bugün

yazacam bir sürü şey duyar kasma diyecekler,

çıkın sokağa yürüyün insanlara bakın, sonra kendinize bakın kendiinz karar verin
ağzına dolu dolu sıçmak istediğim kişiler var hayatımda.
Bir yandan 16 yaşında olan kuzeninin mezarında dua okurken onunla yaşıt olan kuzeninin yanında seninle beraber dua okuması. Hayatımda hiç bir acının ağırlığını bu denli dile dökemem. inanın o kadar acımasız ki hayat...
başını yastığa koyduğunda seni uyutmayan ne ise o,
sabırla beklersin susarsın sana sıra gelmesi için. o sıra sana hiç gelmez hep başkasına tanınmış zamanlar anlar hatta sözler vardır ama o zamanın o anın o sözlerin sırası sana hiç gelmez. işte o zaman anlarsın hayatın acımasız olduğunu. çünkü avazın çıktığı kadar bağırsan da kendini anlatamazsın dinletemezsin.
Her seni seviyorum diyene inanma.
apartmanınızın giriş katında doğum yapmış anne kedinin yavrularını emzirebilmek için kapı girişinde sizi bekleyip sizinle beraber içeri daldığına, hem karnını hem yavrularını doyurmak için verdiği zorlu mücadeleye tanık olduğunuz an.

babaannemin ileri yaşı ve yürüme güçlüğü nedeniyle haftada birkaç gün bir kadın bakıyor. evi düzeltiyor, yemek yapıyor, banyo yaptırıyor ve gidiyor. kadının ellerinin parmakları eğilmiş.
"benim ellerim yıllarca soğuk sularla uğraşmaktan eklem romatizması oldu sızlıyor hep, ağrıyor zaten her tarafım." diyor. ama çalışmak zorunda, gariban işte.
bunlara şahit olduğunuz an.
1-işten kovulma
2-işte problemler yaşama
3-Kendi işinde iflas etme
4-Eş tarafından boynuzlanma.
5-Sınıfta kalma
6-Sağlığı yitirme
en değerli hazinenin bile bir gün sana sırt çevirmesi kadar "hayatın acımasız olduğunun anlaşıldığı anlar" yoktur diye tahmin ediyorum. umarım hiç kimse bu duruma düşemez. aile HAYatın umut ışığıdır.
Allah yaşatmasın ama bir aile üyeni kaybettiğin andır.

O an için kıyamet kopar.
Önce sessiz. Sonra tüm şiddeti ile.

Ve asla geriye alamazsın, telafi edemez, düzeltmezsin.
Hayatının ömrünün birlikte geçtiği insana sonsuza dek veda etmişsindir.

En çok korktuğum şeydir.
Bunu yaşamaktansa mal mülk olmasın.
Hatta ilk önce veda eden ben olayım.

Allah kimseye yaşatmasın.
Yaşayanlara sabır versin.
görsel
tam olarak bu fotoğraftır an için. salgın nedeniyle işsiz kalmış, çaresizlik içindeymiş ve üst geçidin parmaklıklarına önce urganı bağlamış sonra boynuna geçirip aşağı atmış kendini. gece gece çok şey sorgulattı bana.
(bkz: beni koronavirüs değil sahipsizlik öldürdü)

binlerce on binlerce yüz binlerce milyonlarca hatta milyarlarca insan içerisinde bile yalnız olmak.
Gazetelerde 3.sayfa haberlerini okuduğun an.
Doğuştan fiziksel veya zihinsel engelli bireyler ile karşılaşmak . Doğuştan olmasına da gerek yok aslında .
çıkar uğruna kendini o insanların seviyesine indirmek kadar acımasız olduğunu sandığım acımasız dünya düzenidir.
anneyle birlikte yaşayan ablanın, korona dolayısıyla iş yerimi açamadığım zamanlarda annemin yaprak sarması poşetinin içine koyduğu 100 lirayı kısa mesajla geri istediğini öğrendiğim an. bugün.
Hayatına dokunan insanların aslında ,çıkar peşinde olduğunu geç fark etmek o kadar acımasız geliyor ki insana anlatılamıyor.. sanırım bu anı yaşamak gerekli..
Sevdiğiniz bir insanı kaybetmeden ne kadar acımasız olduğunu anlayamazsınız.
Vaktinden önce yaşlananları, yaşarken kendi mezarı başında ağlayanları gördüğün vakit anlıyorsun hayatın ne kadar acımasız olduğunu.

Ayna diye bir yer var, oraya gittiğimde görmüştüm.
Son anda gelen zam.
Geçmişte yaşadığım travmaların tekrar gün yüzüne çıktığı zamanlar.
mesela bir başlık var burada her okuduğumda takılıp şöyle bir düşündüğüm: hangi yaşınıza dönmek istersiniz diye. bir bir düşünüyorum sonra hayatımda yanlış kararlar verdiğim ve pişmanlık duyduğum yıllarımı. sonra bakıyorum beni mutsuz eden o kadar çok insan ve olay varmış ki hayatımda vazgeçiyorum. bırakayım yanlış kalsın kararım da, hayatım da diyorum.
Dönüp baktığınız her bir yılda acımasızca tonlarca şey var.

Hayat çok acımasız amq.

Beni pek affetmedi... sağ vurdu, sol vurdu düşmedikçe vurdu herifçioğlu.

Şimdi ise yorgun bir surat, gözaltları morarmış, pek de randımanlı olmayan insan ilişkileri ve uyumsuzluk..

Tutunamadım pek, sevemedik birbirimizi. Sağlam koydu piç.
Yokmuşsun gibi davranan kişilere mecburi selam vermek zorunda kalıyorum dediğimiz an. Anlaşılır.
Bizzat yaşayan varsa bilir bu duyguyu.
sevilenin öldüğü an.