bugün

Suriyeli cocuklardan olusan bir grup vardı garaj kapısının arkasında.
Araba cıkacak diye kapı açılırken kapının arkasında biri avuç içleri bana dönük sekilde elinden kanlar BOŞALIYOR HALDEYDi.eli arada kalmıs. ANNESiNiN YANINA GiTTiĞiMiZDE BABASI DA EVDEydi. Hastane dedi eksik turkcesiyle neyse arabaya bindik.
Annesi o kadar soğuktu ki insan sarılmaz mı kocaman. Gözyaşını silmez mi silmiyordu.basını koltuğa yaslamıs yarasına bakıp sessiz sessiz ağlıyordu.kapattım peçeteyle daha fazla gormesin diye.
Sag parmaklarına bissürü dikiş atıldı.
Aksamda arkadasın kınası vardı o gelin oluyorum diye ağlıyor bense o cocuga aglıyorum. Onun caresiz, kimseye nazının gecmediğini bilen sessiz sessiz aglayıslarına.
Kendi kardesimi dusundum aynı olay onun basına gelse kurban keserdik ugruna.buyuk olay olurdu. Niye dedim kendi kendime. Ama o öyle alışmış dediler.bu dünyanın düzeni utansın.
Çok gözyaşı döktüm ugruna cocuk sen farkında olmasan da,bu lanet düzeni değiştirmesede.
Evli barklı kadınların, yıllar sonra hak ettikleri değeri göremediklerine dair, sitem dolu sohbet etmeleri. Son zamanlarda fazlasıyla dikkatimi çekiyor. Ailesi için emek verdiğini ama takdir edilmediklerini, eşlerinin huysuzluklarını anlatıp yaşamlarını sorguluyorlar. Severek evlenen de görücü usulü evlenen de aynı şeyi söylüyor. Yıllar sonra böyle bir tükenmişlik yaşamak çok ağır bir duygudur. Ne bileyim ben anlamadım. Bütün erkekler mi değer bilmiyor, ya da bu kadınlar bir yerde hata mı yaptı? Kadınlar kendilerini daha rahat açtığı için bunları duyuyorum. Erkeklerin de dert yandığı şeyler vardır elbet. Ya da çiftlerin kültürel kaynaklı tavırlarından dolayı mı yaşanıyor bunlar? Nedenini bilmem ama ben korktum. Yıllar sonra ömrümü geçirdiğim insanla birbirimizi anlamıyor hale gelmekten korktum.
Taktiksiz yaşamalar dilerken, buna engeller çıkarılması.
konuşamamak yada konuşuyor sanılır iken dinlememek dinlenmemek sonucu ortaya çıkan sorunlar sayesinde hayatı kendi kendimize zorlaştırıyor olmamız.
1.5 saatlik yurume mesafesi var ve butun param ickiye gitti. cebimdeki son paramla taksideyim..
beklerken geçen süre. hayat bu işte.
çok zor zamanlar bunlar. bakmayın deliliğe falan vuruyoruz. görmüyomuş gibi duymuyomuş gibi öyle bişey olmuyomuş gibi herbişeye miş gibi yapıyoruz. insanlar ölüyor sırf bi dine inandıkları için. insanlar ölüyor sırf bi dine inanmadıkları için. ölüyorlar lan küçücük çocuklar, gencecik fidanlar. bombayla ölüyorlar, gazla ölüyorlar, açlıktan ölüyorlar. biri de çıkıp demiyo ki yeter durun napıyoruz biz!! koskoca dünya üç beş kodumun manyağının oyun bahçesi olmuş geri kalan milyarlarca mal izliyor, izliyoruz.
Şu an ben rahatça yatağımda yatarken dünyanın bir köşesinde insanların savaştan kaçması, soykırıma uğraması, yakılması, fuhuşa zorlanması, dövülmesi. Belki de şu an korkulu gözlerle çaresizce beklemesi. Tam şu dakikada. Benimse yatağımda rahatça uzanmam. Uludağ sözlüğe bakmam. Pencereden dışarıyı izlemem.
Dünya, güzel bir yer değil. iğrenç bir yer.
sevilen kişinin başkasını sevmesi bu detaylardan biridir. birde surilerin bok var gibi bizim memlekete doluşması.
Hayata başlarken medium butonuna basmış olmam. Easy olsa dadından yenmezdi şimdi.
Bi keresinde şehir dışından dönerken cebimde otogarda tuvalete gidecek param dahi yoktu içim burkulmayı bile geçmişti.
Eğitim adı altında cahillik aşılanıyorsa, o ülkeden hayır beklemeyin. Muasır medeniyetler seviyesi derken bu kastedilmiyor. Yeni nesle insan olmayı öğretmektense ayrımcı ve eşitlikten uzak bir yaklaşım sürdürmek sağlıklı olmasa gerek.
görsel
Kimine göre ne lüzumu vardı anlatmana kimine göre abla yanlış başlıktasın kimine göre tamam sana sigara yakarım ama çok da şey etme

9 ay boyunca çok çabalamışsındır ama o kadar da alışmış gözlerinin içini sevecek kadar, yüzünü avucuna alınca dünyayı eline almış kadar çok daha fazlası onu öpüyorsun ama öpmüyorsun ikinin hatrı kaldığını onda öğreniyorsun

Kızıyorsun kaçmak istiyorsun ama o kadar çok bağlanıyorsun sevmeye engel koyamiyorsun

Neden mi kızıyorum yanlış şeyler yapıyorsun sevgilim çok yanlış ve sen kendi yanlışını kapatmaktansa çok karşı tarafta kendince yanlış yaratıyorsun

Ben sana her şeyi anlatıyorum anla diye gözlerinin içine bakıyorum lütfen bitmesin diye bu gece aglamiyim diye içimden yalvarıyorum ve sen bana bahane üretme diyorsun

Ne bahane sevgilim ne benim senin için kurduğum cümleler neden bu kadar basit neden bahane geliyor senin bahanelerin bile bana ninni gibi gelirken

Bende sende sucluyduk ben bıraktım sende tutmadın ee zaten gitmeye sebep yaratmazdin sevgilim

Üzüldüm yıldız Tilbe dayan yüreğim dinlerken bazen işte çalışırken ağlamak istedim bazen gece yarısı 3'te uyanıp ağladım

Ama senin yaptıkların olmadı belki ben bozdum seni belkide sendin bu ben sende bozuldum

Ben sana hiçbir zaman o geri kafalı kalıbından ve egoistliginden çıkaramadım
Olsun onlarada alıştım egoluguna, inadına. Bazen inadını bile öyle seviyordum ki seviyorum ama yanlış insanı

Yanlışlığına hep kördün
Kendi hatanda bile beni suçladın
Belki nefes aldım diye de

Çok konuştum ama belki hava baloncuğu olarak ifade etti belki de hiç

O kadar debelendim kendi sözcüklerimde boguldum ama anlamadın gözlerinin içine bakarken anlamsız olduğunu dedin

Saygısı değeri kalmayan kadın gider durmasın ki insanız biz ama bir hiç değil

Özet: kalbi kırılmış bir kadın
Bayram da gecenin bir vakti arkadaşlarla ısınmak için yakılan ateşi görüp gelen abinin,daha bir hafta bile olmadan kızını ve eşini almak için otogar'a giderken trafik kazasında hayatını kaybettiğini öğrenmek. Daha acısı ise 6-7 yaşlarındaki zihinsel engelli oğlunun köyde şeker poşetiyle "ben onun oğluyum,ben onun oğluyum" deyişlerini unutamamak...
Hiçbir ortamda siklenmemek. Siklendiğini sanıp aslında siklenmediğini fark etmek.
Bugün akşamüzeri yol kenarında bir hareketlilik fark ettim. Yavru bir kedi annesiyle oynuyor sandım ilk başta. Fakat biraz daha yaklaşınca anne kedinin öldü(rüldü)ğünü, yavrusunun da başında ağladığını gördüm. Yavru daha en fazla 3 haftalık. Dedim ki ben buraya oturayım bu yavruyla beraber 3 gün ağlayayım!

Ulan saygıdeğer insanlar! Bu dünya sadece sizin göt keyfiniz için dizayn edilmedi. Başkaları da yaşıyor ulan! Çarp, yık, Parçala, boz, öldür... Dur artık dur!
Dün haberlerde gördüm, apartmanda yürüme engelli Bir kardeşim var. Annesi de yaşlı veya apartmanda rampa yok. Annesi "her gün ya polisten ya da herhangi birinden yardım alıyoruz" dedi. Apartmandakilere demiş ama oralı olmamışlar. Hatta belki yardımı dokunur diye haber kanalı aramışlar. Peki o apartmandakiler ne yaptı? Habercilere saldırdı. Apartmandaki Kadın muhabiri itti. Anneye "terbiyesizlik yapma geç içeri" dedi. Bunların her biri o engelli kardeşimizin olduğu zaman yapıldı.

Herkesin başına her an her şey gelebilir. Ne var 3-5 lira koysanda oraya bir rampa yapılsa ölür müsünüz? Ne var hayvan gibi davranılmasa.... Ama zaten ateş hep düştüğü yeri.....
kasabanın en köklü ailelerinden birisi, taşınıyor uzun yıllardır yaşadıkları evden. artık gitme zamanı. son günleri bu tarihi konakta. sohbet ediyorlar akşamüstü bahçedeki yaşlı ağacın altında. neredeyse 100 yıldır yaşayan o ağacın altında. kim su verecek, kim bakacak bu ağaca diye hüzünlü bir şekilde dertleşiyorlar. veda ağır geliyor. zorunda olmak koyuyor aileye. herkes hüzünlü. herkes bir tuhaf. boğazlar düğümlü... yarın yola çıkılacak. dönmemecesine...

sabah uyandıklarında bahçedeki o yaşlı ağacın kuruduğunu görüyorlar. bir gecede. ansızın... "beni dert etmeyin diyordu sanki ağaç. duymuştu sanki onları"...

gözler dolu. ağlamak geliyordu içlerinden... son kez bakıyorlardı konağa, ağaca, yaşanmışlıklara, hatıralara...

[alıntı]
kalıp da alttan bıraktığınız dersin kitabının aynısıyla kitapçıdaki rafta başka bir şey ararken göz göze gelmek.
yeni insanlarla tanışmaya hevesin kalmaması.merak etmiyorum ismini nereli olduğunu hikayeni.tanidiklarla da bir halt yapamaman.
görsel
görsel
Güzel kızları hiçbir zaman etkileyemeyeceğinin farkında olmak.

Bakın bu dramdır.
çoğu hayallerinin asla olmayacağı ve bunun farkında olmak.
Uyandığımda mutlu, gevşek, bebek gibi huzurlu idim. Akıllı telefonla sosyal medya sokaklarında gezindim ve şimdi bezgin haldeyim.
Siz siz olun yataktan çıkmadan internete girmeyin. Ülke boka saplanmış ama güzel günler goygoyu ile uyutuluyor insanlar.