Tarihin yüz kızartan hatta yerin dibine sokan, vicdanı olanı inim inim inleten köpek katliamına ev sahipliği yapmış olan ada.

O taşın toprağın dili olsa da konuşsa. En acı tarafı ise; Bugün, Modernleşen tek şeyin öldürme yöntemi olması. Ne acı...

sokak köpeklerinin ‘uyutulması’ gerektiğini savunan ‘modern insan’ toplulukları adına Utanıyorum.

Modernleşmesi gereken; çözüm üretebilen kafalar olmalıdır. Ölümü modernleştirmek ölümden ne azaltır? Köpekler için de böyle, insanlar için de.
Kimsenin yaşamadığı gitmediği son sakinlerin 1910 yılından kaldığı ada.

Hayır sen boka gidicen?
Bir rivayete göre de toplanılan köpekler fransa'ya satılmak içinmiş, lakin fransa anlaşmayı iptal edince sokak köpeklerini bu adaya bırakmışlar ve acı son.
Sahili olan her ege ilçesinde bir adaya verilmiş anonim addır. Ya hayırsız adadır adı ya eşşek adası ya tavşan adası mutlaka bir tane bu adlı ada bulunur. ..
Hayırsız Ada faciası
memleketimizin gördüğü en insafsız köpek katliamıdır.Başlangıcı 3 Haziran 1910'dur. Avrupa'da parfüm/kimya sanayi için katliamlar çoktan başlamış, sokaklarda tek köpek kalmamıştı. Fransızlar bizimkilere bir öneri getirdi:istanbul’un sokak köpeklerini toplayıp bize satın.” Fransa ile anlaşma imzalandı. Ancak halk köpekleri vermedi, direndi.Her köpek kendi sokağının bir sakini gibiydi. Halktan destek gelmeyince bu işler paraya muhtaç olan insanlara, serserilere havale edildi.Toplama sürerken halk isyan etti, gemiyle Fransa’ya gönderilmek üzere Tophane'de bekletilen binlerce köpeği bir baskın yaparak kurtardı.Ancak hükümet bir kez Fransa ile anlaşma yapmıştı, bu işten vazgeçmedi. Daha kapsamlı daha organize bir toplama işi başlatıldı.Kısa sürede 80 bin köpek toplandı ve Tophane'de bekletildi... Halkın bir kez daha hayvanları kurtarmaması için başlarına asker dikildi.Fakat Fransa’dan bir türlü yükleme talimatı gelmiyordu. Köpeklerin beslenmesi ve bakımı sorun olmaya başlamıştı.Fransa’dan yanıt gelmeyince hükümet köpeklerin fiyatını indirdi, sonra bedavaya vermeye bile razı oldu ama Fransa'dan çıt çıkmıyordu.Köpekleri artık Tophane’de bekletme olanağı yoktu. Kentten uzak bir yer, Sivri Ada seçildi. 80 bin köpek Sivri Ada’ya nakledildi.Köpeklere burada bir süre daha bakıldı. Ta ki Fransa anlaşmayı fesih ettiğini, köpekleri almayacağını bildirene kadar.Bundan sonra köpekler Sivri Ada’da tamamen kaderine terk edildi. Halk bir süre yiyecek taşıdı ama sonra bu da imkansız bir hale gelince..Köpekler açlıktan ve susuzluktan can verdiler. Kuzucukların acı çığlıkları Anadolu Yakası sahillerinde duyuluyor, sabaha kadar dinmiyordu.Ölümler başlayınca, 2-3 yıl boyunca tüm sahil kokudan yaşanmaz hale gelmişti. istanbul halkı bu suçtan dolayı çok üzgün, çok çaresizdi.Pek çokları sahildeki evlerini kapattı. Köpeklere dokunmanın büyük bir lanete yol açacağı düşünülüyordu.Sonunda o lanet 1912 yılında deprem olarak geldi. Büyük deprem köpeklerin ahına, günahına bağlandı. Adanın adı da Hayırsız Ada oldu. Robert Gillon'un anısı: “istimbotumuz, kıyıya fazla yaklaşmadan çevresinde dönüyordu. Yüzlerce, binlerce köpek havlayarak bize bakıyordu. (…) Koşuyor, atlıyor, havlıyor, kendilerini kurtarmamız için adeta yalvarıyorlardı. Bir ara garip bir şey oldu. Köpeklerden biri cesaretle denize atlayarak bize doğru yüzmeye başladı. Biz de bu cesaretini, onu istimbota almakla mükâfatlandırdık. Ona teneke bir kap içinde biraz su verdik. Haftalardan beri kireçli sudan başkasını içmemiş olan zavallı hayvan, verdiğimiz suyu kana kana içti. Onu gören bir başkası da bulunduğu kayalıktan kendini denize attıysa da bize kadar yüzemedi. Buralarda sular çok kuvvetliydi, akıntıyla birlikte sürüklendi, gitti.”

Günümüzde de şikayet edilen köpekler tedrici olarak hayırsız ada vakası yaşamakta otoban kenarlari dağ başlarında ya da barınak köşelerinde can vermektedir.
görsel
Batıya ayak uydurma adına yıllardan beri kutsal sayılan sokak köpeklerinin toplatılıp ölüme mahkum edildiği ada.

Reşat Ekrem koçu'nun ve sunay akın'in anlattığına göre köpek sesleri istanbul'a kadar gelirmiş. Ayrıca o sene ve sonrasında yaşanan felaketlerin (1912 istanbul depremi) sebebi olarak bu kutsal kabul edilen köpeklerin ölüme mahkum edilmesi halk arasında yıllarca konuşulagelmiş. Yaklaşık 110 yıl önce yaşanan insanlık ayıbı için adaya bir de anıt dikilmiştir.

görsel
18 Maddede Hayırsız Ada Katliamı;

https://onedio.com/haber/...4%B1&utm_medium=tweet
osmanlının neden yıkıldığını anlamamıza yardımcı olmuştur. öyle işte hayvanlara merhamet etmezsen allah da sana merhametini kesiverir. kalırsın açıkta.
80000 köpeğin 1910 yılında istanbul valisi * tarafından ölüme terk edildiği ada..
fransız dergisinin istanbul'daki köpeklerden bahsettikten sonra şehir köpeklerinden utanıp onları ölüme gönderdikleri adadır.
foça yakınlarında bulunan küçük bir adadır.
marmara denizinde bulunan küçük kayalık bir ada.

1911' yılında istanbul'da başıboş köpek sorunu almış yürümüştür, istanbul ile ilgili eski yağlı boya tablolarda ve resimlerde bir köşede sokak köpekleri genellikle göze çarpar..

padişahın * emriyle bu köpekler toplanmış ve tekneler ile buraya taşınmış, kısa zamanda burada bulunan köpek sayısı 80 bin'e ulaşmış, ada üzerinde yiyecek bulamayan köpekler zamanla birbirlerini yemeye veya açlıktan ölmeye başlamış hatta rivayet olunur köpeklerin haykırışları istanbul'dan duyulur olmuştur, halk ise bunun uğursuzluk getirdiğine kısa süre sonra çıkan balkan savaşınıda bu yüzden olduğuna inanmıştır.

"kaptan geminin düdüğünü çaldırdı. zavallı hayvanlar bir yardım sesi duymuş gibi heyecanlandılar, bu sese hayvanların nasıl yalvarırcasına cevap verdiklerini size anlatamam.. bilmem göz önüne getirebiliyor musunuz? feryat ve inilti saçan bir yalçın kaya, bir yanardağ ki ateş yerine feryat, duman yerine cesetler saçıyor. bu kızgın zemin üzerinde su, yiyecek için ağızları açık köpekler.."

ada üzerinde bulunan köpeklerin durumuna şahit olan sem' isimli bir fransız gazeteci. *
diğer adı sivriadadır.
istanbul adaları içinde, adalar kümesine en uzak olan piramit şeklindeki adadır.
deniz mahsulleri yönünden bereketli bir bölgenin ortasındadır.
tepesinde bir fener bulunur.
sürgün adası olarak kullanılmasının yanı sıra inzivaya çekilen bizans din adamlarını da uzun yıllar ağırlamıştır.
günümüze ulaşmış en önemli tarihi kalıntısı, sivriada manastırıdır.
1911 yılında istanbul'un başıboş köpeklerinin Sivriada'ya terk edilmesi, adanın son sürgünü olarak, ada tarihindeki yerini almıştır. adaya terk edilen bu köpeklerin açlıktan birbirlerini yemesi akabinde istanbul'da yaşanan büyük deprem, köpeklere reva görülen acımasızlığa yorulmuştur.