büyük adam. ortadoğudan çıkan nadide yazarlardandır. lübnan'lı hristiyan araplardandır.
lübnanlı felsefe yazarı,romancı,şair ve ressam.tam adı cübran halil cübran'dır.

'.....hayatın öyle geniş ve büyük boşlukları vardır ki ,can buralarda dolanır da bu süre insanoğlunun kendi buluşu olan zaman tarafından ölçülemez.'(sözler)
arap dunyasini tanimayan adamlarin arap edebiyat adami olarak tanidiklari tek isim. bunun sebebi de acikca, arap diyarinda degil de avrupa'da yasamasi, hristiyan omasi ve ingilizce kitaplarinin da mevcut olmasidir.*
(bkz: nebi)
(bkz: aşk)
" çocuklarınız sizin değildir " , " allah, yaratan benim kalbimde demeyin, ben allah'ın kalbindeyim deyin" diyen, ermiş adlı kitabıyla ciddi bir felsefeci olduğunu bildiğimiz lübnanlı yazar.
"söylediklerimin yarısı beş para etmez; ama ola ki diğer yarısı sana ulaşabilir diye konuşuyorum."
"sevinciniz, gerçekte peçesini kaldırmış kederinizdir."*
adam fısıldadı: ''tanrım konuş benimle''.
ve bir kuş cıvıldadı ağaçta.
ama adam duymadı.
sonra adam bağırdı:
''tanrım konuş benimle''.
ve gökyüzünde bir şimşek çaktı.
ama adam dinlemedi onu.
adam etrafına bakındı ve,
''tanrım seni görmeme izin ver'' dedi.
ve bir yıldız parladi gökyüzünde.
ama adam farkına varmadı.
ve yüksek sesle haykırdı:
''tanrım bana bir mucize göster''.
ve bir bebek doğdu bir yerlerde.
ama adam bunu bilemedi.
sonra çaresizlik içinde sızlandı:
''dokun bana tanrım ve burada olduğunu anlamamı sağla, ne olur!''
bir kelebek kondu adamın omzuna.
ve adam kelebeği, elinin tersiyle uzaklaştırdı...
olgunluğun aşka üstün geldiğini anlatan dizeleriyle ünlü, lübnanlı şair.

' yenilgi, yenilgim, başkaldırım
ve de benim kendimle tanışmam
sayendedir ki hala ben
ayağı yere basan
ve solmuş defneler peşinde koşmayan
genç olduğumun bilincindeyim
ve sende yalnızlığımı buldum
ve de herkesten uzak ve gururlu olmayı '
yaşarken sürekli olarak nietzsche özentisi olmakla suçlanmış,gençliğinde uzun süre ciddiye alınmayı beklemiş,fransızca yazdığı dönemlerde yabancısı olduğu bu dilde kendini iyi ifade edememiş, resimler yapmış hayran olunası yazardır.
may ziyadenin gerçekten sevdiği erkek. aralarında ki ilişki her ne
kadar ruhsal ve platonik ögeler taşısa da bunu bir aşk ilişkisi
olarak değerlendirmek pek mümkün değildir. aralarında ki bu tarifsiz
yoğunluk mektuplaşma ile baş göstermiştir. düşler ve hayaller
dışında bu alemde hiç karşılaşmamışlardır.
düşünmüş, taşınmış, az ve uz dere tepe yürümüş... bazen yorulup dinlenmiş yanına bir insan geldiğinde sohbet esnasında bir şeyler anlatmış kendi dili döndüğünce...
(bkz: musiki)
(bkz: vadinin perileri)
(bkz: asi ruhlar)
(bkz: kırık kanatlar)
(bkz: gözyaşı ve gülümseyiş)
(bkz: kafileler)
(bkz: fırtınalar)
(bkz: güzellikler ve iğrençlikler)
(bkz: deli)
(bkz: müjdeci)
(bkz: ermiş)
(bkz: kum ve köpük)
(bkz: insanoğlu isa)
(bkz: yeryüzü tanrıları)
(bkz: avare)
(bkz: ermiş in bahçesi)
Çocuklarınız sizin çocuklarınız değil,
Onlar kendi yolunu izleyen Hayat'ın oğulları ve kızları.
Sizin aracılığınızla geldiler ama sizden gelmediler
Ve sizinle birlikte olsalar da sizin değiller.
Onlara sevginizi verebilirsiniz, düşüncelerinizi değil.
Çünkü onların da kendi düşünceleri vardır.
Bedenlerini tutabilirsiniz, ruhlarını değil.
Çünkü ruhlar yarındadır,
Siz ise yarını düşlerinizde bile göremezsiniz.
Siz onlar gibi olmaya çalışabilirsiniz ama sakın onları
Kendiniz gibi olmaya zorlamayın.
Çünkü hayat geriye dönmez, dünle de bir alışverişi yoktur.
Siz yaysınız, çocuklarınız ise sizden çok ilerilere atılmış oklar.
Okçu, sonsuzluk yolundaki hedefi görür
Ve o yüce gücü ile yayı eğerek okun uzaklara uçmasını sağlar.
Okçunun önünde kıvançla eğilin
Çünkü okçu, uzaklara giden oku sevdiği kadar
Başını dimdik tutarak kalan yayı da sever.
halil cibran
Kurallar

Sonra bir avukat, 'Bize kurallardan bahset...' dedi.

Ve o cevap verdi:

'Siz kurallar koymayi çok seversiniz,
Ama kurallari bozmayi daha çok seversiniz.

Tipki okyanus kiyisinda sabirla kumdan kuleler yapan,
sonra da kahkahalarla onlari deviren çocuklar gibi.

Ancak siz kumdan kulelerinizi yaratirken, okyanus
kiyiya kum tasimaya devam eder.

Ve siz onlari yerle bir ederken, okyanus da sizinle birlikte güler.

Gerçekten de okyanus, daima masum olanla beraber güler.

Fakat yasami bir okyanus ve insanlarin koydugu kurallari kumdan
kuleler olarak görmeyen kisiler için ne diyebiliriz?

Onlar için yasam bir kaya, ve kanun bu kayayi kendi isteklerine göre
oyup sekillendirmek için kullanacaklari bir keski gibidir.

Danscilardan nefret eden yeteneksiz biri için ne diyebiliriz?

Veya boyundurugundan hosnut olup, ormanindaki geyigi basibos
bir serseri olarak yargilayan bir öküz için?

Peki, derisini dökemedigi için, digerlerini çiplak ve ahlaksiz
olarak niteleyen yasli bir sürüngene ne demeli?

Veya bir dügün sölenine erkenden gelen, iyice karnini doyurduktan
ve yorulduktan sonra, yemekleri ve eglenceyi kötüleyen biri için?

Bunlar hakkinda söyleyebilecegim tek sey, hepsinin günes isigi
altinda olduklari halde, Günes'e sirtlarini dönmüs olduklaridir.

Onlar salt kendi gölgelerini görebilirler ve bu gölgeler, onlarin kanunlari
olur.

Ve onlar için Günes, bir gölge yaraticisindan baska ne olabilir ki?

Ve onlar için kurallara uymak, baslarini yere egip, toprak üzerindeki
gölgelerini izlemekten baska bir sey degildir.

Ancak yüzünü Günes'e çevirmis olanlarinizi, toprak üzerine
çizilmis imajlar durdurabilir mi?

Eger rüzgarla yolculuk ediyorsaniz, hangi rüzgar gülü yönünüzü çizebilir?

Eger boyundurugunuzu kirarsaniz, ama baska birinin hücresinin
kapisinda degil, hangi kanun sizi sinirlayabilir?

Ve eger dansederseniz, ama baska birinin zincirlerine takilip
sendelemeden, hangi kanun sizi korkutabilir?

Orphalese halki, davulun sesini bogabilir, bir lirin tellerini
gevsetebilirsiniz, ama bir tarla kusuna sarki söylememesi
içinkim emir verebilir ki? '

Halil Cibran
Evlilik

Yeryüzüne birlikte geldiniz ve sonsuza dek birlikte yaşayacaksınız,
Ölümün ak kanatları günlerinizi bölene dek birlikte olacaksınız,
Tanrı'nın suskun anıları katına eriştiğinizde bile birlikte olacaksınız,
Ama bırakın da bunca beraberliğin arasında biraz boşluklar olsun,
Ve Tanrısal alemin rüzgarları esip dolanabilsin aranızda,
Birbirinizi sevin, ama sevginin üzerine bağlayıcı anlaşmalar koymayın,
Bırakın yüreklerinizin sahilleri arasında gelgit çalkalanan bir deniz olsun Sevgi
Birbirinizin kadehini onunla doldurun ama aynı kadehe eğilip içmeyin,
Ekmeğinizi bölüşün, ama aynı lokmayı dişlemeye kalkmayın,
Şarkı söyleyin, dans edin, eğlenin birlikte, ama ikinizin de birer Yalnız olduğunu unutmayın,
Çünkü lavtadan dağılan müzik aynı, ama nağmeleri çıkaran teller ayrıdır,
Yüreklerinizi birbirine bağlayın ama biri ötekinin saklayıcısı olmasın,
Çünkü ancak Hayat'ın elidir yüreklerinizi saklayacak olan,
Hep yanyana olun, ama birbirinize fazla sokulmayın,
Çünkü tapınağı taşıyan sütunlar da ayrıdır,
Çünkü bir selvi ile bir meşe birbirinin gölgesinde yetişmez....

Halil Cibran
Arkadaşlık
Ve bir genç, şöyle dedi: 'Bize arkadaşlıktan bahset.'

Ve o cevap verdi:

'Arkadaşınız, cevap bulan gereksinimlerinizdir.
O, sevgiyle ektiğiniz ve şükranla biçtiğiniz tarlanızdır.

O sizin sofranız ve ocak başınızdır.
Çünkü ona açlığınızla gelir ve onda huzuru ararsınız.

Arkadaşınız sizinle içinden geldiği gibi konuştuğunda,
ne 'hayır' demek zor gelir, ne de 'evet' demekten çekinirsiniz.

Ve o sessiz kaldığında, kalbiniz onun kalbini dinlemek için sessizleşir.
Çünkü arkadaşlıkta, kelimeler susunca, tüm düşünceler, tüm arzular
ve beklentiler, gürültüsüz bir sevinç içinde doğar ve paylaşılırlar.

Arkadaşınızdan ayrıldığınızda ise yas tutmazsınız;
Çünkü onun en sevdiğiniz yanı, yokluğunda
daha bir berraklık kazanır, tıpkı bir dağın,
dağcıya, ovadan daha net görünmesi gibi...

Ve arkadaşlığınızda, ruhsal derinlik
kazanmaktan başka bir amaç gütmeyin.

Çünkü, salt kendi gizemini açığa vurmak peşinde
olan sevgi, sevgi değil, savrulmuş bir ağdır
ve sadece yararsız olan yakalanır.

Ve arkadaşınıza, kendinizi olduğunuz gibi sunun.
Eğer dalgalarınızın cezrini bilecekse,
meddini de bilmesine izin verin.

Çünkü salt zaman öldürmek için bir arkadaş
aramanızın anlamı olabilir mı?
Onu, zamanı yaşatmak için arayın.

Çünkü o gereksiniminizi karşılamak içindir,
boşluğunuzu doldurmak için değil.

Ve arkadaşlığın hoşluğunda,
kahkahalar, paylaşılan hazlar olsun.
Çünkü küçük şeylerin şebneminde,
yürek sabahını bulur ve tazelenir.'


Halil Cibran
(bkz: fırtınalar) aşkla,şevkle,acilen bakınız hatta.
"bülbül, yavruları köle olmasın diye
yuvasını altın kafes içine kurmaz."

sözünün sahibi.
"kalbin bir volkan gibiyken, ellerinde yaseminler açmasını bekleyemezsin!"
''her insan iki insandır;
biri karanlıkta uyanık,
diğeri ise aydınlıkta uykudadır.''

''zihnimiz bir süngerdir,
yüreğimizse bir nehir.
çoğumuzun akmak yerine
sünger gibi emmeyi seçmesi ne garip!''

diyen ve aşk, evlilik, beraberlik, eğitim gibi konulara çok güzel bir şekilde değinen şair, felsefe adamı.
yalnızlığı hayatının merkezine koymuş değerli lübnanlı bilgin. ermiş adlı eseriyle kapitalist anlayışın çökerttiği toplumun yarasına parmak basmıştır. şiire ve felsefeye olan ilgisi alkole de vardı. 48 gibi erken bir yaşta new york' ta, bu kötü alışkanlığının etkisiyle hayat gözlerini yumdu.
gecenin içine dalmak için, geceyi bine bölüp parçalamak için önünüzde sayısız kapıyı aralayabilen nadir kişilerden birisi.
' en güçlü ruhlar, acı çekmiş ruhlardır. '
' en güçlü karakterler yaralanmıştır. '