmış dizidir.
barney karakteri sayesinde izlenebilir dizi. yoksa ted, marshall falan olmamis yani...
9. sezonuna kadar keyifle izlenen, 9. sezondan itibaren aniden sıkıcılığın dibine vuran dizidir.

--spoiler--
ilk bölümünde "55 hours before the wedding" yazısını görünce 'heralde bir iki bölümde bu düğün olayını bitirirler ve ted karısıyla tanışır, beraber vakit geçirirler, bir iki duygusal sahne olur ve güzel bir final ile biter' diye düşünmüştüm. fakat ikinci bölümde "54 hours before the wedding" yazısını görünce neye uğradığımı şaşırdım. eyvah dedim, bütün sezon bunların düğün saçmalıklarıyla geçecek. nitekim öyle oldu. 9. sezonun tamamı -finalinde ted ile tracy'nin tanışmasına kadar- düğün hazırlıklarıyla, hazırlıklar sırasında çıkan küçük aksiliklerle ve bu aksiliklerin bölüm boyunca giderilme çalışmalarıyla geçti. haa bir de marshall'ın düğüne yetişme çabaları vardı, sezonun yarısını işgal eden, yolda küçük marvin'e anlattığı şiirimsi masallar falan. uzun lafın kısası, gereksiz bir şekilde sakız gibi uzatılan bir sezondu. finali o kadar da kötü değildi, ama tıpkı penny mosby'nin de dediği gibi, anneleri hikayede neredeyse hiç geçmedi.
--spoiler--

yine de çok hoş bir dizidir, insanı hem güldürür, hem hüzünlendirir, arkadaşlık ve insan ilişkileri üzerine birçok şey öğretir, niye izledim la ben bunu dedirtmez. son bir cümle yazıp noktalamak istiyorum ama aklıma bir şey gelmiyor, bu yüzden hoşçakalın diyorum.
güncel Önemli Başlıklar