bugün

ölümsüzlüğün sırrını bulduktan sonra uyuya kalan yunanlı hekim..
uyuduğunda ölümsüzlük sırrını bir yılan içmiş ve bu yüzden yılanların ölümsüz oldukları ve deri değiştirdikleri mitosta hipokratla beraber anılır.Eczacı ve doktor amblemlerinde yılan simgesi bu yüzden bulunur.
üreme ile ilgili maddenin organizmanın vücudun çeşitli kısımlarından oluşan bir karışım oldugunu; buna görede erkek ve kadının tüm karakterlerinin onların tohumlarında(üreme hücrelerindea)toplanarak dogrudan döle geçtigini ileri sürmüştür. (karışım teorisi)
istanköy (kos) adasında doğduğu, larissa'da öldüğü, kısa boylu olduğu, çok seyahat ettiği, sokratesin çağdaşı olduğu söylenir. hayat hikayesi bir çok efsane ile dolu olduğu için, hakkında söylenenlerin hangisi doğru hangisi yanlış olduğu karışabilir.

tedaviyi gözleme ve insan bedenin bütün olarak algılanmasına dayandıması, her hastalığın akılcı bir açıklaması olduğunu savunması onu tıbbın babası yapmıştır. o zamana kadar hastalıklar doğa üstü nedenlerle açıklanmakta idi. rahip hekimlerin önünü kesmiştir. tıbbın pek çok alanında etkinlik göstermiştir.

duygu ve düşüncelerin kalpten değil beyinden kaynaklandığını ilk söyleyen hekimdir.

zatürre ve saranın belirtilerini ilk olarak o tarif etmiştir.

hekimliğinin yanı sıra aforizmaları da ünlüdür:
-sanat uzun, hayat kısa, fırsat ani, deney tehlikeli, hüküm zordur.
-yürüyüş en iyi ilaçtır
-aslında iki şey vardır; bilim ve kanaat, ilki bilgiyi, ikincisi cehaleti doğurur.
-bazan hiç birşey yapmamak en iyi tedavidir.
-zıtlar birbirinin ilacıdır.
(M.Ö. 460-M.Ö. 377) yılları arasında yaşamış,bilinen en ünlü tıpçı.
"Bir insanın beden ve ruh yapısını bilmek istersek, öncelikle doğayı bilmemiz gerekir." sözüyle bilinen hipokrates,tıp hekimliğinin de simgesidir,ve bütün doktorlar görev öncesi hipokrat yemini ederler.o derece yani.
http://www.turkcebilgi.com/Hipokrates
eski yunanistan'ın en ünlü hekimidir, tıbbın babası kabul edilir. babası heraklides de hekimdir ve eski yunanlılar bu alienin tıp tanrısı asklepos'un torunlarından geldiğine inanırlardı.
devrin tanınmış filozoflarından demokritos'tan felsefe dersi almışlığı vardır.
o çağlarda yersiz inançlar yüzünden insan vücudunun kesilip gözden geçirilmesi hemen hemen imkansız iken anatomi bilimi üzerindeki deneyleriyle herkesi hayrette bırakmıştır.
hipokrat bir hastalığı iyi etmeye çalışmadan önce hastayı iyice gözden geçirip hastalığın sebebini anlamak gerektiği gerçeğini ortaya koymuş, böylece klinik tedavinin esaslarını kurmuştur.
modern tıbbı başlatan şahsiyet.hipokratik tıp galenin ölümüne degin sürmüştür.
-hastalıkların tedavisinde temizliğin ve dinlenmenin önemine dikkat çekti.
-insan vücudunun içindeki kan, safra, lenf gibi sıvıların dengesinin bozulması ile vücut dengesinin bozulduğunu ve hastalıkların baş gösterdiğini savundu.
-hastalıkların doğa üstü olayların sonucu değil çevre faktörlerinin sonucu ortaya çıktığını, egzersiz ve dinlenmenin bir çok hastalığın önüne geçebileceğini iddia etti.
-adı ile anılan hipokrat yemini, kendisi tarafından değil büyük ihtimalle öğrencilerinden biri tarafından m.ö. 5. yy da kaleme alındı.
ilk çağın en büyük hekim ve cerrahı, tıbbın babası.
dine ve büyüye değil de akla ve deneyime dayalı anlayışından dolayı, modern tıbbın kurucusu sayılan ve tıp ahlakının temellerini attığı bilinen ünlü yunanlı bilim adamı.
Rahmetli Hipokrat, her derdin devasını bulup da söylememeye yemin etmiş bir orospuçocuğudur. Ben böyle düşünüyorum bilader, beni ellemeyin.
görsel
önceliği tedavi etmek değil zarar vermemek olan hekim. durumu kötüleştirmeyeceğine emin olduğunda tedaviye başlar.
namı yedi cihana yayılmış eski zamanların modern insanıdır.
istanköy'de doğmuş grek tıbbının öncülerinden sayılan deontolojik açıdan hala önemi bulunan bir hekimdir. orta çağ müslüman hekimleri hipokrat'ı "tıbbın kurucusu" olarak nitelendirmişlerdir. hipokrat'a göre hekimlik en şerefli ve en saygın meslektir.
hipokrat'ın hekimlikte uyguladığı temel ilkeleri ve görüşleri şu şekildedir:
- öncelikle zarar vermemek esastır.
- birçok hastalık yanlış beslenme sonucunda sindirilemeyen ürünlerin vücutta buharlar çıkarması ve bu buharların sağlıklı organlara etki etmesi sebebiyle meydana gelir.
- cisimler dört ana unsurdan (ana asr-ı erbaa) oluşur. bunlar ateş, hava, su ve topraktır. bunların dört özelliği vardır: sıcak, soğuk, kuru ve ıslak. aynı şekilde insan vücudu da ahlat-ı erbaa adı verilen dört maddeden oluşur: kan, balgam, safra ve kara safra. (bu "dört temel madde" prensibinin antik yunan'da birçok filozof tarafından kullanıldığını ve temellendirildiğini biliyoruz, hipokrat'ın bu fikirlerden bilimsel olmayan bir şekilde etkilendiği muhtemeldir.)
hipokrat'ın ölümünden sonra ona ait birçok eser "corpus hippocratium" adı altında tek eserde birleştirilerek 10. yüzyılda yayımlanmıştır. hipokrat'ın eserleri yine aynı dönemlerde arapça ve süryaniceye de çevrilmiştir.
hipokrat'ın arapçaya çevrilerek oradan avrupa ülkelerine çevrilen 17 eseri bulunmaktadır. bu kitaplarda genel hatlarıyla tıp kanunları, hastalığın seyri ve tedavisi, doğum, fiziksel şartların vücuda etkisi, beslenme, egzersiz, kadın hastalıkları, ateşli hastalıklar, huy ve mizac, kırıklar, çıkıklar ve meslek etiği konularından bahsedilmektedir. hipokrat andı olarak bilinen yemin bu kitaplar içerisinde yer almaktadır.
görsel
hava, su, yer üzerine adlı kitabında hava, su ve coğrafi özelliklere göre asya ve avrupalıları birbirinden ayıran boyut, görünüş, cesaret farklarından bahseden antik dönem hekimi.

"...bunların avrupa ve asya arasındaki farklılıklar olduğu söylenebilir. avrupa’da vardır, öyleyse insanlar birbirleri arasında boyut, görünüş, cesaret olarak farklılaşabilir ve bu farklılıkları kontrol eden faktörler tanımladığım gibidir. bunları açıkça özetleyeyim. bir ırk, sert dağlık, yüksek seviyedeki, yağış alan ve çeşitli mevsimlerde çok farklı iklimlerin eşlik ettiği bir ülkede yaşarsa insanlar karakterleriyle, sağlam kişilik yapısına sahip, zorluklara alışkın ve cesur, şiddet ve vahşiliğe yatkınlığı az olmayan insanlar olurlar. öte yandan düz uzanan, çayırlarla kaplı, boğucu düzlüklerde, soğuk rüzgarlardan çok ılık rüzgarların estiği, suyun ılık olduğu yerlerde, insanlar geniş de ince de olmazlar; fakat yapıca oldukça katı, etli ve siyah saçlı olurlar. ciltleri sarışınlarınkinden daha koyu olur ve huysuzdan ziyade ağır kanlı olurlar. cesaret ve zorluklara dayanıklılık hayatlarının bir parçası değildir, ama eğitilerek geliştirilebilir. nehirlerin yüzey sularını ve yağmur sularını akıttığı yerlerde, insanlar temiz ciltli ve sağlıklılardır. fakat nehir bulunmayan ve içme sularının göl veya bataklıklardan alındığı yerlerde insanların şişkin karınlı ve dalak hastası olması beklenir. yüksek seviyeli, rüzgar alan ve yağmurlu yerlerde yaşayan insanlar görkemli endamlı ve birbirleri arasında az varyasyonlar gösteren insanlar olmaya eğilimlidir. aynı zamanda, daha az cesaretli ve vahşiliğe daha az eğilimli olacaklardır. açık, susuz topraklarla ağaçlar ardında kalan , mevsimleri elverişli, fakat aralarında küçük değişimler barındıran yerlerde insanlar genellikle sıkı dinç vücutlu, koyu tenlilerden daha açık renkli, güçlü iradeli ve inatçı mizaçlı olurlar. havanın çok nadir değişiklik gösterdiği çok yüksek sıcaklıklardaki yerlerde, bölge sakinleri çok farklı bireysel fiziksel farklılıklar, mizaç ve eğilim farklılıkları gösterirler.

öyleyse, başlıca kontrol edici özellikler, hava, ülkenin çeşidi ve içilen su türleri olarak çeşitlendirilir. genel bir kural olarak, şunu bulacaksınız: bir insanın bünye ve alışkanlıkları yaşadığı bölgenin doğasını takip eder. toprağın zengin, yumuşak ve iyi sulanmış, yüzey sularının içilebilir, havanın yazın ılık kışın soğuk, mevsimlerin elverişli olduğu yerlerde, insanların etli, belirgin olmayan eklemli, soğuk bünyeli olduğunu görürsünüz. insanlar büyük güçler için öylesine yetersizdir, aynı zamanda çoğunluğu öyle korkaktır ki. dışa dönük, uykulu, beceriksiz zanaatkarlardır ve asla hevesli ya da nazik değillerdir. fakat, çıplak, kurak ve sert, kış fırtınalarıyla süpürülen ve yaz güneşiyle yanan yerlerde, sıkı ve zayıf, eklemleri belirgin, adaleli ve kıllı insanlar görürsünüz. doğalarından hevesli ve işe yatkın, uyanık, inatçı ve güçlü iradeli, evcil insanlara nazaran sertliğe yatkın insanlardır. zanaatlerine daha hevesli, daha zeki ve daha savaşçılardır. bu gibi yerlerde diğer canlı şeyler de benzer özellikler gösterir. öyleyse, bunlar karakter ve fiziksel özellik çeşitlerinin, en kökten zıtlıklarıdır. kararlarınızı bu prensipler üzerinden verirseniz, yanlış yapmazsınız."
Yatın uyuyun Olm ya.

işsiz misiniz gecenin birinde bunlara bakıyorsunuz.
Halk sagliginda animistik dönem: hipokrat öncesi
Miasma donemi : hipokrat sonrasi.
Animistik donemde insanlar hastaliklarin nedenlerinin doga ustu gucler olduguna inaniyordu. Hipokrat hastalik nedenlerinin cevrenin kötü atmosfer koşulları ve vucudun dengesinin bozularak ortaya ciktigini savundu.
Hipokratin 4 sivi teorisi :
Kan
Safra
Balgam
Kara safra (psikiyatrik vakalari temsil ediyor ).
aslında mühendislik istiyormuş ama tutmamış.
teşhis koymak için hastalarının sidiğinin ve kulak kirinin tadına bakarmış.
Tıbbın babası değildir. Hipokrat'tan yaklaşık 1200 yıl önce Babil'de bronz neşter kullanılarak ameliyat yapıldığı Hammurabi kanunlarında yazılıdır. Hipokrat'tan önce doğa üstü güçlere inanılıyordu büyü ile tedavi vardı iddiası da yalandır. Hammurabi kanunlarında büyücülük suçtur. Yine binlerce yıl önce Hititler'de bitkilerden ilaç yapılıp tedavide kullanılıyordu. Diyelim ki bunlar hiç olmamış. Yine de tıbbın babası değildir.
Çünkü; yaklaşık 60 eserden oluşan içinde Hipokrat Yemini'nin de olduğu the hippocratic corpus adlı eserlerinin hiç biri Hipokrat tarafından yazılmamıştır. Her biri farklı yüzyıllarda yazılmış olup anonimdir. Yani kimin yazdığı belli değildir. Hipokrat, bir çok bilimde olduğu gibi Tıp bilimini de Antik Yunan icadıymış gibi göstermek istemek amacıyla uydurulmuş bir şahsiyettir.
Konuyla ilgili ingiliz Tıp Tarihçisi profesörün makalesi için; http://theconversation.co...-father-of-medicine-32334
"şaraptan sarhoşluk, aynı miktarda su da içilmişse, anksiyete ve korkuyu uzak tutar."

m.ö 4 yy' da büyük düşünmüş üstad.
Tıbbın babası, üstadı. Gerçek bir doktor. Hatta adına ''Hipokrat Yemini'' vardır. Doktorların etmek zorunda olduğu yemin. Ne idüğü belirsiz simyacı Lokman(Lokman Hekim, Hz. Lokman) yanında halt etmiş.
Hipokrat, tarihi bir kişiliktir ve gerçekte yaşamıştır; Lokman ise bir Yahudi efsanesidir gerçekte hiç yaşamamıştır.
Modern tıp vs geleneksel tıp
güncel Önemli Başlıklar