bugün

Alman şair ve romancı.
hikayesi şudur:
henriette vogel adlı bir kadına aşık olur.
hastalığından kurtulma ihtimali olmayan kadın kendini öldürmesi için kleist' e ricada bulunur.
bu aykırı isteği kleist kendi trajik hayatından kurtulmak için bir çıkış sayar.
21 kasım 1811' de, kleist önce henriette' yi vurur ve ardından intihar eder.
tam adı Heinrich von Kleist'tir.

Kleist 1777'de Frankfurt'da dünyaya geldi. Kısa bir eğitim hayatından sonra 1792'de Prusya ordusuna kayıt oldu, 1799 yılında teğmen rütbesiyle ordudan ayrıldı. Viadrina Üniversitesinde hukuk ve felsefe tahsili gördü.

1809'da Prag'a gitti ve daha sonra Berlin'de yaşamaya başladı. Tutulduğu Frau Henriette Vogel ile birlikte intihar etti. 1811 yılında 21 Kasımında Potsdam yakınlarındaki Wannsee nehri kıyısında Vogel'e ateş edip öldürdükten sonra kendisi de intihar etti.
*
19. yüzyılın ilk büyük alman oyun yazarı olarak bilinir. tanıştıgı herkesten kendisiyle birlikte intihar etmesini isteyen yazar olarak aklımda yer etmiştir. bu istegini kanser hastası olan ve kendisi gibi ölümü arayan eşiyle gerçekleştirmiştir.
michael kohlhaas' ta şöyle der;
"kanunun korumasından yoksun bırakılanı, ben devlet topluluğunun dışına atılmış sayarım! çünkü benim huzur ve barış içinde zanaatımı uygulayabilmem için bu koruyuculuğa ihtiyacım var, hatta işte bu yüzden de emeğimle kazandığım herşeyle birlikte bu topluluğa sığınıyorum. bunu kim benden esirgerse, beni ıssızlığın vahşiliğine doğru itmiş olur, işte o kişi, sizin de inkar edemeyeceğiniz gibi, kendimi koruyacağım silahı elime vermiş olur."
büyük alman führeri adolf hitler in en sevdiği şair. saf kan bir alman ve katıksız bir milliyetçiydi. düşünsel olarak führeri etkileyen edebiyatçılardan biriydi. çok genç bir yaşta * intihar ederek yaşamına son vermiştir.
Johann Wolfgang von Goethe 'nin genç werther'in acıları kitabında da bahsi geçer.
kürk mantolu madonna kitabında konusu geçen şair.
rivayete göre bir parkta sevgilisiyle birlikte intihar etmiştir.

romanda değinilen kısmı:
raif bey uzun bir yürüyüşün ardından maria puder'in, trenin camından ona gösterdiği o parka ulaşır.ve alman şair kleist ve sevgilisinin intihar ettiği park olduğunu fark eder.ve şöyle der:

"...beni buraya getiren neydi? rastgele yürürken gözüm bu taraflara ilişince neden hemen sapmıştım? hatta neden evden çıkar çıkmaz bu istikameti tutarak sözleşmiş gibi buraya gelmiştim. dünyada en güvendiğim mahluktan ayrıldıktan ve onun, iki insanın ancak muayyen bir hadde kadar birbirine yaklaşabileceklerine dair söylediklerini dinledikten sonra, ölüme bile beraber giden bu insanların hayattan ayrıldıkları yere gelmek süretiyle ona bir nevi cevap mı vermiş oluyordum.?...
18 ekim 1777 - 21 kasım 1811 yılları arasında yaşamış olan ve günlerdir vikipedi sayfasını düzenlemekten anamı ağlatan —daha da ağlatmaya devam edecek olan— alman oyun, öykü ve novella yazarı. ha bir de şair. oyunlarında dram ve trajedi ağırlıkta bu arkadaşın. romantik bir kişilik ayrıca. alman edebiyatı'nın sağlam kalemlerinden... hele drama ve trajedi dendi mi kuzey almanya'da, akla ilk bu delikanlı gelir. romantizm'in de öncüllerindendir. edebî yönü bu kadar.

şimdi gelelim intihar olayına: 34 yaşında iken sevgilisi henriette vogel ile birlikte berlin'deki kleiner wannsee gölü kıyısında intihar etmiştir. olay şöyle gelişir: heinrich, 1809 civarı tıpkı kendisi gibi herhangi bir hayat amacı bulunmayan henriette vogel ile tanışır. birlikte olmaya başlarlar, ilişkileri gelişir. vogel 1808'de önemsiz boyutta olduğu belirtilen rahmindeki kanserin kasım 1811'de çok ciddi bir boyuta ulaştığını, ve çok fazla yaşayamayacağını öğrenir. durumu heinrich'e anlatır. ardından ikisi de yaşamak için bir amaç görmez ve intihar etmeye karar verirler. aslında önce vogel, kendisi korktuğu için daha soğukkanlı olan heinrich'ten kendisini öldürmesini ister. daha sonra heinrich de intihara karar verir. ardından 21 kasım 1811 sabahında heinrich bir intihar mektubu yazar (görsel ) ve vogel ile birlikte berlin'deki kleiner wannsee gölü kıyısına gidip birlikte kahvaltı ederler. daha sonra iş intihar etmeye gelir: heinrich önce vogel'i tabanca ile kalbinden vurur, ardından silahı kendi ağzına dayar ve kendisini de öldürür. intihar mektubundaki bazı sözleri şöyledir:

“... asıl mesele şu ki: Bana bu gezegende hiçbir zaman bir yardım eli uzanmadı.”

mezar taşında ise şunlar yazmaktadır: “Şarkı gibi bir hayat yaşadı ve kederli bir şekilde acı çekti, zor zamanlar geçirdi; ölümü aradı ve ölümsüzlüğü buldu.”
neş'e erdok hocanın bir resmine de konu olan yazardır. Kleist'ın ironideki ustalığı bir yana metin içindeki ustalığı hayranlık uyandırıcıdır. Eşiyle birlikte intihar etmişlerdir. işte neş'e erdok hocanın resmine konu olan da budur. Kleist'ın "sevgili marie" diye seslendiği eşi ve kleist'ın yüzlerinde maskeler vardır. Kleist eşinin, Marie ise Kleist'ın maskesini takar. Peki neden yaptırır bunu neş'e erdok? Çünkü oradaki tezer özlü'nün de bahsettiği biçimde yeryüzünün intiharları sonsuzdur noktasına tekabül eder.
Berlin’e yakin küçük wannsee denen göl’ün yakınlarında, önceden sevgili olmadığı, kanser hastası olan, ve intihar'dan kısa bir süre önce taniştığıi henriette vogel'in göğsüne, ardından da kendi gögsüne bir kurşun sıkarak intihar eder. iki aşık sevgili'nin intiharı değildir, henriette vogel'in acısını azaltmak için öldürdüğü biliniyor. hatta kadınları, nişanlısın'dan ayrıldıgından beri sevmediği de ayrıca biliniyor ailesi bile "o işe yaramaz insanlığa faydasi olmayan bir aile mensubumuz'dur" dediği kleist, eşsiz eserlerini bırakarak, posthum bir gün bu kadar tanınıp sevileceğini bilmeden göçüp gitti.
ona rastlayanların çoğu onu fark etmiyordu, ya da onun uzağından geçiyordu, bir çeşit korku ve utanma duygusuyla.
onu tanıyanlar, onu seviyordu ve onu sevenler tutkuyla seviyordu: ama onun yanındayken soğuk, gizli bir korku, sevenlerin de ruhlarını yakıyor, kalplerini ve ellerini tutsak ediyordu. bu kapalı adam kendini kime açarsa ona bütün derinliğini gösteriyordu. ama herkes hemen hissediyordu ki bu derinlik bir uçurumdu. yanındayken kimse kendini rahat hissetmez ama yine de en yakınlarını büyülemişcesine kendine çeker. onu tanıyanlardan hiçbiri onu terk etmez, ama yanında kalmaya kimse dayanamaz. havasının baskısı, tutkusunun aşırı ısısı, isteklerinin aşırılığı (hemen hemen herkesten birlikte ölüm istemiştir.) ikinci bir insanın bunları kaldıramayacağı kadar ağırdır. herkes ona gitmek ister, herkes onun kaderinden ürkerek çekinir, herkes hisseder ki ölümden ve batıştan bir ramak uzaktadır.

onu tanıyanlar ise, onu yiyip bitiren karanlık ateşten ürker ve korkarlar. bu yüzden kimse ona dokunamaz ve koruyamaz; bazılarına fazla soğuk, bazılarına sıcaktır. ona yalnız kaderi sadık kalır.

kendi de bilir ki bir keresinde dediği gibi "benimle düşüp kalkmak tehlikelidir." bu yüzden kendinden geri çekilen kimseden yakınmaz; ona yakın olan kim varsa, onun ateşinde yanmıştır.

kaderindeki tehlikeyi bilmektedir, içinin korkunç uzak etkisini; bu yüzdendir ki kendi kabuğuna gittikçe artan bir acıyla çekilir, tabiatın onu yarattığından daha da yalnızlaşır. iletişimsizliği gün geçtikçe şiddetlenir, gün geçtikçe ortalıktan kaybolur.

ondan bir resim bile yok bizde; yalnızca o karanlık refakatçisini tanıyoruz: kaderini.
Adam gibi adamdır.
Romantizmi yaygın romantizmden farklıdır. Onun romantizmi felsefi bir temele sahiptir. Her ne değin bu temelin çoğunluğu kant'ın düşüncelerinden şekillense de edebiyatında felsefe, kendisini hissettirir. Heidegger'in de okuduğu bir adamdır ki heidegger, bir röportajında kendisinin bıraktığı yerden düşünme'yi devam edecek kişi için heinrich von kleist'ten alıntı yapar:

görsel

Heinrichoş, bunu okuyorsan öptm.